Montessori Eğitiminde Hassas (Duyarlı) Dönemler

0
629
montessori eğitiminde hassas dönemler

Montessori eğitim yaklaşımına göre çocuğun gelişiminin farklı zamanlarında hassas dönemler vardır ve bunların çoğu ilk evrede gözlenir. İlk gelişim evresinde gözlemlenen altı hassas dönem vardır. Bunlar:

  1. Hassas Hareket Dönemi (doğum-4 yaş):

Hareket için hassas dönem 0-4 yaş arasındadır ve iki farklı aşamaya bölünmüştür; 0-2,5 yaş arası kaba ve ince motorun kazanılması ve 2,5-4 yaş arası hareketin uzmanlaştırılması ve koordinasyonu. Hareket etme çocukların öğrenme yoludur ve gerçekten de çocuklar ne kadar hareket ederlerse o kadar öğrenmeye açık olurlar. Çocuklar önce kaba motor hareketlerini geliştirerek sonrasında ince motor hareketlere doğru bir eğilim sergilerler. Örneğin, 2 yaşındaki çocuk kendisine atılan futbol topunu elleri ve kollarıyla birlikte tutarken, 4-5 yaşlarındaki bir çocuk kendisine atılan futbol topunu elleri ve parmaklarıyla tutar. Gittikçe beden koordinasyonu ve hareketlerinde uzmanlık ve esneklik kazanır. Bu dönemi desteklemek için çocuğun özgürce hareket etmesini istiyorsak ona gerekli olan güvenli çevreyi sunmamız önemlidir. Güvenli bir ortam ve gözetimimiz dahilinde çocuğun serbest ve özgürce hareket etmesi, çevreyi keşfetmesine olanak tanımamız onun gelişimine katkı sağlayacağı gibi özgüven ve özerklik kazanmasına da yarar sağlar.

  1. Hassas Dil Dönemi (2 ay- 5,5 yaş):

Çocukların dil öğrenimi, yetişkinlerin dil kazanımı sürecine baktığımızda büyüleyici bir etkiye sahiptir. Bebek başlangıçta kendisini ifade etmek için sadece ağlarken çevresinden anlam veremediği birçok ses duyar. Zamanla bu seslere anlam yüklemeye ve sesleri taklit etmeye başlayarak belli evrelerden geçerek yaşadığı çevrenin dilini öğrenir. Yaşı ilerledikçe çocuk yeni kelimeler öğrenerek kelime dağarcığını geliştirir ve gün geçtikçe kendisini daha iyi ifade etmeye başlar. Bu hassas dönemde bebeğimizi/çocuğumuzu desteklemek için öncelikle onunla bolca konuşmalı ve sohbet etmeliyiz. Bebek ile ilgilenirken yaptığımız işleri anlatmak, çocuk daha büyüdüğünde okulda neler olduğundan sohbet etmek hem çocuğun dil gelişimini hem kendini ifade etmesini geliştirir. Tekerlemeler, şiirler, şarkılar bu dönem için destekleyicidir ayrıca kitap okumanın önemi de bu gelişimleri destekleyebilmek açısından bu dönemde daha kritik bir öneme sahiptir diyebiliriz.

  1. Duyuların İyileştirilmesi İçin Hassas Dönem (doğum-5 yaş):

Araştırmalar, rahimde beş duyunun geliştiğini göstermiştir ve doğumdan sonrada duyular gelişmeye ve iyileşmeye devam eder. Bebek çevresindeki her şeye dokunma ve ağızına götürme eğilimine sahiptir. Çevresini tanımak ve anlamlandırmak için sıklıkla bu iki duyu organına başvurur ki aynı zamanda gözleri de yani görme duyusu da iş başındadır. Aynı zamanda bebeklerin seslere karşı verdiği tepkiler de örneğin, yüksek seste irkilme ya da daha yumuşak bir seste sakinleşme ya da gülümseme gibi. İşitme duyusunun gelişimi için etkili olmakla birlikte yine dil gelişimi açısından sesleri anlamlandırması da bu duyusu aracılığıyla olmaktadır. Çocuğun potansiyelini geliştirmesi için duyusal keşfe ihtiyacı vardır. Bu anlamda destek sağlayabilmek için çocuklara güvenli bir hazırlanmış bir çevre ve duyu organlarıyla deneyimleyebilecekleri materyaller sunmak etkili olacaktır.

Montessori, dil ve ellerden “insan zekasının araçları” diye bahseder. Duyusal deneyime olan bu ilgi ve bunların çocukta uyardığı faaliyetler, çocuğun duyularını geliştirmesine yardımcı olur. Montessori yine, “çocuğun eline vermediğinizi aklına veremezsiniz” diyerek aslında duyu organlarının kullanılmasının öğrenmede kalıcılığı arttırdığına vurgu yaptığı söylenebilir. Çocuğa bu anlamda destek olmak adına bebekliğinden itibaren farklı yüzeylere sahip dokunabileceği materyaller sunmak, farklı sesler çıkaran uyaranlar ile karşılaştırmak, sert-yumuşak/kaygan-pürüzlü gibi ayrımları yapabileceği etkinlikler oluşturmak, gözlerimiz bağlı şekilde koklama ve tatma çalışmalarıyla duyuları desteklemek yararlı olacaktır.

