Merhaba Pelin Hanım, Kadinja.com olarak sizinle tekrardan buluşmak bizim için büyük bir onur.

“Yaşadıklarımı aşk sandım”

Gazeteci, Sunucu ve Yazar Pelin Çini yeni çıkan ve hayatını anlattığı kitabı “benpelincini” ile kadınlara sesleniyor:  “Benim yaptığım gibi susmayın. Hakkınızı arayın çünkü şiddet bir insanlık suçu. “Beni seviyor o yüzden yaptı ya da bu son” diye kendinizi kandırmayın!”

  1. “benpelincini” isimli kitabınız çıkalı çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen adından çok sık bahsedilir hale geldi. Bunu bekliyor muydunuz?

Açıkçası yazarken “çok okunsun” diye hareket etmedim. İnsan yaptığı şeyin birçok kişiye ulaşmasını ister tabii ama önceliğim bu değildi. Ben iyileşmek için yazmaya başladım. Çok yara aldığım, hayata ve kendime inancımın kalmadığı bir dönemden yazarak kurtulmak, arınmak istiyordum. Ancak şuna inanıyorum siz niyetinizi temiz tutarsanız yani gerçekten içinizden geldiği gibi davranırsanız ortaya çıkan da ulaşması gerekenlere ulaşıyor, kolaylıkla.

ben pelin çini

  1. Kitabı yazarken zorlandığınız yerler oldu mu?

Bu kitap bir kendiyle yüzleşme kitabı” diyorum her yerde.  Gerçekten de onu en iyi özetleyen cümle bu. Ben kendimle yüzleşmeye, kendime, insanlara ve hayata yalan söylememeye niyet ettiğim anda akmaya başladı her şey. Uzun zamandır üzerini örttüğüm her şeyi fark ettim. Kendimi aslında hiç sevmediğimi, kendimi sevilmeye değer bulmadığımı, hayatımda ters giden hemen hemen her şeyde aslında kendi katkımın da olduğunu. Yani canımı yakanın da aslında ben olduğumu anladım. Bu, kabul etmesi çok zor bir şey, zaman zaman durmak istediğim, kaçmak istediğim oldu ama neyse ki inatçıyım bu defa pes etmedim.

  1. Kitapta satır altlarında dikkat çeken bir detay var. Çok gündemde olan bir konu, kanayan bir yara: kadına şiddet. Siz susan, hakkını aramayan kadınlardanmışsınız. Buna şaşırdık. Tepki almaktan korkmadınız mı?

Korkudan bacaklarım titredi. Hala da ara ara titriyor. Bunu anlatmak, anlatmayı bırak bunu kendine itiraf etmek ne kadar zor bir bilseniz. Kitabın sadece “şiddet mağduru kadın” kitabı olarak algılanması beni çok rahatsız edecekti o yüzden çok kısa yer verdim yaşananlara. Birkaç bölümü de baskıya girmeden önce çıkarttım. Ama yine de o “satır altı” çok önemli bir meseleyi anlatıyor evet. Artık susulmaması gereken, artık “yok sayılmaması” gereken bir meseleyi. Bu işin kadını ya da erkeği yok. Bu bir insanlık suçu, o yüzden de her fırsatta dile getiriyorum ve getireceğim: “Hiçbir insan bir diğeri tarafından fiziki ya da psikolojik olarak şiddete maruz kalamaz”.

yazar pelin çini

  1. Sizin gibi “susan” kadınlara ne önerirsiniz? Siz neden sustunuz?

Ben yaşadıklarımı “aşk” sandım. Daha doğrusu sanmak istedim. Kendini kandırma konusunda çok iyiyimdir. Aslında hepimiz kendimizi kandırma konusunda tahmin ettiğimizde çok başarılıyız inanın. Ama şimdi biliyorum ki söz konusu aşk ise onun içinde şiddet olmaz, olamaz. O yüzden lütfen “Beni sevdiği için bunu yapıyor” ya da “Bir daha olmayacak” ya da “Ben de hak etmiş olmalıyım” demesinler. Ben uzun süre “hak ettiğimi” düşündüm, karşımdakini delirttiğimi, onu anlamadığım için bana kendini bu şekilde anlatmaya çalıştığını sandım. Sanmak istedim. Ama şimdi biliyorum ki yaşananların hiçbir tutar tarafı yani mazereti olamaz. Üstelik tüm bunların sonunda “Ben seni dövmedim ki 3-5 tokat attım” gibi bir açıklamayı da kulaklarımla duydum.  Sanırım tüm olan biten içinde en çok canımı yakan ama beni en çok ayağa kalkmaya, konuşmaya iten de bu oldu. Şimdi dönüp baktığımda keşke rapor alsaydım, hakkımı arasaydım. Susmasaydım da diyorum tabii.

  1. Peki ya bundan sonra? Bu yaşananlar hayata bakış açışınızı çok değiştirmiş olmalı…

Bundan sonra Pelin’e sahip çıkarım, onu severim ve onun ne olursa olsun, ne yaparsa yapsın değerli olduğunu asla unutmam diyebilirim. Bundan sonra hayatıma giren insanlara da Pelin’i olduğu gibi anlatmaya, onun defolarını utanılacak şeylermiş gibi saklamak yerine ortaya dökmeye yani “olduğum gibi” durmaya gayret ederim de diyebilirim. Çünkü anladım ki kimse mükemmel değil ve olmak zorunda da değil ve biri hayatınıza giriyorsa sizi kabul edebilmeli. Olduğunuz gibi tüm eksileriniz, hatalarınız, zaaflarınız hatta günahlarınızla.

  1. Bir daha evlenir misiniz?

Ben aşka inanıyorum ve evlilik kurumuna saygı duyuyorum. Yani kötü deneyimlerim oldu diye bunlara küsmedim. Üstelik bu noktadan sonra yani ben Pelin ile tamamen barıştıktan, kendimi olduğum gibi kabul etmeye ve sevmeye niyet ettikten sonra karşıma çıkacak insanın da bana hak ettiğim değeri vereceğine inancım sonsuz. Yani cevap: neden olmasın.

pelin çini röportaj

  1. Magazin sunmaya devam ediyorsunuz. An itibariyle Ucankuş TV’de Esra Balamir ile Canlı Masa’yı sunuyorsunuz. Başka TV projeleriniz var mı?

Televizyonda olmayı çok seviyorum. Kamera önünde olmak benim için nefes almak demek. O yüzden dileğim hayatım boyunca işimi yapabilmek. Uçankuş’ta Esra ile programımız oldukça keyifli gidiyor. Her sabah 10-12 arasında magazin olaylarını konuşuyoruz. Bazen de dünyadan, sosyal medyadan ses getiren hadiseleri yorumluyoruz. Onla yayın yapmak keyifli. Ekran dışında da anlaşabildiğim biri. O yüzden halimden memnunum. Ama birlikte hayal kuralım derseniz bir gün özellikle kadınların kendilerine dair ipuçları bulabilecekleri, hayatlarını kolaylaştıracak en önemlisi onlara kendilerini keşfetme olanağı sağlayacak bir program sunmak çok isterim. Mutlaka konuklu olmalı, ben aklıma gelenleri ve insanları sormak istediklerini sorabilmeliyim.

  1. Peki ya 2’inci kitap?

Sorma biraz çabuk oldu ama yazmaya başladım bile. Roman değil yine kendi hayatımı yazmaya devam ediyorum aslında. Fakat bu defa birkaç farklı hayattan da kesitler var. İnsanlar benimle konuşurken artık “Aman Pelin bunu da yazarsın sen şimdi” diyorlar, gülüyoruz ve evet, yazıyorum. Yazmaya devam da edeceğim.

  1. Son olarak söylemek istediğiniz bir şey?

Bu harika söyleşi için teşekkür ederim. Yine başa dönüyor olacağız belki ama benpelincini sadece şiddet meselesinden ibaret bir kitap değil, bunun altını çizmek isterim. İnsanın kendini nasıl sabote ettiğini, kaybetme korkusuyla kendini nasıl hiçe saydığını ve hayatına ona değer vermeyen insanları, onu değersiz hissettirecek deneyimleri çektiğini anlatan bir “ibret” kitabı aslında.  Okumak isteyenler meseleye bu açıdan bakarlarsa sevinirim. Lütfen kendinizi olduğunuz gibi kabul edin ve sevin. Bunun için asla geç kalmış değilsiniz, unutmayın. Ha bir de “hayat 40’ınd başlar” çok doğruymuş, benden söylemesi.

Gazeteci, Sunucu ve Yazar Pelin Çini İletişim Bilgileri:

 

Merhaba Pelin Hanım, Kadinja.com olarak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.

  1. Pelin Çini kimdir?

Gazeteci, sunucuyum. 40 yaşında kendini yeniden keşfetmeye niyet etmiş, kendi ile yüzleşme sürecini de insanlarla paylaşmaya, belki bir yerlerde buna benzer açmazlarda takılı kalanlar vardır diyerek. Bunları “Damdan düşenin halinden damdan düşen anlar” düşüncesiyle kaleme almış bir yazar adayıyım.

  1. Gazeteci olmaya nasıl ve ne zaman karar verdiniz?

Hayatta tesadüf diye bir şey yok.  Bundan artık eminim. Gazetecilik de benim kaderimde vardı bence. İlkokuldayken dergileri alır, beğendiğim bölümlerini keser deftere yapıştırır kendi dergimi yaratırdım. Lisede yıllık kolunda ve edebiyat kollarında çalışıp okul dergilerine yazılar yazardım. Üniversite döneminden itibaren de önce dergilerde sonra da gazetede çalıştım. Yazmak benim için vazgeçilmezdi hep. Bir çeşit içimdeki zehri akıtma yoluydu. Hala hayatımdaki insanlara mektuplar yazarım. Sanırım kendimi en iyi ifade etme biçimim kelimeler.

  1. Size göre iyi gazetecide hangi özelliklerin olması gerekir?

Merak duygusu mutlaka olmalı.  Objektif bakabilmeli hayata. Her meselede iki tarafında düşünce, duygu ve durumlarını bilmek istemeli yani.  Bir de bence çok okumalı.

pelin çini röportaj

  1. Magazin basınının size göre çekici olan yönü nedir?

Ekstra çekici gelen bir yanı yok. Hatta tam tersi riskli bir iştir magazin. İnsanların özel hayatlarını konuşmak kolay değil. Kimse bir evde iki kişi arasında yaşananı yüzde 100 bilemez. Burada yorum yaparken vicdanınızı dinlemeniz ve her defasında “bu sadece benim fikrim” diyebilmeniz lazım. Ahkam kesmek ya da bilir kişi gibi davranmak bana çok uzak şeyler.

  1. Milliyet Gazetesi’nin hafta sonu eklerinde “Çini Mürekkebi” adıyla yazılarınız yayınlanıyordu. “Çini Mürekkebi” isminin ortaya çıkışı nasıl oldu?

Dövme kültürü üzerine birkaç sene bu isimli bir köşem oldu. Sonrasında daha life style yazılara geçtik.  İsmi de o dönemli yöneticim bulmuştu. Patenti bendedir. Belki bir gün yine yazmaya başlarım bu köşeyi. 

  1. Ünlüler ile sürekli iletişim halindesiniz. Genel olarak ünlülerin magazincilere bakış açısı nasıl?

Valla ben öyle çok sıkı fıkı değilim. Birkaç tanesi ile arkadaşım o kadar. Zaten magazin yapabilmemin yani en azından bu kadar özgürce fikirlerimi beyan edebilmemin sebebi de bu. Kimse ile göbek bağım yok.  Kimse en yakın arkadaşım ya da eski sevgilim değil. Ünlü ünsüz diye ayırmıyorum insanları. Ama bakış açıları nasıl dersen, “ne onla ne de onsuz” diyebilirim. Hepsi işleri gereği takip ediyor ama bence basmakalıp üslupla yazılan haberlerden dolayı eminim çok da sinirleniyorlardır.

gazeteci pelin çini

  1. Bazen ünlülerin gideceği yerleri daha önceden magazin gazetecilerine haber verdikleri iddia ediliyor. Bu iddialar gerçek mi?

Birkaç kez şahit oldum. “Bana bu soruyu sor ama çaktırma. Ben de zorla cevaplayayım” diyenler de oldu. İnsanın kendini kandırması fena bir şey..Ama magazin bu oyunu içinde barındırıyor mu? Kesinlikle evet.

  1. TV 8 kanalında Sacit Aslan ile “Aramızda Kalsın” isimli bir program hazırlayıp sundunuz. Programınız magazin severler tarafından ilgi ile takip edildi. Bunun başarısı size göre nedir?

Sacit Aslan çok farklı biri. Bir benzeri yok. Onun samimi yorumları ve benim de bu dünyayla aramdaki fark bizi izlettirdi bence. Ben gerçekten haberlerini sunduğum insanları tanımıyordum. O şaşkınlığım, “aptal sarışınlığım” gerçekti. Sacit Bey ise kimse için yorumunu değiştirmez, fikrinden ödün vermez. Net bir insandır. Bence bu bizi “gerçek” kılıyordu. O yüzden sevildi. Sonrasında programı Salih Keçeci ile sundum. O da çok ilgi gördü. Salih abi de çok deneyimli bir gazeteci ve çok vicdanlı bir adam.

  1. Bir ara da salı ve Perşembe günleri RadiOnAir’de “Çini Mürekkebi” adıyla bir radyo programı sunuyordunuz. Radyo programcılığı ile televizyon programcılığı arasındaki farklar nelerdir?

İkisine de aşığım. Radyoyu da çok özledim. Kamera olmadığı zaman daha rahatım diyemem çünkü sanırım ben kamera önünde evde tek başıma pijamalarımla oturduğum zamanki kadar rahatım. Yani fark etmiyor. Ben konuşayım, insanlar dinlesin, insanlar anlatsın. Bir araya gelelim kafi. İnşallah bu sezon yine radyo yapmak istiyorum.

sunucu pelin çini

  1. Yaşam Atölyesi’nde “Boşananlar Kulübü” adıyla seminerler ve danışmanlıklar veriyorsunuz. Bu konuda bize neler anlatmak istersiniz.

Boşananlar kulübü sevgili Aret Vartanyan ile birlikte bulduğumuz bir oluşum. Aslında Boş’ananlar olarak yazılıyor. Yani mesele biraz da boşu boşuna anma, eskiye fazlasıyla takılı kalmak üzerine. Esprili bir seminer bu hatta bir çeşit standup gösterisi. Ben ikinci evliliğimi kısa bir süre önce bitirdim. Öyle çok sakin bir boşanma süreci de geçirmedim en azından duygusal olarak. Seminerde evlilik bitmeye doğru neler yaşandığını, aslında nasıl önlemler alınabileceğini ve bitişten sonra da nasıl ayakta kalınacağını dilim döndüğünce, kendi başımdan geçenlerden örnekler vererek anlatıyorum.

  1. Boşanmayı yüceltmiyorsunuz değil mi?

Hayır asla! Yani oradan elele “haydi biz çok güçlüyüz iyi ki boşandık” diye çıkmıyoruz. Derdim kimseni bu noktaya sürüklemek değil aksine kurtarma şansı var mı? Neler yapılabilir? Bir ilişki o noktaya gelmeden nasıl hareketlerle dönülebilir bunları konuşuyorum. İlişkilerdeki ve evliliklerdeki büyük yanılsamalar, kişilerin kendi dertlerinden karşı tarafı farkına bile varmadan hiçe saymaları ve en önemlisi de bu işe neden başladıklarını yani birbirlerinin neden sevdiklerini hatırlamaları. En büyük derdim bu.

pelin çini kimdir

  1. Siz bir daha evlenir misiniz? Kuruma karşı tavrınız nasıl?

Seminerde de söylüyorum. “Darısı 3’üncünün başına” diye. Yani tabii ki evlenirim kısmetimde varsa. Kuruma ve en önemlisi de aşka inancımı asla yitirmedim. Aşk için yaşıyoruz bana göre, o olmadan hiçbir şey tam değil benim hayatımda inanın. O yüzden de o güzel duyguyu yakaladığınız zaman ona sahip çıkmanız gerektiğini anlatmaya çalışıyorum. Bir şeyi bitirmek kolay olan. Onun için mücadele etmek ise hem zor hem de değerli olan.

  1. Eflatun TV’de “Kadınca” programını hazırlıyorsunuz.  Ve bu kanaldaki programınızda çok seviliyor. İzlenme rekorları kırıyor…

Keyifli bir sohbet programı, ben ekibimi de çok seviyorum. Çok güzel insanlar. Çok iyi kalpliler ve benim için en önemli kriter bu. Bana inanıyorlar ve arkamda duruyorlar. Program rekor kırıyor mu bilmem ama izlenme oranları giderek artıyor.  Bu da çok keyifli, Yolda “Sizi Youtube’dan tanıyorum.” diyenlerle karşılaşmaya başladım mesela.
Ancak şunu da söyleyeyim: Youtube izleyicisi beni çok da sevmedi henüz. Altta yazılan yorumlara bakınca asabım bozulmuyor değil. Çok sert eleştirilere maruz kalıyorum. Fikir özgürlüğüne tabii ki inanıyorum ama eleştiri söz konusu olduğunda keşke biraz daha üsluba dikkat edilse. Ama olsun zamanla tanırlar ve severler umarım.

pelin çini hakkında

  1. Gelecekle ilgili projeleriniz nelerdir?

Ekimde inşallah kitabım çıkıyor. Çok heyecanlıyım çünkü bunun hayatımdaki en önemli adım olduğunu hissediyorum. Bundan sonrası bambaşka gelişecek. Kadınlarla sohbet etmek, onların dertlerini dinlemek, kısacası gücüm yettiği kadar kadınların sesi olmak istiyorum.

Kadın hakları ve toplumda kadın olmanın zorlukları ile alakalı konuşmalar, seminerler düzenlemeyi planlıyorum. Boşananlar Kulübü adında bir seminer verdim. Eylül’ün 23’ünde ikincisi geliyor. Bir evlilikte kadının yeri, doğru adımları atmak, ezilmeden, ikinci plana atılmadan o evliliği yürütebilmek. Yeri geldiğinde “hayır” diyebilmek, kendi ayaklarının üzerinde durmak ve şiddet ile karşılaştığında yapılması gerekenleri konuşuyoruz. Kendi hayatımdan örnekler veriyorum. Kendi yaşadıklarımı birebir anlatarak, çırılçıplak kalarak yapıyorum bunu. Kitap da böyle. O yüzden ikisinin de samimiyetine bugüne kadar yaptığım her işten daha fazla inanıyorum.

  1. Tek kelimeden oluşan tek kelimelik cevaplı sorular sormak istiyorum.

Aramızda Kalsın: İyi ki yapmışım!

Çini Mürekkebi: Beni ben yapan!

Kadınca: Yaralarımı saran!

Boşananlar Kulübü: Miladım!

Not: Fotoğraflar Murat Yanık tarafından çekilmiştir. @muratyaniks Instagram hesabından takip edebilirsiniz.

Gazeteci ve Sunucu Pelin Çini İletişim Bilgileri: