Hayatta kalabilmek adına gerekli olan enerji ihtiyacımızı yemek yeme eylemi ile karşılamaktayız. Fakat bazı durumlarda yalnızca acıktığımız veya fiziki olarak ihtiyacımız olduğu için değil, beden dışında ruhu beslemek için de gıda tüketimi yapabiliyoruz. Fizyolojik açlık haricinde; görsel olarak çekici yiyeceklerin görülmesi, koklanması gibi çevresel etmenler ile meydana gelen yeme isteğine “duygusal yeme” denmektedir. Duygusal yeme durumu aynı zamanda günlük değişen ruh halimiz ile de gerçekleşebilmektedir. Yaşadığımız olumsuz duygulardan kaçış veya tam tersi olarak o anki heyecan ve sevinç duygusunun ödüllendirilmesi gibi ödül/ceza sistemi olarak yiyecekleri tüketebilme de duygusal yeme dahilindedir. Kötü geçen bir günün ardından kendinizi normalinden daha fazla miktarda bir pasta yerken buluyorsanız veya sevdiğiniz bir dizinin heyecanlı bir sezonunu izlerken fark etmeden tepsinizdeki tüm abur-cuburları hızlıca tüketirken kendinizi buluyorsanız duygusal yiyici olabilirsiniz…

Duygusal Yeme

Peki duygusal yeme hangi zamanlarda ortaya çıkar?

Duygusal yeme hayatın birçok döneminde ortaya çıkabilmektedir. Çocuklarda duygusal yeme prevalansı çok düşüktür. Duygusal yeme daha çok çocukluktan yetişkinliğe geçiş döneminde ortaya çıkmaktadır. Ergenlik dönemine ait yapılan bir olgu çalışmasında; anne-babanın iki ergen çocuğu (ilk çocuk yaş:13, ikinci çocuk yaş:15) 4 yıl süreyle gözlemlenmiş. İlk çocuğa kontrollü ebeveyn uygulaması yapılmış, (okul başarısı, sosyal hayatın kısıtlanması, çocuk tamamen ebeveyn kontrolünde) ve zamanla çocuk-ebeveyn arasındaki bağ azaldıkça, çocuktaki duygusal yeme eyleminin arttığı gözlemlenmiştir. İkinci çocuk ise ebeveyn baskısı altında kalmadan uyaran olmaksızın izlenmiş ve izlendiği süre boyunca duygusal yeme eğilimi göstermemiştir. Bu iki kardeş olgu vakasını inceleyecek olursak; kardeşlerde duygusal yeme eğilim farklılığının ana sebebi ilk çocuğun çevresel etmene maruz kalması, sürekli suçluluk ve baskı hissedip kendini yemekle ödüllendirmesidir. İkinci çocuğun ise ilkine göre uyarana ve baskıya maruz kalmaması ile serotonin dengesinin oluşması nedeniyle duygusal yeme eğilimi göstermemiştir. Özetle çalışmayı inceleyecek olursak, olumsuz ebeveynlik ve depresif duyguların etkileşimi ile birlikte duygusal yeme ergenlik döneminde sıkça ortaya çıkabilmektedir. Duygusal yeme sıkça ergenlik döneminde başlayabilmekte ve hayatın birçok döneminde ortaya çıkabilmektedir. Özellikle de depresyon gibi ciddi bir ruh hali varlığında gözlemlenmektedir. Kaygı ve depresyon düzeyi yüksek ve düşük olan yetişkin bireyler üzerinde yapılan bir çalışmada, bireylerin olumsuz duygularına yönelik ödül niteliğinde gıda tüketiminin kaygı ve depresyon düzeyi yüksek bireylerde daha fazla olduğu gözlenmiştir.

Duygusal Yeme, Duygu Düzenleme ve Obezite

Duygusal yemenin sürekliliğin olması halinde, zamanla bireylerin kilosuna da etki edeceği çalışmalarda belirtilmiştir. Yapılan bir çalışmada olumlu veya olumsuz ruh haline karşılık gıda tüketiminin, normalde aldıkları enerjinin üzerinde enerji aldıklarından dolayı bireylerin %35 oranında kilo aldıkları belirtilmiştir. Duygu düzenleme, çocukluk çağı ve yetişkin obezitesinin önlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Duygu düzenleme becerisi gelişmeyen çocuk yaşamın hem erken hem de geç evresinde obezite ile devamlı mücadele etmek zorunda kalacaktır. Aynı zamanda obezite ile sürekli mücadele eden ve kalıcı kilo verimi sağlayamayan bireylerde de yalnızca diyet tedavisi ile aşırı ve duygusal yemenin önlenemez ve bu sebeple bireyler kalıcı kilo kaybına ulaşamamaktadır.

Uyguladıkları diyet tedavilerinin bireye uygun olmaması, aşırı kısıtlayıcı yeme davranışının tercih edilmesi, kontrolsüz yemenin altındaki nedenin bulunamaması gibi nedenler de kalıcı kilo kaybının sağlanamamasının nedenlerine eklenebilir.

Özetle; olumsuz duyguların neden olduğu duygusal yeme mekanizmaları birçok farklı nedeni ile açıklanabilir. Yetersiz ve baskıcı ebeveynlik, depresyon, kaygı gibi olumsuz duygular veya aşırı heyecan, sevinç gibi duyguların kontrolsüzlüğü duygusal yeme ile ilişkilendirilebilir. Duygusal yeme davranışını önlemenin ilk yolu duygusal yiyici olduğunuzun farkında olmanızdır. Duygusal yemenizin altında yatan sorunu kendiniz veya bir uzman yardımı ile fark edebilir, size uygun tedavi yöntemi ile aşırı yeme ataklarınızı önleyebilirsiniz.

Kaynaklar:

1- Van Strien, T. (2018). Causes of emotional eating and matched treatment of obesity. Current diabetes reports18(6), 1-8.

2- Epel, E. S., Tomiyama, A. J., Mason, A. E., Laraia, B. A., Hartman, W., Ready, K., … & Kessler, D. (2014). The reward-based eating drive scale: a self-report index of reward-based eating. PloS one9(6), e101350.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir