Merhaba Gül Seda Hanım, Kadinja.com olarak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.
- Gül Seda Hanım bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız?
Adım Gül Seda Baltacı, Türkçe öğretmeniyim. Kütahya Tavşanlı doğuluyum. Çocukluğum annemin de öğretmen olmasından dolayı hep okulda ve onun çevresinde geçti. Hayalim hep bir öğretmen olmaktı. Çocukken hayali öğrencilerim, not defterim bir de sınıfım vardı. Bunun akabinde bu hayalim çok da uzun sürmedi. Zamanın en iyi liselerinden olan Tavşanlı Anadolu Öğretmen Lisesini bitirdim ki bu lise bana çok şey öğretti. Öğretmenliğe burada adım attım. Oradaki öğretmenlerimi saygıyla anıyorum. Sonrasında Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde Türkçe öğretmenliği bölümünü kazandım. Üniversite hayatımın en güzel yanlarından biriydi sanırım. Halen özlemle anıyorum. Üniversite sonrasında ilk görev yerim olan Iğdır’a atandım. Üç yılın ardından İstanbul’a tayinim çıktı. Halen burada görev yapmaktayım. Zamanımın büyük bölümünü işim (öğrencilerim), çocuklarım, evim, sayfam ve arkadaşlarım ile geçiriyorum.
- Türkçe öğretmenisiniz. Bir Türkçe öğretmeni olarak bloggerlığı nasıl açıklarsınız? Size göre blogger kime denir?
Blog yazarı anlamına gelir. Rahatça düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz bir web sitesidir. Blog yazarı olmak istiyorsanız sanırım samimi, inandırıcı bir tavrınız olmalı. Yazdıklarınız sizi okuyanlar tarafından sıkılmadan takip edilmeli. Anlatış seçiminiz doğrusu bir anlamda üslûbunuz önemlidir. Her günlük (blog), dikkat çekmeyebilir. Onu keyifli hale getirecek olan bloggerlardır. Yemek bloggerlığı da aynı şekilde dikkat çekici olmalı, paylaşımlarınız farklı, fotoğraflarınız canlı olursa takipçileriniz de sizden çok şey öğrenir. Eskiden böyle çalışıyorduk diyebilirim. Şimdi medya çok değişti bloggerlık kavramı biraz unutuldu.
- 2011 yılından beri bloggersınız. Bu işi başlatan insanlardan sayılırsınız. Blogger olma fikri nasıl oluştu?
Evet bu işe 2011 yılında başladım. Uzun yıllar süren aktif çalışma hayatımdan sonra ilk çocuğum oldu. İlk defa bu kadar uzun süre evde kalıyordum. İster istemez hem kendinizi hem de çocuğunuzu daha sağlıklı besleme isteğiniz oluşuyor böyle olunca. Mutfakla haşır neşir olma düşüncem bu sırlarda daha da arttı diyebilirim. Aslında mutfaktan ve güzel kokulardan çok da uzakta değildim. Annem de çok güzel yemek yapar. Sanırım bu konuda en çok onun etkisi oldu. Damak lezzetim de bu sıralar oluştu. Evde olduğum zamanlarda internette farklı yemek tarifleri ararken bazı yemek blog sayfaları gözüme çarpmaya başladı… Yemek fotoğraflarının görüntüsü ve bunlar hakkında tarif vermeleri çok hoşuma gitti. Gördüğüm yemekleri evde de uygulamaya başladım. Yaptıkça daha da geliştiğimi fark ettim. Neden ben de yapamayayım diye düşündüm. Paylaşmayı ve anlatmayı çok sevdiğim için bu fikir beni hemen kapladı. Kendime bir blog sayfası açmaya karar verdim. Artık yaptığım yemeklerin fotoğraflarını çekip, tariflerini paylaşmaya başlamıştım. Çok sevdiğim sevgili komşum Melahat Teyzemi de bu şekilde tanıdım. Kendisi de benim gibi çok yenilikçi ve paylaşımcıydı. Ufacık bir şey yapsa “Bak Sedoşum nasıl olmuş?“ diye getirir benimle paylaşırdı. Onun değerli bilgileri hala kulaklarımdadır. Böylece bu işe ufak ufak girmeye başlamıştım. Bloggerlığa başladığım daha ikinci yılımda iken televizyonda bir yemek programına katıldım. Aslında bu program benim bu işi yapıp yapamayacağım ile ilgili güzel bir yol gösterici oldu. Bunu ikinci, üçüncü programlar da izledi. İkinci çocuğumun olmasından dolayı bu tür çalışmalara bir süre ara verdim. İki yıldır aktif olarak çalışmalarıma tekrar devam etmeye başladım.
