Annelik ve Tutumları

1
300
annelik ve tutumları

Annelik

Anne ya da ana, bir çocuğu doğuran, bakımını üstlenen veya kendi doğurmadığı bir çocuğu evlat edinen ve bakımını üstlenen kadındır. Annelik başkası için yaşamaktır. Kendi eğlencesinden zamanından çalıp, çocuğunun eğlencesi için ayırdığı o uzun zamanına ekler. Gerekirse yıllarca emek verdiği ve kazandığı o mesleğine bir çırpıda ara verir belki de solandırır. O kendi hayatından daha önemli olan şey evladı için çabalar hep.

Peki doğru tutumlar mı kullanıyordur  o canından çok sevdiği evladını yetiştirmek için annelerimiz. “Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.” demiş atalarımız. “Her annenin bir yetiştirme tarzı vardır.” diyelim bizde. O tarzlar hakkında bir yazı hazırladım sizin için. Tek tek bütün ebeveyn tutumlarını ve bütün tutumların doğrularını ve yanlışlarını inceleyeceğiz . Bunların sonucunda sizden kendi ebeveyn tutumunuzu keşfetmenizi ve yanlışlarınızın üstüne gitmenizi istiyorum. Belki bu yazı sizin çocuğunuzun hayatını değiştirir ve bende size dünyanın en güzel hediyesini vermiş olurum. Tüm annelerimizin anneler gününü en içten dileklerimi kutluyorum. İyi ki varsınız.

Annelik ve Tutumları

Aile içinde çocuğumuza takındığımız her tutum ileride onun kişiliğine etki edecek en önemli konulardan biridir. Onunla kurduğumuz her türlü özdeşim bize mutlaka bir geri dönüt verecektir. Şimdi ebeveyn tutumlarımızı sıralayalım ve sonra hepsini teker teker inceleyelim.

  1. Otoriter Anne-Baba Tutumu
  2. İlgisiz ve Kaygısız Anne- Baba Tutumu
  3. Serbest Anne-Baba Tutumu
  4. Dengesiz ve Kararsız Anne-Baba Tutumu
  5. Aşırı Koruyucu Anne-Baba Tutumu
  6. Mükemmeliyetçi Anne- Baba Tutumu
  7. Kabul Edici, Güven Verici ve Demokratik Anne- Baba Tutumu

1. Otoriter Anne-Baba Tutumu

Bu tutumdaki anneler, karşılarında bir çocuk olduğunu unuturlar ve onlardan sürekli bir disiplin beklerler. Adeta bir askeriye hayatı çocuğun hayatının yaşam merkezindedir. Sabah kalkacakları dakika, ders yapacakları dakika, dışarıda bulunacakları dakika… Her şey programlıdır ve programlı ilerlemek zorundadır. Aksi takdirde çocuğu bir ceza beklemektedir. Çocuğu yetiştirme tarzındaki en mantıklı şey cezadır bu tutumdaki anneler için. Sürekli bir ceza ve ödül döner iletişimlerinde. Çocuklar kendilerini yetişkin gibi hissetmeye başlarlar. Çocuklar sürekli eleştirildiği için, bir davranışı yapmadan önce hata yapabilecekleri ihtimali gözlerinin önüne gelir. Sürekli bir kaygı taşırlar.

Bu tutumda yetiştirilmiş çocuklar özgüvene sahip değildir. Yetişkin olduklarında hep çekingen davranırlar. Bir fikri öne atmadan önce mutlaka bir düşünme aşamaları vardır. Girişimcilik ve liderlik özelliklerini barındırmazlar.Aşağılık duyguları gelişmiştir, aşırı hassas ve kırılgandırlar.

İnsanlar tarafından kolay kandırılır ve kendilerini sürekli yetersiz hissederler.

ÖNERİM!

Mutlaka çocuklarımız hata yapacaktır. Hata hepimizin en güçlü öğrenme mekanizmasıdır. Hatalar bizi güçlendirir ve sorunlarla başa çıkma konusunda hep bir adım ileri götürür. Çocuklarınızın hata yapmasına izin verin. Programlı çalışmak mutlaka önem taşır ama program hazırlarken çocuğunuzun yaşını ön planda tutmaya ve onun oyun oynamaya ihtiyacı olduğunu unutmayın. Ceza ebeveynler için en kolay yemeklerden biridir. Çocuk ise çok zor bir yemektir. Zor olan şeye kolay yolla ulaşmak imkansızdır. Cezaya hiç bir şekilde başvurmayın!

2. İlgisiz ve Kaygısız Anne-Baba Tutumu

Bu tutumdaki ebeveynler ise az önce ki tutumun tam tersini uygularlar. Çocuk hep istediğini yapar. Anne sürekli çocuğun ondan uzak durması için her istediğini önüne koyar. Sınırsız bir tablet hakkı, sınırsız video izleme hakkı, sınırsız oyun hakkı.. Çocuk ne isterse elde eder. Çocuk ilgiye ihtiyaç duyar ve ağlayarak ilgi çekmeye çalışır. Ebeveyn ise bunu yanlış yorumlayarak ilgi haricinde her şeyi vermeye çalışır. Bu tutum genelde çalışan annelerde görülür. Gün içinde yaşadığı yoğun iş temposunun ardından çocuğuna zaman ayırmak da zorlanır ve çocuğu kendi haline bırakır.

Bu tutuma maruz kalan çocuklar; agresif, saldırgan, bağımlı ve suça eğilimli bir ergenlik ve yetişkinlik süreci geçirirler. Göremedikleri ilgiyi başkalarına göstermek de zorlanırlar. Öfke yönetimi oldukça zordur. Trafikte ufacık bir korna sesi onları rahatsız etmeye ve şiddet uygulayacak konuma getirmeye yetecektir.

ÖNERİM!

İlgi ve sevgi bizim için daima önemlidir. 60 yaşına gelmiş biri de ilgi görmek ister, 3 aylık bir bebekte ilgi görmek ister. Karşımızdakinin bir çocuk olduğunu unutmadan ona hak ettiği ilgiyi sağlamak zorundayız. Bir çocuk ne isterse ağlayarak elde edemez. Bir çocuk video izleme süresini kendi belirleyemez ve bir çocuk sadece makarna yiyerek vitamin alamayacağını bilemez. Bir çocuğa sahipsek, bir sorumluluğa sahibiz demektir. Kendimizi ihmal etmeden sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.

3. Serbest Anne-Baba Tutumu

Bu tutumda anne ve babanın merkezinde çocuk yer alır. Aileye çocuk yönetmektedir. Çocuk ne yapmak isterse, o yapılır. Çocuk ne yemek isterse, yemekte o yenir. Genelde tek çocuklu ailelerde görülen bir tutumdur. Çocuk anne ve babayı parmağında oynatır. 2. aile tutumumuzdakinin aksine burada ilgisizlikten değil fazla ilgiden kaynaklı bir serbest bırakma durumu söz konusu olmaktadır. Çocuk ödevini yapmak istemiyorsa, öğretmene bile bir bahaneyle yapmaması gerektiği savunulur.

Bu tutumda maruz kalan çocuklar, ileride; bencil, sorumsuz, kendini aşırı beğenen yetişkinler olurlar. Antisosyal bir kişilik özelliği sergilerler. Uzun ilişkiler yaşayamazlar.

ÖNERİM!

Fazla ilgisizlik iyi değil demişken, tersini algılayıp fazla ilgi gösterenlerde burada yanılıyorlar malesef. “Her şeyin fazlası zarar.” sözü hayatın her evresine o kadar uyuyor ki. Her birey mutlaka özgürdür. Ama çocuğunuzun doğru kararlar verebilmesi için, size ihtiyacı olduğunu unutmayın. İzin vermediğiniz ya da izin verdiğiniz her mantıklı karar, onun sağlıklı bir yetişkinlik evresi geçirebilmesi için çok büyük önem taşımaktadır.

4. Dengesiz ve Kararsız Anne-Baba Tutumu

Bu tutumda sürekli bir karmaşa söz konusudur. Anne bir duruma izin verirken, baba izin vermemektedir. Tutarlılık tamamen yok olmuş durumdadır. Çocuğun kafası karışmış ve hangisini uygulayacağı konusunda kararsızlık içerisinde kalmıştır ama en sonunda  kendi işine geleni kabul edip, aile içindeki tutarsızlığı kendi lehine çevirecektir. Nerede ne yapması konusunda karmaşa içindedir ve bir fikir sahibi değildir.

Bu durum yetişkinliğine de yansıyacaktır. Genelde kafası karışıktır ve duygusal geçişleri çok hızlı yaşarlar. Çok sinirliyken bir kaç dakika içinde mutlu olabilirler. Genelde ılımlı bir yaklaşım içindedir ama öfke kontrolünde bu tutumdaki ailelerin çocukları da yaşamaktadırlar.

ÖNERİM!

Anne ve babalar en basit olay karşısında bile aynı tarafta olmalıdır. Dışarı çıkmak için uygun bir zaman olduğunu düşünmüyorsanız, ikinizde düşünmediğinizi çocuğunuza söylemelisiniz. Bir olay karşısında zıt fikirler barındırıyorsanız, ortak yol bulana kadar çocuğunuzun yanında konuyu açmayın.

5. Aşırı Koruyucu Anne-Baba Tutumu

Bu tutuma sahip ebeveynler ellerinde olsa çocuklarını bir odaya kilitleyip orada hayatlarını devam ettirmelerini bekleyebilirler. Bu çocuklar neredeyse virüsle tanışmamıştır diyebiliriz. Anneleri onları bütün olası zararlara karşı koruma altında tutarlar. Düştüklerinde aşırı tepki verir, hata yaptıklarında direk savunmaya geçer. Çocuklarına, kendilerini savunma hakkı bile vermezler. Bu çocuklar yeni girdikleri çevreye bir türlü adapte olamaz. Annelerinden kopmakta zorluk çekerler. Çünkü onlar ebeveynleri olmadıkları bir an bile yaşamamışlardır.

Bu çocuklar yetişkinlik dönemlerinde ailelerinden uzak yaşamazlar, güçsüzlerdir ve bir karar verilecekse kendi başlarına karar veremezler. Genel anlamda hep başaramayacaklarını düşünürler ve yenilgiyi baştan kabul ederler. Bağımlı bir kişilik sergilerler.

6. Mükemmelliyetçi Anne-Baba Tutumu

Bu tutumda ebeveynler çocuklarının asla hata yapmalarına izin vermezler ve onların hep hatasız ve mükemmel olmasını isterler. Sınıfta en iyi onların çocukları olmalıdır. Sporda en iyi onların çocukları olmalıdır. Ya kendi başaramadıkları şeyleri çocuklarına yansıtmak isterler ya da kendileri çok iyi konumdadır çocuklarınında aynı konumda olmasını isterler. Ama burada en önemli şey çocuğun kapasitesidir. Çocuğun, çocukluğunu yaşaması ebeveynlerinin isteklerinden ötürü neredeyse imkansız duruma gelmiştir.

Bu tutumdaki çocuklar ileride pasif bir karaktere sahip olurlar. İçine kapanık ve sosyal fobiye eğilimlidir. Yaptıkları işlerin hep en iyisini yapmak isterler. En iyisi olmadığında mutlu olamazlar. Depresif bir duygu durum söz konusu olabilir.

7. Kabul Edici, Güven Verici ve Demokratik Anne-Baba Tutumu

Bu tür ana baba tutumlarında çocuğa karşı ebeveyn tarafından içten ve derin bir sevgi duyulur. Çocuğa karşı olumlu rol modeli oluşturan bu tür ana babalar çocuklarına sorunlarının çözümü konusunda rehberlik yaparlar. Çocuğun ilgi ve gereksinimlerine her zaman saygı gösterilir. Aile bireyi olarak çocuğun da fikri önemlidir. Ana babalar çocuğun yaşına göre bazı kararlarını kendisinin almasını sağlarlar. En sağlıklı ana baba tutumu da bu esnek yapılı ana baba tutumudur. Bu tutumu kayıtsız ve şartsız gösteren ana babaların çocukları aşağıda sayılan olumlu kişilik özelliklerine sahip olurlar.

Demokratik ve güven verici bir ortamda yetişen çocuk; kendine ve çevresine saygılı ve duyarlı, kendi sınırlarını bilen, hoşgörülü, açık fikirli, girişken, yaratıcı, aktif, kendi inandıklarını sonuna kadar savunabilen, fikirlerini serbestçe söyleyebilen, başkalarının fikirlerine saygı duyan, fikirleri doğrultusunda hareket eden, kişilik yapısı ve davranışları açısından dengeli, sorumluluk duygusu gelişmiş, kurallara ve otoriteye karşı körü körüne bağlı olmayan uyumlu bir birey olarak yetişir. Dolayısıyla ancak bu esnek yaklaşım içinde bedensel, zihinsel ve sosyal açıdan sağlıklı bireyler yetişebilir.

*İdeal anne-baba tutumu bu olmalıdır.*

Önceki İçerikYalnız Kalma Korkusu Salgını
Sonraki İçerikAtopik Dermatit Nedir?
İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimini İstanbul Sarıyer’de tamamladı. Psikoloji okumak küçük yaşlarda en büyük hayalleri arasında yer alıyordu. Bu hayalini Psikoloji bölümünü kazanarak gerçekleştirdi ve başarıyla mezun oldu. Lisans öğrenimine devam ederken çeşitli gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yaptı. Anaokullarında aile içi eğitim konusunda ailelerle eğitimler gerçekleştirdi. Lisans tezini “Aile İçi İletişim” konusunda yazdı ve bu konuda eğitimler vermeye devam etti. Lisans eğitimini bitirdikten sonra Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programını bitirdi ve Uzman Klinik Psikolog olarak; Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezlerinde ve Psikolojik Danışmanlık Merkezlerinde; otizm, mental retardasyon, öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği ve hiperaktivite tanısı almış çocuklarla çalıştı. Yüksek lisans tezini ise “İnternet Bağımlılığı, Anksiyete ve Depresyon” ilişkisi üzerine yazdı.

1 YORUM

  1. Çok güzel bir yazı olmuş, 7. şık en doğrusu ama bazen hayat şartları insanları farklı davranışlara itiyor. Anne baba olmak, çocuk yetiştirmek çok zor. Çünkü onlar da bir birey ve karakteristik özellikleri oluyor. Ben çocuklara güzel ahlak ve vicdan olgusu öğreterek büyüyebilmek istiyorum. İnsanı, hayvani ve kendini seven her bireyin güzel bir dünya için, mutlu bir şekilde yaşayabileceğine inanıyorum.

CEVAP VER

Yorumunuzu yazınız
Adınızı yazınız