Sevgi hayatın ve hakikatin en önemli kaynaklarından biridir. Biz severek kalbimizi dünyaya açarız. Bir insanın en temel ihtiyacı olan sevgi ve sevilme ihtiyacımız doğduğumuz andan ölene kadar sürmektedir. Sevgi ihtiyacımız sayesinde ilişkilerde iyileşme gücümüz vardır. Bir insan pek çok şeyi sevebilir; kendimizi, ailemizi, eşimizi, çocuklarımızı, arkadaşlarımızı, beslediğimiz hayvanları, doğayı, ülkemizi, dünyayı…

Bir insan için sevmenin ilk koşulu kendisini sevmek ve kendisine öz şefkat göstermektir. Kendisine öz şefkat gösterdikçe başka insanlara da şefkat ve sevgi ile yaklaşmaya başlayacaktır. O yüzden başkalarıyla açık, dürüst ve sağlıklı bir ilişki kurmak için ilk başta kendimizi sevmeliyiz. Her insan hayatının belli dönemlerinde hatalar yapar. Bu hatalarımızla birlikte kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeye başlarsak kendimize karşı öz şefkat duymaya başlarız. Çünkü aslında geçmişteki hatalarla, zorluklarla ve pişmanlıklarımızla şu anda olduğumuz halimize geldik ve bu olaylardan ders alarak kendimizi geliştirmeye çalışıyoruz.

Sevgi öğrenilir, sevgi bulaşıcıdır. Biz karşımızdaki insanlara sevgi ile yaklaşırsak bize insanlar sevgi ile yaklaşacaktır. O yüzden bir insandan nasıl sevgi görmek istiyorsak öyle yaklaşmalıyız. Sevgi aynı zamanda karşımızdaki kişiyi sıkmadan, özgürce de sevebilmektir. Her insanın belli alanları, yetenekleri ve ilgileri vardır. Onun özel alanına ve sınırlarına saygı duyarak ve o çizgiyi aşmadan sevmeliyiz. Her insan biriciktir. Bu yüzden her insanın  kendine ait özellikleri vardır, hiçbir insan aynı değildir ve birbirine benzemez.  Bundan dolayı nasıl bir ilişki olursa olsun karşı tarafı boğmadan ona saygı duyarak sevmeliyiz.

Sevmek karşılıklı şekilde olan bir ilişki ve bir ihtiyaçtır. Karşı taraftan bir öncelik veya karşılık beklemeden sevgisini bir kişinin verebilmesidir. Mesela anneler çocuklarını hiçbir koşul beklemeden onları kabul edip sevmektedirler. Böylece anneler çocuklarını sağlıklı bir birey olmaları için hayata hazırlarlar. Çocukluk döneminde ilk bakım veren kişi annemiz ve babamız olmak üzere yakın çevremizden sevgi ve şefkat ihtiyacımızı sağlıklı bir şekilde karşılamamız çok önemlidir. Eğer bu ihtiyacımız sağlıklı bir şekilde karşılanırsa yetişkinlik hayatımızdaki arkadaş, aile ve romantik hayat ilişkilerimiz gibi tüm ilişkilerimizde sağlıklı bir şekilde davranırız.

Sevgi ve öz şefkat önemli erdemlerimizden olup iyileştirici etkileri vardır. Bedenimiz bu doğal iyileşme haline her zaman ihtiyaç duyar. Bir sevdiğimizle kucaklaşma durumunun bedende onarıcı bir etkisi vardır. Psikoterapist  Virginia Satir’in dediği gibi “Hayatta kalmak için günde dört kez sarılmaya ihtiyacımız var. Bakım için günde sekiz sarılmaya ihtiyacımız var. Ve büyümek için günde on iki sarılmaya ihtiyacımız var.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir