Herkese merhabalar.
Günümüzdeki çizgi filmler, çocukların hatta bazen yetişkinlerin bile hayatlarında fazlasıyla yer kaplamaktadır. Çizgi filmler, günün her saatinde kolayca ulaşabilmemiz, çocukların dikkatlerini ve ilgilerini kolayca çekebilmeleri bakımından ebeveynler açısından bazen kaçış veya kurtarış yolu olarak görülebilir. Araştırmalar çocukların çok küçük yaşlardan itibaren çizgi filmlerle karşılaştıklarını göstermiştir. Sizce bu kadar küçük yaşta çizgi film izlemeye başlayan çocuklar çizgi filmlerde verilen mesaj içeriğini, karakterlerini ve bu izlediklerini kendi algılarında nasıl canlandırabilirler.
Öncelikle çizgi filmin sözlük anlamına bakalım. Bir konuyla ilgili olarak karakterlerinin hareketlerini belirtecek biçimde art arda çizilmiş resimlerden oluşan sinema filmi. Evet, sözlük anlamında da gördüğümüz gibi çizgi filmlere, karakterlerin hareketlerinden yola çıkılarak, bu hareketlere vermek istedikleri mesajları yükleyerek eğlence amaçlı oluşturulmuş yapımlar diyebiliriz. Burada önemli olan çizgi filmlerin mesaj vermeleri değil, verdikleri mesajların içeriğidir. Artık çizgi film sektörü ticari amacın ön planda olduğu bir sektör olmaya doğru ilerliyor. Bazı çizgi filmlerin bir mesaj verme kaygısı bile yok.
Karakterler; oyuncakları, kıyafetleri ve reklamları bolca yapılan rol modeller… Çoğu çocuk izledikleri bu karakterleri kendilerine rol model almaya başlarlar. Reklamlardaki kıyafetleri giyerler, onlar gibi davranmaya çalışırlar ve onların kullandıkları eşyaları kullanmaya başlarlar. Küçük yaştaki çocuklar hayal ve gerçeği ayırt edemedikleri ve neden sonuç ilişkisi kuramadıkları için o karakterlerle özdeşirler. Kendisini onun yerine koyar ve onun gibi davranabileceğini düşünür. Küçük yaşlar için kahramanların yaptıkları hareketler doğru ve yapılabilirdir. Bu şekilde haber sitelerinde, medyada veya gazetelerde ortaya çıkan haberleri görüyoruz. Uçabileceğini düşünüp camdan atlayan, duvara tırmanmaya çalışan, karakterler gibi güçlü olabildiklerini düşünüp ağır işe kalkışan çocukları görüyoruz. Bu kahramanlar genelde güçlü, sesi güzel, başarılı, en hızlı vs. gibi özellikler taşırlar.
Yapılan bir araştırmada çocuklara “hangi çizgi film karakterinin yerinde olmak istersin” sorusu sorulmuş ardından “neden bu karakterin yerinde olmak istiyorsun” sorusu sorulduğunda en çok dış görünüş ve doğaüstü yeteneklerini öne çıkarttıkları saptanmıştır. Özellikle soyut kavramların oluştuğu 12 yaş civarı döneme kadar çocuklar için bu durumlar tehlikeli olabilir. Çizgi filmlerde ki şiddet ögelerinin ekranda ne kadar süre ile kaldığı hakkında bir araştırmaya gidilmiş ve saniye olarak en fazla sözel şiddet unsurunun birinci geldiği görülmüştür. Tüm gün boyunca yayınlanan bu çizgi filmler çocuklarda olumsuz duygulara neden olabilmektedir. Ebeveynler bu durumda oyuncak, giysi vs. gibi maddi durumlar dışında çocuğun gelişimine ve psikolojisine olan etkisini de görmezden gelmemelidirler. Bu tarz durumlarla karşı karşıya kalmamak için medya kuruluşlarına, alanda uzman kişilere ve ebeveynlere bazı sorumluluklar düşüyor.
Medya Kuruluşları için;
- Çizgi film karakterleri oluşturulurken daha çizim aşamasındayken bir uzmanla görüşülmeli devamında ise içerdikleri mesajlar, bulundukları ortamlar olsun her şekilde uzman gözetiminde olmalıdır.
- Eğitici, öğretici, manevi ve milli değerler, sevgi, saygı, paylaşma, dürüstlük ve toplum bilinci gibi konularda çizgi filmler yapılabilir.
Uzmanlar için;
- Çocukların seyrettikleri içerikler denetlenmeli ve olumsuz görülen içerikler bildirilmelidir.
- Aileler bu konuda bilgilendirilmelidir. Bu tarz seminerler verilerek doğru kullanım ve izlenme şekli anlatılabilir.
Ebeveynler için;
- Çocuklarımızı 2 yaşından önce televizyon, tablet ve telefon ile tanıştırmamalıyız.
- 4-5 yaşlarına kadar en iyi öğrenme yolu yaparak – yaşayarak öğrenmedir.
- Çizgi filmler ebeveynler tarafından önceden izlenmelidir.
- Süre denetimi yapılmalıdır.
- Çizgi filmler esnasında çocuklarla zaman zaman konuşulmalı, içeriği ve vermek istediği mesaj üzerine sohbetler edilmelidir.
Sevgiyle kalın…