Öncelikle kişinin ne hissettiği, ne düşündüğünü fark etmesi önemlidir. Kendisinde en çok neyi problem olarak görüyor? Örneğin; iş hayatında aslında daha yetenekli olabileceğini, yeteneklerini gösterebileceğini ve daha iyi bir kariyere sahip olabileceğini düşünüyor ancak kendisini ifade edemediğinden bunu gösteremediğini düşünüyordur. Burada kişinin kendisiyle ilgili birçok olumsuz düşünce, inancı olduğunu görmekteyiz. İlk yapılması gereken kişinin kendisini objektif bir tutumla değerlendirmesi ki gerçekte ben kimim ve yeteneklerim ne kadar sorularının cevabı gerçekçi bir şekilde analiz edilmiş olur.

Özgüvenle ilgili şunu da söyleyebilirim. Kendine güvenmemek varolan durum olmayabilir, kişinin kendisini objektif bir tutumla değerlendiremediği için kendisini başkalarına göre görece yetersiz, değersiz ve başarısız hissetmesiyle de ilgilidir. Hiç kimse birbirinden daha üstün değildir. Tabiî ki her zaman daha zeki, akıllı, girişken, daha pratik düşünebilen, daha çözüm odaklı birileri olabilir. Ancak bu diğerlerinin yetersiz olduğu anlamına gelmez.

Herkes kendi içsel dünyası, varlığı içinde değerlidir ve diğerlerinden farklıdır. Tüm bunlarla söylemek istediğim; herkesin kendisini olduğu haliyle, varoluşuyla kabul etmesinin gerekliliğidir. Ancak o zaman var olan özelliklerini kullanmaya, varsa eksikliklerini gidermeye başlar. Böylece kişide özgüven gelişmeye başlar.

Özgüveni gelişen ve kendisini değerli hisseden kişi aynı zamanda yaşama sevincine de kavuşur. Çünkü kendisiyle barışık ve kendisini seven kişi başkalarıyla da daha olumlu ilişkiler kuracaktır. Bu durumda yaşamın zorunluluk olmaktan çıkıp keyif veren bir eylem olmasına katkı sağlayacaktır

Kendine koşan biri olun ve kendinize inanın size çok iyi gelecektir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir