Kahve Tüketimi ve Hastalıklarla İlişkisi

1
503
kahve tüketimi

Kahve; kahve çekirdeklerinin kavrulması ve demlenmesi ile elde edilip, dünyada ve ülkemizde en sık tüketilen içecekler arasındadır. İçeriğinde bulunan kafein, diterpen alkoller ve klorojenik asit ile sağlığımız üzerinde olumlu etkiler göstermektedir.

Kahve antioksidan özellikte olduğundan hücreleri kansere (antikarsinojenik) ve diğer hastalıklara karşı korumaktadır. Antioksidan özelliği ise içerisinde bulunan klorojenik asitten gelmektedir. Kahvede bulunan kafein güçlü bir merkezi sinir sistemi uyarıcısı olması ve kafeinin vücutta adenozinin (başta uykunun başlatılması ve sürdürülmesiyle ilişkisi olan bir nöromodülatördür) tutunabildiği reseptörlere bağlanarak tam tersi etki göstermesi ile kahve ve uykusuzluk ilişkisi ortaya çıkmaktadır. Kafein miktarı; kahvenin türüne, kavrulma derecesine, pişirme yöntemine göre farklılık göstermektedir. Bir fincan kahvenin içerisinde ortalama 100 mg kafein bulunmaktadır.

Geçmişte yapılan bilimsel araştırmalarda kahve ve kafein tüketiminin potansiyel olarak sağlığı olumsuz yönde etkilediği düşünülse de, son yapılan araştırmalarda kahve tüketiminin bazı kronik hastalıkların riskini azaltmada etkin olabileceği görüşü bulunmaktadır.

Peki bu hastalıklar nelerdir?

  • Kardiyovasküler hastalıklar
  • Hipertansiyon ve aritmi
  • Kanser, osteoporoz
  • Diyabet

gibi hastalıklar için etkin olduğu görülmektedir.

kahve

Kahvenin Hastalıklar Üzerinde Etkisi

Kardiyovasküler Hastalıklar : Kahvenin içeriğinde bulunan bileşiklerin kalp hastalıkları gelişim riski üzerine olumlu/olumsuz etkisi bulunmaktadır. Olumsuz etkisi bileşenlerden bazılarının kötü kolestrol, total kolesterol düzeyine ve hipertansiyona etki ettiği düşünülmektedir. Olumlu etkileri ise antioksidan içeriğinin yüksek olmasına bağlı olabilmektedir. Ayrıca kahve tüketimi kardiyovasküler hastalıklarda risk faktörü olarak bilinen depresyon riskini azaltabilmektedir.

Hipertansiyon ve Aritmi : Hipertansiyon; felç ve koroner kalp hastalıkları için güçlü bir risk faktörü olarak görülmektedir. Tansiyon yükseltici etkisi ile dikkatli tüketim sağlanmalıdır. Yapılan çalışmalar sınırlı olması nedeniyle orta düzeyde kahve tüketiminin (günlük 2-3 fincan) kardiyak aritmi riskini arttırmayacağı söylenmektedir. Kahve tüketiminin kan basıncı üzerinde etkileri bireysel farklılık göstermekle birlikte yapılan araştırmalarda genetik yatkınlığı olmayan ve sigara kullanmayan kişilerde kahve tüketiminin yüksek kan basıncı riski oluşturmayacağı yönündedir. Ayrıca kafein içeriği yüksek bir kahve tüketimi sonrası çarpıntı, anksiyete ve uyku problemleri görülebilmektedir.

Kanser: Çevresel faktörlerle birlikte kalıtımsal, alışkanlıklar ve yaşla birlikte kanser prevalansı önemli ölçüde artmaktadır. Kanser riskinin çevresel faktörleri arasında;

  • Diyet
  • Alkol tüketimi
  • Fiziksel aktivite
  • Obezite
  • Stres etmenleri

yer almaktadır.

kahvenin hastalıklar üzerindeki etkisi

Kahvenin kanserden koruyucu etkisinin antioksidan özellikte olması başta olmak üzere, DNA hasarı onarımında rol alması, bağışıklık sisteminin üzerinde etkisi ve inflamasyonu azaltması gibi mekanizmaları ile açıklanmaktadır.

Osteoporoz: Dünya Sağlık Örgütü vücutta oluşan kırıklar için bazı belirlediği risk faktörleri listesinde kahveye yer vermeyerek kahveyi risk faktörü olarak değerlendirmemektedir. Ancak fazla kahve tüketimi D vitamini ile etkileşime girerek kemiklerdeki  mineral yoğunluğunu olumsuz etkileyebilmektedir. Araştırmalar halen devam etmektedir. Ve yüksek kafein seviyeleri (>750 mg/gün) idrar çıkışını arttırarak, kemik sağlığı üzerine olumsuz etki sağlayarak kalsiyum ve magnezyum atışını arttırabilmektedir.

Diyabet: Yapılan araştırmalar sonucunda kahve tüketimi ile diyabet gelişim riski arasında ters bir ilişki olduğu bulunmuştur. Kahve tüketiminin TİP 2 diyabet riskini azalttığı gözlemlenmiştir.

Önceki İçerikBeklentiler ve Beklentisiz Kalmak
Sonraki İçerikSosyolog ve Yazar Ayşegül Bayındır İle Röportaj
Haliç Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik bölümünden 2019 yılında mezun oldum. Adölesanların beslenme alışkanlıkları, probiyotik gıda tüketim ve tutumları alanındaki tez çalışmamla lisans eğitimimi tamamlayarak “Diyetisyen” ünvanını aldım. 2018-2019 yılları arasında İnternational Acıbadem Hastanesi, Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi, T.C. Metin Sabancı Baltalimanı Kemik Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi, Özel Fransız Lape Hastanesi, T.C. Eyüpsultan Devlet Hastanesi, Uzman Diyetisyen Duygu Çetin Yeni Beslenme ve Diyet Danışmanlığı Merkezi, Uzman Diyetisyen Yağmur Baş Diyet Danışmanlığı Merkezi gibi birçok hastanede ve diyet merkezinde yetişkin beslenmesi, hamilelik ve emziklilikte beslenme, çocuk beslenmesi, mutfak ve menü planlama alanlarında çalışmalar yaptım. Eğitimim boyunca ve sonrasında birçok seminer, kongre ve kurslara katıldım. Şu an danışanlarıma Zeyhan Pilates Stüdyosunda yüz yüze ve ayrıca online diyet hizmeti vermekteyim. Mapfre Sigorta Şirketinde’de kurumsal beslenme hizmeti vermekteyim.

1 YORUM

CEVAP VER

Yorumunuzu yazınız
Adınızı yazınız