  1. Hassas Düzen Dönemi (18 ay- 4 yaş):

Bu dönemde çocukta yerleşik rutinlere karşı tutkulu bir aşk vardır ve çocuğun bu düzenin bozulmasından rahatsız olduğu görülebilir. Örneğin, uyku zamanı (düzeni) aksayan çocuğun huysuzlanması vb. Günlük yapılan işlerin zamanına karşı ve mekandaki nesnelerin konumlarına karşı bir düzen olması çocuk için önemlidir. Yerleşik bir rutin, yerleşik temel kurallar ve düzenli bir ortam çocuğun düzensizlikten etkilenmesini önler. Düzen çocuğun kendisini yönlendirmesi, öz denetim kurabilmesi ve zihnini düzenleyebilmesine yardımcı olur. Bebeklik döneminde günlük rutinlerin belli zamanlarda gerçekleşmesi ve bebek ile ilgilenen kişilerin her zaman aynı zamanlarda ve durumlarda bu ilgiyi sunabilmesi de düzene katkı sağlar. Örneğin, bebeğin yemeğini hep annesinin yedirmesi fakat her zaman babasının uyutması gibi. Çocuğun odasında ise her materyalin belli bir düzen içerisinde yerleşik olması ve çocuğun bunlara ihtiyaç duyduğunda ulaşabilmesi onun bu gelişimi açısından önemlidir.

  1. Küçük Nesnelerin Hassas Dönemi (1-3 yaş):

Yetişkinlerin genellikle gözden kaçırdığı şeyler, bu dönemde küçük çocuklar için oldukça fark edilebilir ve dikkat çekicidir. Toprağın üzerinde yürüyen minik bir karınca, çiçeğin yaprağındaki küçük uğur böceği, minnacık bir taş parçası çocuk için önemlidir. Bunları gözlemlediğinde mutluluğu fark edilebilir. Yetişkinler büyük resme bakarken, çocuklar büyük resmi anlayabilmek için öncelikle küçük parçalara dikkat ederek, bu parçaları keşfetmesi gerekir. Detaylara gösterilen bu ilgi, küçük çocuğun fiziksel gelişimine de katkıda bulunur. Bu küçük nesnelerle etkileşime geçmek çocuğu hem mutlu edecek hem de el-göz koordinasyonu, ince motor becerileri için katkı sağlayacaktır. Bu döneme destek için boncuk dizme çalışması, maşa ile yerleştirme çalışmaları vb. yapılabilir.

  1. Sosyal Becerilerin Hassas Dönemi (2-6 yaş):

Yaklaşık iki buçuk ila üç yaş arası çocuk, bir grubun parçası olduğunun farkına varır. Kendi yaşıtlarına aşırı ilgi gösterir. Yaşı ilerledikçe çocuk akranları ile iş birliği içinde olmaktan keyif alır ve birlikte oyun kurma ve rol dağılımları yapma gibi davranışlar sergileyebilirler. Bu dönem ayrıca sosyal gelenek ve görgü geliştirmek için ideal bir zamandır. Çünkü Dr. Montessori bu dönemde çocukların yetişkinlerin davranışlarını modellemeye başladıklarını fark etmiştir.  Bu hassas dönemde kurallara uymak, aynı zamanda zarafet ve nezaket kurallarını öğrenmek çok önemlidir. Bu dönemde çocukların aileleri, öğretmenleri ya da arkadaşları tarafından kabul edilme ihtiyacı olduğunu görebiliriz. Sosyal becerileri desteklemek ve kabullenme ihtiyacını karşılamak için çocuğun kendini ifade edebilmesine imkân tanımak ve akranlarıyla birlikte zaman geçirmesini destelemek önemlidir.

Önceki İçerikEyvah Çocuğum Yemiyor!
Sonraki İçerikYeni Sezon Kadın iç Giyim Modelleri
2011 yılında meslek lisesinin çocuk gelişim ve eğitimi bölümüne kayıt olarak çocuklarla uzun yıllar sürecek olan yolculuğuma başlangıç yaptım. 2013 yılında Nişantaşı Üniversitesi ön lisans Çocuk Gelişimi bölümünden “Yüksek Onur Öğrencisi” olarak mezun oldum. Lisans eğitimime devam ederek 2017 yılında “Onur Öğrencisi” olarak Kocaeli Üniversitesi Eğitim Fakültesi Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Eğitim hayatım bu şekilde ilerlediği için liseden lisansa kadar pek çok farklı özel ve devlet anaokulunda bulundum. Mezun olduktan sonra da anaokullarında çocuklar ile çalışmalara devam ettim. Bir eğitimci olarak kendi eğitim hayatıma karşı her zaman gelişmeye açık kalarak ilerlemeyi gözetiyorum. Alternatif eğitim yaklaşımları ve eğitim bilimleri ile ilgileniyorum. İlgi alanlarım: 3-6 yaş için Montessori Yaklaşımı, değerler eğitimi, okul öncesi çocuklar için felsefe (Pc4), okul öncesinde STEM, robotik ve kodlama eğitimi.

CEVAP VER

Yorumunuzu yazınız
Adınızı yazınız