Tüm dünyada meditasyona karşı müthiş bir ilgi başladı. Günümüzde büyük bir çoğunluk insanın sürekli zihninin endişe içinde çalışması ve düşüncelerinin rahatsız edici boyutlara gelmesi ile bu durum katlanılamayacak boyutlara gelmiş olduğunu gösterir. Bu sebeple kişilerin ilaçlara yönelmeden stresi azaltma alternatif yöntemlerine yönelimi arttırdı. Esasında çok geriye gitmeden 20 yıl önce ülkemizde meditasyon denilince bir tür dinin ibadet şekli gibi düşünülürdü ya da ruhsal anlamda gerçeklikten kopuk kişilerin yaptığı bir uygulamaydı fakat bilim insanları beyin için bu uygulamanın çok yararlı olduğunu araştırmalarında gösterdi.
Öyleyse bu yazıda meditasyonun insanlara sağladığı 10 faydadan söz edelim:
- Yaşlanmayı yavaşlatır: Amerika’da bulunan üniversitelerden UCLA ( University of California, Los Angeles ) araştırmacılarının 2015 yılında yaptıkları araştırmanın sonuç raporuna göre meditasyon yapan insanların diğer yaşıtlarına oranla daha fazla sağlıklı bir beyne sahip olduklarını gösterdiler. Ayrıca düzenli meditasyon yapan insanların beyin hacimlerinin yapmayanlara oranla daha geniş ve gri maddenin daha fazla olduğu saptandı. Yaşlandıkça beynimizde azalan gri maddenin azalması halinde kişinin kas kontrolünü yapabilmesi, duyması, koku alması, hafıza kuvveti, konuşması ve kendini kontrol etmesi azalır fakat gri madde çoğaldığında bu durumlar olması ertelenir.
- Beynin yapısının olumlu anlamda değiştirir: Harvard üniversitesi profesörü nörolog Sara Lazar ve ekibi 2011 yılında yaptığı bir araştırmada düzenli yapılan minfulness pratiklerini ve meditasyonun beynin yapısını değiştirdiğini gösterdi. Kişi 8 haftalık bir minfulness meditasyonu yaptığında beyninin hipocampus’un genişlediği ve üzerindeki zarının kalınlaştığı tespit edildi. Bunun kişide oluşturduğu durum ise öğrenme kolaylığı, hafıza bölgesinin güçlenmesi, duygu düzenlenmesinin yanı sıra amigdala bölgesinde bulunan beyin hücrelerini azalttığı için “Kaç ya da savaş” alarm halini sakinleştirmeye ve kaygı ve stresi azaltmaya yarar sağladığı tespit edildi.
- Beyin aktivite hızını düzenler: Beynimizin içinde muazzam bir ağ vardır ve bağlantısallık içindedir. Farklı beyin bölümleri ile bağlantı kurulur ve aktivasyon sağlanır. Misal, kişilik ve bireysel deneyim ve bilgilerin depolandığı hafıza bölümü ile akıl teorisi ( Bireyin inanışları, eğilimleri, arzuları, duyguları ve bilgisinin tamamını oluşturan bir kavram olarak düşünebiliriz) iletişim halindedir. Bu iletişime hızlı ve yeni bir veriyi alıp farklı şekilde konumlandırarak kullanma hali beynin aktivasyon hızı ile ilintilidir. Tabi bu durum zihin tarafından tam tersi olarak olumsuz duygu durumları ile birleştirerek de yapabilir bu sebeple meditasyon, yararlı olanın aktivasyon hızı ile olmayanın hızını düzenler, negatif düşünceyi durdurabilme ve aşırı düşünme halini azalttığını da söyleyebiliriz. Bu durumun teyidini de Yale Üniversitesi tarafından 2011 yılında yapılan araştırmalar sonucunda görüyoruz, araştırmaya göre beynimizde var olan ağın bağlantısal aktivitesi meditasyon sayesinde yavaşlar. Beynin nöronsal aktivitesinin düzenlenmesi kişinin anda kalmasını sağlar. “Şimdi ve burada” anlayışını alışkanlık edinen kişi geçmişte veya gelecekte yaşamaz.
- Acı algısını azaltır: Zihinsel acı veya fiziksel acıyı nefes egzersizi ile azaltmak mümkündür. 2011 yılında Journal of Neuroscience’da yayınlanan bir araştırmaya göre meditasyon direk olarak beynimizde bulunan acı mekanizmasını etkilediğini tespit ettiler. Acının sürekliliğinin zihinsel süreç ile ilintili olduğunu ve eğer kişi zihin kontrolünü yapabilirse acının daha az hissedileceğini gösterdiler.
- Konsantrasyon sağlar: Çağımızın hastalığı dikkat eksikliği olduğunu biliyoruz. Bu biraz da hızlı tüketimin sonuçlarından biridir. Acelecilik ve her an bir yerlere yetişme hali bir konuya konsantre olmayı engeller gibidir. Zihnin dengede kalıp bir duruma yoğunlaşabilmesi için meditasyon yapmak gereklidir. Kişinin kalabalıklar içinde kendisini izole edip sadece nefesine odaklanıp dikkatini orada toplarsa konsantre olma durumunu kontrol altında tutmayı başarabilir.
- Motivasyon arttırır: Bireyin esenliği beklenmeyen haberler karşısında sarsılabilir. Bu nedenle elinde olmayan meseleleri dert etmek yerine “Şimdi ne mümkün?” diye sorup her şeyin mümkün olmasını fark eder, çözüme odaklanma hali sürdürülebilir motivasyon getirir. Kendini hayat kurbanı ilan edip hiç birşey yapmamaya odaklanan kişilerin zihinleri karışıktır ve yolunu bulmakta zorlanırlar. Zihnin netleşebilmesi kişinin arada durup, geri çekilip, sakince olaylara bakabilmesi ancak meditasyon sayesinde yapabilir.
- Sosyal bağları kuvvetlendirir: Meditasyonun farkındalığı arttırarak, kendimize değer vermeyi ve çevremize saygı duymayı da öğretir. Sosyal çevremizde oluşturduğumuz ilişkilerimizin önemini ve gerekliliğini anlamamızı ve bu durumun en büyük zenginlik olduğunu anlamamızı sağlar. Kişinin sevdikleri ile kaliteli zaman geçirmesi ve karşısındaki kişilere özen göstermesi kurulan ilişkinin gücünü ve memnuniyetini de arttırır.
- Anlayışlı olmayı sağlar: Meditatif çalışmalar zihnin sakinleşmesi sağladığı gibi insanın başkalarını dinlemesini ve sabırlı olmasını sağlar. Meditasyon konusunda yapılan bilimsel araştırmalarda uygulayıcı kişilerin uygulamayanlara oranla daha şefkatli ve empatik oldukları tespit edilmiştir.
- Çeldirici uyaranlara takılmaz: Modern hayatımızın içinde koşuşturmaca, iş yetiştirme telaşının içinde birçok çeldirici ile karşılaşırız, örneğin, önemli bir iş ile ilgili bir telefon konuşması yaparken bir iş makinasının sokağı delme sesi ile dikkatinizi dağıttığını düşünün. Eğer konsantre olma problemi çekip konuşmanızı engelleyecek bir hale gelip bir de sizi dürtüselleştirip sinirlendiriyorsa meditasyona ihtiyacınız var demektir. Aynı örnekte meditasyon yapan kişilerin yoğunlaşma kabiliyeti sayesinde dışardan gelen hiç bir uyarana tepki vermediğini söyleyebiliriz.
- Özgüveni arttırır: 1995 yılında yapılan bir psikiyatri deneyinde sosyal kaygının meditasyon sayesinde azaldığı tespit edilmiştir. Gün içinde yapılan 15 dakikalık meditasyonun kendi kendine aşırı eleştirmenin, kendini beğenmeme halinin azaldığı gözlemlenir. Kişi herhangi moral bozucu bir olay ile karşılaştığında durumu değiştirebilirse çaba göstermeyi eğer değiştiremiyorsa kabul edip, farklı yöne dönüp ilerlemeyi öğrenir. Bu da kişinin olayların üzerinden gelebildiği gördüğü için özgüvenini arttırır.