Hiç kimse sana inanmıyorken sen nasıl kendine inanabilirsin?

  • Haklı olduğunuzu ispat edin: Özgüven kas gibidir, antrenmanlı tutarsanız hep güçlü ve yüksek kalır. İnandığınız neyse o konuda kararlı olup, disiplinli bir şekilde devam edip, zayıf yönleriniz varsa güçlendirmelisiniz. Temeli olmayan, denenip de sonucu görülmemiş olan konuların sonuçlarını düşünüp sırf başkaları öyle olumsuz düşünüyor diye vazgeçmeyin. En önemli nokta yapacağınıza inanmanız! Bu başarıyı da mümkün kılacak çabayı da göstermeniz gerekir. Örneğin, eğer belli bir yaşta olan bir kişiyseniz ve yeni bir lisan öğrenmeye başlamak isterseniz, muhtemelen çevrenizden klasik önyargı ile belli bir yaştan sonra öğrenme yavaşlar, zorlaşır diyenler olacaktır. Çünkü insanlar kendi yapamayacağı şeyleri sizin de yapamayacağınızı düşünürler. Fakat yaş geçtikçe öğrenme zorluğu antrenmanla ilgilidir, ne kadar beyni kullanırsanız o kadar hızı artar. Bunun bilimsel bir gerçek olmadığı aksine yaş ile beraber tecrübelerin, hayat bilgisinin her bir beyin hücresinde (Nöron) taşındığını ve bilgi arttıkça nöron sayısının artması ile olgun erişkin kişinin o bilgiyi başka bir hale dönüştürüp bilgiyi farklı ve yaratıcı şekilde hayatın farklı bir yerinde 20 yaşındaki bir kişiye göre çok daha kapsamlı, yenilikçi kullanabileceğini söyleyebilirsiniz. İnsan öğrendikçe akıllanan varlıktır. Geç kalmış değilsiniz, hayatın her yaşında yeni şeyler öğrenebilirsiniz!
  • Motivasyonunuzu sürekli tazeleyin: Motivasyon tamamen özgüven ile ilintili bir duygudur. Motivasyon sadece bir şey yapmak için duyulan harekete geçme hali değildir. Hayatta karşılaştığınız her şeye karşı verimli cevap verebilme halidir. Bu verimlilikten kasıt sürekli mutlu olmaya çalışma hali değil, aksine her zorluğa karşı güçlü ve kendini koruyabilme halidir. Bu sebeple kendinizi her gün motive edecek bir amaç bulmalısınız. Ulaşmaya çalıştığınız hedef aşamayacağınız kadar yüksek olmamalı, çünkü bu durum sizde sürekli bir hayal kırıklığı oluşturabilir. Örneğin, 55 kilo olmak istiyorsunuz fakat şu anda 75 kiloysanız ideal fotoğrafa her sabah bakmak motive edecektir ama ertesi gün “Ben dün yemek yemedim ama neden bugün 55 kiloya düşmedim” diye düşünerek ancak kendinizi vazgeçirip, hayal kırıklığına götürüp özgüveninizi yok edersiniz.
  • Kendinizden memnun olun: Kendinden memnuniyet için öncelikle kendinizi olduğu gibi kabul etmelisiniz. Eğer bunun tam tersi durumundaysanız, bu zayıf yönünüzü bilenler tarafından sürekli kullanabilirsiniz. Nasıl mı? Örneğin, size daha güzel görüneceğinizi söyleyen tüccarların ürünlerini ihtiyacınız olmadığı halde almaya başlarsınız. Bu yüzden bütçenizin tamamını ay sonu gelmeden bitirmiş olabilirsiniz. Oysa ki kendini olduğu gibi kabul edip, kendi hayatınızı ve yaptıklarınızı tebrik edebilecek hale geldiyseniz bu aynı zamanda kendinize değer vermeye başlamışsınız demektir. Düşünsenize, sizi sabahtan akşama kadar taşıyan ayaklarınıza, ne isterseniz onu almaya ve size servis eden ellerinize, yeni fikirler üreten ve sizi hayatta tutan, bir çok zorluğa karşı çözüp üretip, dayanan beyninize teşekkür etmeyi bilmelisiniz. Bu zihin yapısı da özgüveninizi etkileyecektir. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamak çok büyük haksızlık olacaktır. Çünkü parmak iziniz gibi sizden bir tane daha yok siz “Eşsizsiniz” ve kendinizi olduğu gibi sevmelisiniz.

özgüven eksikliği nedir

  • Değerlerinizi koruyun: Hayatta edindiğiniz prensipler, değerlerinizi oluşturur. Neyi sevip neyi sevmediğinizi, hayatta duruşunuzu belirleyen ve size yaşam yolculuğunuzda rehberlik eden önemli temel taşlarıdır. Bunu belirlemek için kişinin kendisini çok iyi tanıması gerekir. Dolayısıyla kendinize sorular sorup dürüstçe cevaplamanız gerekir. Örneğin, nasıl bir hareket sizi keyiflendiriyor ya da tam tersi keyfinizi kaçırıyor, aklınıza gelen her konuda bu tarz sorularla kendinizi ölçümleyebilirsiniz. Fakat burada ince bir çizgi var, başkalarını nasıl mutlu ya da memnun ederim ya da beni nasıl görüyorlar diyerek kendinizi değerlendirmeyin asıl önemli olan sizin kendiniz hakkında dürüst hissiyatınız.
  • Zamanınızı boşa harcamayın: İnsanın hayatında en önemli kavram zamandır. Doğduğumuz andan itibaren sayaç işlemeye başlar. Bu sebeple, düzelmeyecek konular için kafa yormak ve çaba harcamanın beyhude olduğunu bilmeniz gerekir. Çözümü olmayan bir konuyu sürekli hatırlayıp gündeme getirmek hem özgüveninizi hem de kendinize olan inancınızı sarsacaktır. Tekrar tekrar aynı soruna aynı çözümü getirmeye çalışıp hatta bu çözümün hiç işe yaramadığını bilip belki bu kez işe yarar anlayışı sizi sadece karamsarlığa sürükler.
  • Denemekten korkmayın: Aslında doğru ya da yanlış yoktur tecrübe vardır. İnsan biyolojik varlıktır mantıklı değil, bizi hormonlarımız yönetir. Mantıklı olmayı sonradan öğreniriz. Yaptığımız ya da denediğimiz her şeyin sonuçları vardır. Bu sonuçlar bazen bize zarar verebilir. Bu durumlarda beyin o durum tekrar yaşanmasın diye kayda alır. Kayıt öbekleri halinde duran bu bilgilere tecrübe deriz. Hayatta kalmamızı sağlayan bir mekanizmadır ve denemeden bir çok şeyi öğrenemeyiz. Olgunlaşmak ve bilgeliğe ulaşmak deneyimlerden çıkardığımız dersler sayesinde olur ve bu da özgüvenli duruşumuzu sağlar.

Konu ile ilgili sorularınız ya da paylaşacaklarınız varsa zeynepeylemsenkal@fransizlape.com adresinden ulaşabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir