Hayatımızın her döneminde aslında pek çok sınava tabi tutuluruz. Hayatın her aşaması kendine has engeller ve sınamalarla doludur. Bu sınamalar en net şekilde eğitim hayatımızla başlar. Çocuk, ailesinden ve kendi konfor alanından belki de ilk kez çıkarak kendi akranlarıyla ve rekabet dolu bir ortamla yüzleşir. Hayatının önemli bir dönemini kapsayacak eğitim hayatında pek çok kez bildikleri ve yeterlilikleri ölçülür. Sınavın ifade ettiği anlam değiştikçe sınav için duyulan kaygı da değişiklik gösterir.

Kaygı eğer belli bir düzeyde seyrederse insanın performansını, işlevselliğini arttırır; kişiyi dışarıdan gelecek tehlikelerden kaçınması için uyarır. Fakat bu kaygı seviyesi yükselirse olumlu etkileri görmek oldukça zorlaşır. Sınava dair duyulan kaygı eğer fazlalaşırsa fazlalaşan bu kaygı, kişinin kendi potansiyelini gerçekleştirmesine engel olur ve başarısının düşmesine sebep olur. Aslında kaygının yarar seviyesi kişinin kaygıyı nasıl yönetebildiğiyle alakalıdır. Sınava yönelik en büyük kaygı kişinin sınava yüklediği anlam ve yanlış düşünce, inançlarla oluşur. “Sınavı kazanamazsam kimsenin yüzüne bakamam.” gibi… Bu konuda sosyal çevre ve aile faktörü de oldukça önemli rol oynar. Kendi üzerinde baskı hisseden pek çok kişi daha fazla kaygı duyar. Sınavın anlamı onlar için fazlasıyla büyük ve hayatidir. Üzerinde fazla sorumluluk hisseden ve ailesi tarafından baskıya maruz bırakılan kişiler bu kaygıyı yönetmekte zorlanabilirler. Dolayısıyla sınavda kendi potansiyellerini gerçekleştiremeyebilirler.

Kaygılı bir kişinin başarısı düşebilir çünkü kaygı duymaya başladığında kendinde çalışacak motivasyonu bulmakta güçlük çeker. Çalışma zamanını ertelemeyi tercih edebilir, dikkatini toparlama konusunda yetersiz kalabilir ayrıca sınav konusunu büyük bir sorun, düğüm olarak gördüğünden sınav hakkında konuşmayı reddedebilir ve bundan rahatsızlık duyabilir. Bunun yanında kaygı kendini bedende belli etmeyi çok sever. Kişi kaygının artmasıyla birlikte karın ağrısı, terleme, uykuda düzensizlikler, iştah düzeninde değişiklikler, taşikardi, iç sıkıntısı, mide bulantısı gibi bedensel yakınmalardan şikâyet edebilir. Kendisini daha huzursuz, endişeli, yetersiz ve değersiz hissedebilir. Dolayısıyla bunlar hem sınava hazırlık aşamasında hem de sınav anında başarıyı oldukça düşürmeye yeterlidir.

Kaygıyla baş etmek daha sağlıklı bir sınav sürecini beraberinde getirir. Kaygıyı bastırmak onu görmezden gelmeye çalışmak değil, onu kabul etmek ve tanımak, bilmek önemlidir. Neden kaygı duyuyorum? Bu sınav benim için ne anlam ifade ediyor? Bu sınavla ilgili yanlış düşünce ve inançlarım neler olabilir? Gibi sorularla kişinin düşüncelerini yeniden sorgulaması farklı bir pencereden bakmasına yardımcı olabilir. Ayrıca nefes egzersizleri kaygının şiddetini hafifletmede sıkça kullanılan tekniklerden biridir. Kişinin sınava daha özgüvenli ve daha az kaygılı girmesi için kendine has bir düzen oluşturması gereklidir. Zamanı doğru kullanmak için çalışmalar yapılabilir. Uyku ve beslenme düzeninde aksaklıklar olmaması özellikle önemlidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir