Bayramlar, kültür, sosyal hayatın çocuklara aktarılması için fırsat olabilir. Ama bu çocukların, büyüklere bayram-ramazan-kurban-din-inanmak-Allah-ölüm gibi kelimeleri, bunların ne demek olduğunu sormalarıyla mümkündür.
Eski bayramlar gelenekleri yapısından bu günkü bayramlardan daha çok farklıydı. Televizyonlar, tabletler, cep telefonları hiç yoktu. Aileler, dostlar, akrabalar, uzaktaki yakınlar birleşir ve unutulmayacak eğlenceler düzenlenirdi. Günümüz küçükleri için maalesef bunlar hayal gibi oldu. Eskiden bayramlarda en önemlisi olan çocuklara daha özen gösterilirdi ve o günler çok meşhur olan lunaparklara götürülürdü. Aileler yakınlarıyla bir araya geldiklerinde sohbet edilir, eğlenceli oyunlar oynanırdı.
Çocukların bakış açısından bayramlık kıyafetler alınması ayrı bir mutluluktu. Bayram alışverişine çıkmak heyecan verici bir durumdu. Çoğu zaman uyku tutmazdı. Alınan bayramlıklar bayram sabahına kadar asla giyilmezdi. Ailenin erkekleri bayram namazına giderler, erkek çocuklarını da götürürlerdi. Ramazan Bayramı öncesi oruç tutmaya çok büyük önem verilir ve çocuklar da oruç tutmaları yönünde teşvik edici yöntemler yapılırdı. Sonrasında gelen bayram sabahında aile büyükleriyle kalabalık yapılan kahvaltının tadına hiç doyulmazdı. O zamanlar ki lezzet bile farklıydı. Kurban bayramında her aile gücü yettiği ölçüde kurban kesmeye özen gösterirdi. Kesilen kurbanların etlerini ihtiyacı olanlara dağıtmak önemli bir hayır işiydi. Bu bir yandan toplumsal bir görevi de yerine getirmekteydi. Sosyal ortamın en önemli yönü birbirine yardım eden bireylerden oluşmasıdır. Bayramlar da bu yönden bir arada tutan en büyük etkendir. Şimdiki bayramların bu yönünü hala sürdürdüğünü söylemek biraz zor.
Şimdiki Çocuklar Bayramı Nasıl Devam Ettiriyor?
Bayramlar eskiden yakınların, büyüklerin bir araya geldiği, hasret giderildiği, küslerin barıştığı, tadına doyulmaz günler demekti. Günümüzde bu anlamını biraz yitirmiş gibi bir durumda oldu. Artık bayram demek tatil bölgelerine kaçmak için bir fırsat demek. Yoğun iş dertlerinden ve modern çağın sıkıntılarından bıkan aileler bayram tatillerini yıllık izinleri gibi görmeye başladıkları için artık akrabaların bir araya gelmeleri gibi bir durum bitti. Özellikle çocuklar bu yakın ilişkileri yaşama şansını pek bulamıyorlar. Yaşı 20’lerde olan gençler artık kendi arkadaşlarıyla kendi programlarını yapmaya başladılar. Çocuklar bile artık bayramların sadece tatilden ibaret olduğunu sanıyorlar. Aileler eğer imkanları varsa günlerce önceden tatil planlarını yapmaya başlıyor ve belki sadece bir telefonla yakınlarının bayramlarını kutlamakla bayramlaştığını sanıyor. Bizler televizyonların hayatımızda bu kadar etkili olmadığı, iletişim kablolarıyla sarmalanmadığımız dönemlerde akrabalarla, aile büyükleriyle bir araya gelinen bayramları yaşadık. Ama şimdiki çocukların bayramların bu yönünü çok iyi bildiklerini söyleyemeyiz.
Eski Bayramlarımızı Çocuklara Nasıl Heveslendirebiliriz?
Bayramı öncelikle adetlerimizi yaşatarak sevdirebiliriz. Yani bayram göreneklerini yaşatarak sevdirmek lazım..
Örneğin bayramlara özel olan;
- Sabahın en erken saatlerinde uyanmak
- Özenle giyinmek
- Bayram kahvaltısı hazırlamak
- Aile bireyleriyle bayramlaşmak
- Küçüklere minik hediyeler veya bayram harçlıklarını vermek
- Ailece büyükleri, komşuları, akrabaları ziyarete gitmek
- Kırgın olduklarımız, küs olduklarımız varsa bayram sebebiyle unutup bir araya
gelmek…
Bunun gibi örnek oluşturacak davranışları sürdürmek çocuklar için pozitif bir örnek olması bakımından çok faydalı olur. Büyüklerimizin söylediği meşhur bir söz vardır: “Bayramda küslük olmaz.” derlerdi. Aradaki sorunları unutup bayram sebebiyle sarılmak bayramın maneviyatını en etkili şekilde hissettirmemize de sebep olacaktır.
İhtiyacı olanlarla yardımlaşmak için bayramlar en güzel zamanlardır. Yaşlıların kalbini almak, komşularımızla vakit geçirmek, yakınlarımızla görüşmek özellikle bayramlarda daha ayrı bir anlam oluşturur. İnsanlar bayramlarda daha hoş görülü olurlar.
Kısacası;
• Elimizde imkanlarla mutlu olmak,
• Büyüklerimizden bize kalan değerlere sahip çıkmak,
• Milli ve dini bayramlarımıza ait gelenekleri çocuklarımıza aktarmak,
• Akrabalık ve komşuluk ilişkilerini diri tutmak,
• Çocuklarımıza adetlerimizi tanıtmak,
• Öncelikle kendimiz uygulayarak, daha sonra çocuklarımıza doğru örnekler göstermek,
• Etrafımızdaki insanlarla iyi ilişkiler geliştirmek,
• Durumu olmayan kişilere maddi-manevi katkıda bulunmak gibi pek çok konuda çalışmalar yapmak, bu değerlerimize sahip çıkmak açısından çok önemlidir.
NE KADAR KALABALIK O KADAR MUTLULUK
Tam da şu an, kendi çocukluğunuzu hatırlayın… Eve gelen misafirler ya da ziyaret ettiğiniz aile büyükleriyle oluşan o kalabalık tabloyu hayal edin. Uzun zamandır görmediğiniz kişilerle yaptığınız sohbetler, bayramın paylaşma geleneğinin çocuk için ne kadar önemli olduğunu size hatırlatacaktır.
Şimdiden bayramınız kutlu olsun…