Eğitsel İletişim Nedir?

0
624
eğitsel iletişim nedir

İlgili literatür incelendiğinde İletişim’in çok değişik biçimlerde tanımlandığı görülmektedir. İletişimin eğitimciler arasında yaygın olarak kabul gören tanımı, Davranış değişikliği meydana getirmek üzere; haber, bilgi, duygu, tutum ve becerilerin paylaşılması sürecidir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi; bireyin bilgi, duygu, tutum ve becerilerinde meydana gelen değişmeler davranış değişikliği olarak algılanmakta ve adlandırılmaktadır.

İletişim süreci ile sınıf içindeki öğretme-öğrenme süreci aşağıdaki biçimde benzerlik göstermektedir.

İletişim Ve Enformasyon Arasındaki Fark

Genel anlamda, iletişimin gerçekleşmesi için iki sistem gereklidir. Bu sistemler, iki insan, iki hayvan, iki makine yada bir hayvan, bir insan ile bir makine (örnek bir pc) olabilir.

Yani alış-veriş sözünden de anlaşılacağı üzere, iletişimde bilgi akışının iki yönlü olması beklenir. Sibernetikte bir bilgi kaynağından tek yönlü bilgi iletişimine “enformasyon”, karşılıklı bilgi alışverişine ise “kominikasyon ya da iletişim” adı verilir. Yani, iki sistem arasındaki karşılıklı bilgi alışverişini “iletişim” olarak adlandırma, tek yönlü bilgi akışını ise başka bir şey sayma eğilimi vardır. Bu ayrımı dikkate aldığımızda, insanlar arasındaki bütün konuşmaları, iletişim kabul edemeyeceğimizi düşünebiliriz.

Örneğin, anababalar ya da amirler, çocuklarına/memurlarına sadece birtakım emirler verip, onların bu emirler karşısındaki tepkileriyle ilgilenmezlerse, bu tavırlarını “iletişim” değil, “enformasyon” yani tek yönlü bilgi iletimi kabul etmek pek de yanlış olmasa gerekir.

Enformasyonlar, bazen iletişime dönüşür, bazen de dönüşmez. Örneğin bir evin penceresindeki “kiralık 3 oda” ilanını yalnızca okuyup geçersiniz, bu uyarıcı sizin için bir enformasyon olmakta kalır. Ev sahibi ile yüzyüze ya da telefonla konuşmanız durumunda ise iletişim ortaya çıkar. Öğrencinin derse katılımının sağlanması ve interaktif bir ortamda dersin işlenmesi öğretmen ve öğrencilerin sorumluluklarını ve öğrenmelerini de arttıracaktır.

Etkin Dinlemenin Önündeki Yaygın Etkenler & Engeller

Konu dinlemeye gelince, çok az sayıda insan potansiyelini aşmayı başarmıştır. Dinleme (feedback-geri besleme-dönüt) konusunda arzu ettiğimiz kadar iyi değilseniz, yeteneğinizi geliştirmek için yapacağınız ilk iş dinlemenin yaygın engellerine karşı bilinçli bir tutum takınmaktır.

1) Konuşmaya Aşırı Değer Vermek: Altı insana iletişim becerilerini nasıl geliştireceklerini sorsanız, çoğunun vereceği yanıt, daha ikna edici veya toplum içinde konuşma becerisini arttırmak şeklinde olacaktır. Çok az insan iletişim kurmanın temelinin iyi dinleme olduğunu kavramaktadır.

2) Bir Konuda Odaklanamamak: İnsanların çoğu dakikada 180 sözcük konuşabilirken, 300-500 sözcük dinleyebilmektedir. Bu eşitsizlik gerginlik yaratır ve dinleyicinin dikkatini dağıtır. Çoğu insan bu iletişim boşluğunu düş kurarak, günlük programlarını veya yapmaları gereken şeyleri düşünerek, etkili olan başka insanları seyrederek doldurmaya çalışır.

İyi bir dinleyici olmak istiyorsanız, enerjinizi o yöne vermeye ve dikkatinizi birlikte olduğunuz insanda toplanmayı öğrenmeniz gerekir. Beden dilini gözleyin…

Yönetim Uzmanı Peter Drucker, “İletişimde en önemli unsur söyleneni duymaktır.” der.

3) Zihinsel Yorgunluk Yaşamak: Birini uzun bir süre dinlerseniz sonuç yıpratıcı olabilir. Ruhsal yorgunluk zor tedavi edilir ve ruhsal yorgunluk da dinleme becerinizi olumsuz yönde etkiler.

Yorgunsanız ve zor durumlara düşmek istemiyorsanız, etkili bir dinleyicinin daha çok enerji toplayıp konsantre olması gerektiğini unutmayın.

4) Klişeleşmelere Başvurmak: İnsanları klişeleştirmek, dinlemek açısından büyük bir engel olabilir. Klişeleştirmek, bizi beklediğimiz dışında farklı şeyler duymaktan alıkoyar. Çoğumuz bu tuzağa düşmediğimizi sanırız, ama bir dereceye kadar hepimiz düşeriz.

5) Kişisel Duygu Yükünü Taşımak: Hemen herkesin başkalarının söylediklerini duymasını engelleyen duygusal filtreleri vardır. Hem olumlu, hem olumsuz içerikteki geçmiş deneyimler hayata bakış açımızı renklendirip beklentilerimize şekil verir.

6) Kendisiyle Meşgul Olmak: Dinlemenin önündeki herhalde en aşılmaz engel, insanın kendisiyle meşgul olmasıdır. Kendinizden başka kimseyle ilgilenmiyorsanız, başkalarını dinlemezsiniz. Ama işin ironik yanı, dinlemediğiniz zaman kendinize verdiğiniz zarar karşınızdakine verdiğinizden çok daha fazladır.

Etkin Dinleme Nasıl Öğrenilir Ve Geliştirilebilir?

Etkin dinleme, öğrencinin ilettiğini doğru anlamamızı sağlar. Edilgin dinlemenin aksine öğrenci ile etkileşimi gerektirir ve aynı zamanda öğretmenin onu anladığını gösteren geri ileti verir. Bunun edilgin dinlemeden nasıl ayrıldığını sınıf için bir örnekle gösterelim;

Öğrencilerden biri, bir dersinde arkadaşlarından geri olduğunu ve açığını kapatabilmek için çok çalışması gerektiğini bildiği için kaygılıdır, sorunu vardır ve bunu çözmek ister. Ancak içinde olup biteni dile getiremez, duygularını öğretmenine sözlü semboller kodlayarak iletir. Mesela  “Yakında sınav var mı?” kodunu seçtiğini düşünelim.

Öğrenciden böyle bir ileti aldığınızda, bunu anlamanız için, kodu çözümleme işlemini kafanızda yapmanız gerekir. Çözümleme işlemi bir varsayım olabilir. Siz bir algılayan olarak öğrencinin içinden geçenleri bilemezsiniz. Eğer varsayımınız doğruysa, çözümleme işleminiz “öğrenci kaygılı” iletisini verecektir. Eğer yanlışsa “sınavın yakında olmasını istiyor” ya da “sınav zamanını unutmuş” gibi yanlış iletiler çıkaracaksınız.

İletişim işlemlerinde çözümleme çok önemlidir. Ancak,doğru ya da yanlış düşündüğünüzü bilemezsiniz. Aynı derecede önemli olan, öğrencinin de size kendisini doğru mu, yanlış mı çözümlediğinizi bilememesidir. O da sizin aklınızı sizin onunkini okuyamadığınız gibi okuyamaz.

Bu yüzden öğrencinin iletisini yanıtlamadan önce, onu doğru çözümleyip çözümleyemediğimizi anlamaya karar verdiğinizi düşünelim. Tek yapacağınız, çözümleme sonuçlarınızı kendi sözcüklerinizi kullanarak aşağıdaki gibi geri iletmektir.

Sizin geri iletinizi duyan öğrenci büyük bir olasılıkla “evet, doğru” diyecektir. O,şimdi sizinde duyduğunuzu ve anladığınızı biliyordur.

Bu geri iletim yöntemine “Etkin Dinleme” diyoruz. Etkili iletişim yöntemleri bu basamak ile tanımlanır.

Ama öğrencinin kaygısının, sınavın bir soru –yanıt sınavı olacağını sanmasından ve bu tip sınavlarda genellikle başarılı olmadığını bilmesinden kaynaklandığını varsayalım.

Bu durumda çözümleme hedefinin bulamamıştır. Sizin geri iletiniz öğrenciye onu doğru anlamadığınızı gösterir. Öğrenci sizi düzeltecek ve konuşma şu biçimde devam edebilecektir.

Öğrenci: Ne tür bir sınav yapacağınızı bilmiyorum ve soru-yanıt olmasından korkuyorum.

Öğretmen: Sınavın türü seni kaygılandırıyor.

Öğrenci: Evet, açıklamalı sınavlarda başaramıyorum da.

Öğretmen: Anlıyorum, test sınavını daha iyi yapabileceğini sanıyorsun.

Öğrenci: Evet, ötekinde her zaman zorlanırım.

Öğretmen: Çoktan seçmeli test çözümlü olacak.

Öğrenci: Oh, rahatladım. Artık o kadar endişelenmiyorum.

Bu olayda öğretmenin ilk geri iletisi doğru değildi ve bu yüzden öğrenci yeniden ileti verecek ve yeniden kodlayarak anlaşılmasını sağladı

Satışta Sibernetik’in yazarı Brian Adams’a göre uyanmayla birlikte günümüzün nasıl geçtiği konusunda aşağıdaki istatistikleri aktarmaktadır;

%9 yazarak, %16 okuyarak, %30 konuşarak, %45 dinleyerek.

Günümüzün %45’ini Kapsayan Dinlemeyi Nasıl Gerçekleştirmeliyiz?

İyi dinleyici olmak için duymayı istemek gerekir. Ama bazı becerilere de ihtiyaç vardır. İyi bir dinleyici olmak için size dokuz önerim var;

  • Konuşmacıya bakın.
  • Kimsenin sözünü bölmeyin.
  • Anlamaya odaklanın.
  • O andaki ihtiyacı saptayın.
  • Duygularınızı gözden geçirin.
  • Yargınızı askıya alın.
  • Belli aralıklarla özetleyin.
  • Açıklayıcı sorular sorun.
  • Daima dinlemeye öncelik verin.
Önceki İçerikMeditasyonun Faydaları
Sonraki İçerikSoğuk Lipoliz
29.07.1988 tarihinde, Zonguldak İli’nin Merkez İlçesi’nde, üç çocuklu Meryem ve Haluk çiftinin ortanca çocukları olarak dünyaya gelmiştir. İlk, orta ve lise eğitiminin tamamını TED Zonguldak Koleji’nde tahsil etmiş olup; 2005 yılı içerisinde TED Zonguldak Koleji Lisesi’nden mezun olmasına müteakiben, aynı yıl içerisinde girmiş olduğu Yükseköğretime Geçiş Sınavı neticesinde T.C. İstanbul Kültür Üniversitesi, Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölümü’ne yerleşme hakkı kazanmıştır. 2010 yılı içerisinde, bu lisans programından “Kamu ve Özel Sektörde Halkla İlişkiler” konulu tez çalışması ile mezun olmuştur. İngilizce Dili’ni ileri düzeyde konuşma, yazma ve dinleme yetkinlikleri ile kullanabilmekte olup; temel düzeyde Almanca bilmekte ve kullanabilmektedir. Son yıllardaki çalışmalarını eğitim sektörü içerisinde, eğitim danışmanlığı hizmeti ile devam ettirmektedir. Özel Eğitim Kurumları içerisinde, veli ve öğrenciler ile profesyonel ilişki kurarak yapmış olduğu çalışmalar kapsamında, dış kitle ile iletişerek PR çalışmalarını sürdürmektedir. İnsanlık hallerini daha iyi kavramanın yolunun, yetkin bir iletişim becerisinden geçtiğinin farkındalığı konusunda araştırmalarının neticelerini, dilin zengin doğası vasıtası ile paylaşmayı arzulamaktadır.

CEVAP VER

Yorumunuzu yazınız
Adınızı yazınız