- Türkçe öğretmeni olmanızdan dolayı bloggerların konuşma ve yazma alanında yaptıkları yanlışlar için neler söylemek istersiniz?
Çok şey söylenebilir bu konuda. Yazı dili bilindiği üzere en etkili iletişim organı. Bunu doğru kullanmadığınız zaman sonuçları da kötü oluyor. Gençler özellikle kötü olanı hemen alıp uyguluyor. Kullandığınız dile dikkat etmeniz bu yüzden çok önemli. Böyle bir işle uğraşıyorsanız insanlara bir konuda, bilgi verme işinden bahsediyorum. Yazdığınız yazılara da dikkat etmeniz gerekiyor. Beni de bu işte en çok oyalayan kısım bu oluyor. Tarif verirken kullandığım cümleleri tekrar tekrar okuyorum. Yazım kurallarına dikkat ederek yazmaya çalışıyorum. Hata yaptığım zaman silip tekrar yazıyorum. Ayrıca kibar da bir dil kullanmaya çalışıyorum. Sizi takip edenler ile iyi bir iletişime geçmek için, bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Kötü yorumlara genellikle cevap vermiyorum ya da teşekkür edip ikili diyaloga girmiyorum. Yemek sayfalarına gelecek olursak, biraz özentisiz bir dil kullandıklarını düşünüyorum. Dikkatli değiller bu konuda.
- Yemek işine girerken karşılaştığınız zorluklar nelerdir?
Bu işe girerken beni bu kadar zorlayacağı bununla birlikte bir o kadar da keyif vereceği aklıma gelmezdi. Neden derseniz? Çok teferruatlı çalışma alanına sahipsiniz. Bir kere sunacağınız yemeği çok iyi seçmeniz gerekiyor. Bunu iyi fotoğraflamalı, sunmalı ve malzemelerinin miktarını çok iyi ayarlamalısınız. En çok zamanımı alan kısımlar bunlar oluyor sanırım. Sonuç iyi olunca ve güzel tepkiler gelince “İşte diyorsunuz, yapmak ve duymak istediğim şeyler tam olarak bunlar”. Hele bir de yaptığınız yemek hem görsel hem de tat olarak çevrenizde beğenildiğinde daha bir kamçılanıyorsunuz. Sonuç olarak öğrenmek, paylaşmak, sunmak ve bunları yaparken de keyif almaktan daha güzel bir duygu yok sanırım. İş olarak görüyor musunuz bunu derseniz. “Evet kesinlikle iş olarak görüyorum.” ileride bununla ilgili yapmak istediğim çok güzel projeler var.
- Her alanda eğitim şart diyoruz. Siz yemek alanında herhangi bir eğitim aldınız mı?
Evet her alanda eğitim şart. Ben de böyle düşünerek Anadolu Üniversitesi Aşçılık Bölümüne kaydoldum. 2.üniversite kapsamında bu bölümde okuyorum. Burayı bitirip eğitimime devam etmeyi düşünüyorum. Belki ileride atölye eğitimi vermek üzere bir adım atabilirim. Hepsi proje aşamasında şu anda.
- Yapılan bir işte başarılı olabilmek için nelere dikkat edilmelidir?
Çok şeye dikkat etmelisiniz. Bir kere titiz olmalısınız. Yaptığınız işe saygı duymanız da çok önemli. Araştırmalı, devamlı öğrenmeye aç olmalısınız. Çok şey biliyorum şeklinde değil de daha ne öğrenebilirim şeklinde düşünmek gerek. Olumlu ve olumsuz eleştirilere de açık olmalısınız. Keza bununla ilgili çok acımasız eleştiriler de alıyoruz. Bunların çoğuna gülüp geçiyorum. Yaptıklarımın çok başında olduğumu düşünüyorum. Böylece her gün yeni şeyler öğrenmekten bıkmıyorum. Örnek verecek olursam ekmek yapmayı öğrenmek için günlerce sayfaları incelemiş. Birkaçı ile uzun uzun mesajlaşmış ve defalarca ekmek yapmayı denemiştim. Denemek de çok önemli bu işte. Bıkmadan usanmadan denemeniz gerek.
- İzin verirseniz tek kelimeden oluşan tek kelimelik cevaplı sorular sormak istiyorum.
Blogger: Araştırmacı.
Yemek Yapmak: Terapi.
Öğretmen: Merhamet.
Türkçe Öğretmeni ve Blogger Gül Seda Baltacı İletişim Bilgileri: