Stres

0
143
stres

Stres, gündelik hayatımıza devam ederken sık sık karşılaştığımız bir durumdur. Bazen iş yerinde/okulda işler yolunda gitmediğinde, yetiştirmemiz gereken sorumluluklarımız olduğunda ya da bir yere yetişmemiz gerektiğinde ve sıkışık bir trafiğe denk geldiğimizde…

Oysa ki yoğun stres sonucu yaşanılan patolojik rahatsızlıklar mevcut ve burada söz ettiğim sıkışık bir trafikten veya yetiştirmeye çalışılan bir sorumluluktan fazlası. Strese kısaca “ruhsal gerilim” diyebiliriz. Ruhsal gerilim itici uyarıcılar meydana getirir ve bu uyarıcılar sağlığımıza zararda bulunabilir. Zararların etkileri çoğunlukla uyarıcılar tarafından değildir, bizim uyarıcılara verdiğimiz tepkiler sonucu oluşurlar. Stres, itici ya da tehdit içeren durumların algılanması sonucu fizyolojik tepkiler için kullanılmaya başlanır. Olumsuz duygular ile birlikte fizyolojik tepkiler bireyleri “savaş, kaç, don” tepkileri için hazırlar. Tehdit içeren durum sona erdiğinde fizyolojik halimizde olağan haline geri dönebilir. Bu durum sağlığımız üzerinde olumsuz ve uzun süreli etkiler bulundurmadığı sürece belirgin bir şekilde önem içermez. Fakat kimi zaman tehdit içeren olaylar uzun sürelidir ve stres yanıtı sürekli bir hal alır. Bu durum aylar hatta seneler süren stres cevaplarını harekete geçirir.

Stres cevabı yaratan durumlar aşağıdaki durumlardan bir yada birkaçına girer:

  1. İnsanlık dışına düşen olaylar
  2. Kontrol sağlanıp/Kestirilemeyen olaylar
  3. Hayat koşullarında büyük değişim yaratan olaylar
  4. İçsel çatışmalar

Stres tepkileri psikolojik ve fizyolojik olarak ikiye ayrılır. Psikolojik tepkiler; öfke ve saldırganlık, duyarsızlık ve depresyon, bilişsel bozukluklardır. Bu tepkiler “anksiyete” olarak da görülebilir. Fizyolojik tepkiler ise; metabolizma ve kalp atış hızında artış, göz bebeklerinde büyüme, yüksek kan basıncı, solunumda artış, kaslarda gerilme gibi sıralanabilir.

En yaygın strese cevap anksiyetedir. Normal deneyimin ötesinde bir durum söz konusu ise tepki TSSB (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) geliştirebilir. En belirgin ve güçlü stres kaynakları travmatik olaylardır. Birçok birey travmatik bir olay sonucunda çeşitli psikolojik tepki yaşar. Madde kötüye kullanımı ya da alkol bağımlılıkları, depresyon semptomları, anksiyete, intihara teşebbüs ve travma sonrası stres bozukluğu gibi. Travma, bir ölümün veya ölüm tehdidinin bulunduğu, ağır yaralanmanın, bütünlüğe karşı bir tehdidin ortaya çıktığı ve kişinin kendisinin yaşadığı, çevresinden birisinin yaşadığını öğrendiği ya da şahitlik ettiği olağan olmayan olaylar biçiminde tanımlanmaktadır. Durumu travmatik hale getiren, sadece kestirilemeyen bir şey olması değildir bununla birlikte yaşam olaylarında uyum sağlamamıza yardım eden baş etme mekanizmalarımızı olumsuz etkilemesidir. Travma dışarıdan gelir ama kısa sürede zihne yerleşir. Yalnızca stres ortaya çıkaran bir olay yaşamak değil beraberinde bu olayın kişi üstünde korku, şok ve çaresizlik yaratması biçiminde tanımlanmaktadır.

Cinsel veya fiziksel bir saldırı, savaş gibi insan kaynaklı travmaların TSSB geliştirmesi doğa kaynaklı olaylardan iki kat daha olasıdır. Bunun nedenine iki cevap verilir. Birincisi; kişi artık hayat ve insanlar hakkında iyilik inancını sorgulamaya başlar. İkincisi; insan kaynaklı olaylarda çoğunlukla kişi hedeftir ve travmatik olay tek başına yaşanır.

Önemli olan şudur ki her birey farklıdır ve stres yaratan olaylar ile karşılaştığında baş etme mekanizmaları da farklıdır. Bu sebeple kişileri kıyaslayarak bir sonuca ulaşmak mümkün değildir. Size göre basit gelen bir stres veya travmatik olay başka bir kişide patolojik sonuçlar doğurabilir. Her olayı her kişi kaldırabilir gibi bir durum söz konusu değildir. Eğer baş etmekte zorlandığınız bir stres hali varsa yardım almalısınız. Diğer bir yandan da kimsenin yaşadığı olayları ve verdiği tepkileri yanlış veya doğru diye değerlendirmemeliyiz.

Önceki İçerikBir Mutluluk Merhaba Demekten Başlar
Sonraki İçerikKendine Vaghef (Vakıf) Olmak
Beykent Üniversitesi Psikoloji bölümünden 2020 yılında yüksek onur öğrencisi olarak mezun oldum. Bu süre içerisinde okulumuzun düzenlediği çeşitli seminerlerine katıldım. 2020 yılında Anadolu Üniversitesi Sosyal Hizmetler bölümünde eğitimime devam etmekteyim. Necmi Kadıoğlu Esenyurt Devlet Hastanesi, Bakirköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları E.A. Hastanesinde stajyer psikolog olarak yataklı servis ve psikoloji laboratuvarında dönüşümlü olarak görev yaptım. Layza Psikoloji Uzman Psikolog Kaan Yavuz’un yanında gönüllü stajyer psikolog olarak bulundum. Eğitimime ve kendimi geliştirmeye devam etmekteyim.

CEVAP VER

Yorumunuzu yazınız
Adınızı yazınız