1. İlk başta sizi tanımak istiyoruz. Bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Yeşim Yerçok kimdir?

İstanbul doğumluyum, 1994 senesinde İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. 2004 senesinde Şişli Etfal Eğitim Araştırma Hastanesi’nde Kadın Hastalıkları ve Doğum İhtisası’nı tamamlayıp 2012 yılında da Yeditepe Üniversitesi’nden Tüp Bebek Uzmanlığı eğitimi aldım. Kendi özel muayenehanemde gebelik takibi dışında özellikle tüp bebek, vajinismus tedavisi ve genital estetik konularında profesyonel hizmet veriyorum.

  1. Bir kadın olarak neden kadın hastalıkları ve doğum uzmanlığı alanını seçtiniz?

Tıp fakültesinde 6 yıl süren eğitimimiz sırasında tüm branşlarda staj görüyoruz, beni en çok etkileyen kadın doğum stajıydı. Annenin gebeliğini takip etmek, bebeğin henüz anne karnındayken kalp atışlarını dinlemek, bebeği dünyaya getirirken el birliğiyle çabalamak ve doğum sonrası hissedilen o tarifsiz mutluluk, huzur ve annenin gözlerindeki minnet duygusu beni çok etkilemişti.

  1. Yaptığınız mesleğin günlük hayatta size olan katkıları nelerdir?

Mesleğim sayesinde yaşlı, genç, zengin ya da yoksul, muhafazakar olan ya da olmayan her kesimden insana hizmet ediyorum. Düşünceleri ya da yaşadıklarından ötürü kimseyi yargılamadan dinlemeyi, kabul etmeyi, empati yapmayı ve elimden geldiğince yararlı olmayı görev edindim. Bu beni pek çok insana göre daha vicdanlı, anlayışlı ve daha kolay iletişim kurabilen biri yaptı.

jinekolog yeşim yerçok

  1. Ülkemizde kadınlarımız jinekologlardan biraz çekinmektedir. Bu nedenle de jinekolojik muayenelerin yapılmasında çok geç kalınmaktadır. Bunun sonucu olarak ne gibi sorunlarla karşılaşılmaktadır?

Kadın genital bölgesi hassas ve naziktir. Jinekolojik muayene esnasında kadınla empati kurulmadan yapılan nazik olmayan yaklaşımlar genital bölgeyi incitebilir ve muayene sırasında ağrı duyulmasına sebep olabilir. Bu nedenle pek çok kadın bu sevimsiz deneyimi tekrarlamaktan mümkün olduğunca kaçınır. Ancak en zor hastaya bile doğru şekilde yaklaşılırsa son derece konforlu şekilde, ağrı ya da acı hissettirmeden muayene edilebilir, vajinal ultrasonla kolaylıkla değerlendirilebilir ve pap smear testi alınabilir. Her kadının yılda en az 1 kez jinekolojik muayene ve ultrasonla değerlendirilmesi gerekiyor, aksi halde var olan patolojik durumlar fark edilmeyebilir, ilerleyebilir ve tedavisinde geç kalınmış üzücü sonuçlara yol açabilir.

  1. Sağlıklı bir kadın kaç yaşında ilk defa jinekoloğa gitmelidir?

12 yaşından itibaren ürojinekolojik her problem önce kadın doğum uzmanı tarafından değerlendirilir. Adet düzensizlikleri, regl sancıları, vajinal akıntılar, kasık ağrılarına neden olabilecek yumurtalık kistleri, endometriosis vs. kadın doğum uzmanının çözebileceği problemlerdir. Ayrıca cinsel hayatı başlamış her kadının hiç bir şikayeti olmasa dahi yılda 1 kez mutlaka jinekolojik muayene ve ultrasonla değerlendirilmesi gerekir.

  1. Bugüne kadar yaptırdığınız doğum sayısını hatırlıyor musunuz?

Binlerce bebeğin dünyaya gelmesine yardım ettim, onları ilk kez ben kucakladım ve annelerine teslim ettim. Sayısını hatırlamam mümkün değil, 15 yıldır bu işi yapıyorum.

kadın doğum uzmanı yeşim yerçok

  1. Hiç unutamadığınız bir doğum vakası varsa bizimle paylaşır mısınız?

Şişli Etfal hastanesinde henüz asistan iken gece nöbetime gelen bir doğum vakasını hiç unutamıyorum. Evde saatlerce doğum ağrısı çekmiş, ebe tarafından doğurtulmaya çalışılmış, ancak bebeğin kilosu oldukça fazla olduğundan dolayı bebeği doğum kanalından çıkartamamışlar, bu nedenle çok fazla kan kaybetmiş bir hasta tamamen baygın halde geldi. Maalesef bebek kalp sesleri son derece zayıftı ve bebek içeride ölmek üzereydi. Acil olarak hızlıca sezaryene aldık ve dakikalarla yarışarak hem anneyi hem bebeği çok şükür ki kurtardık. O gün yaptığım bu mesleğe aşık oldum ve Allah’a bana bu mesleği yapmayı nasip ettiği için şükrettim. Eğer biz olmasaydık bu 2 can artık hayatta olamayacaktı. Bu benim için inanılmaz gurur verici anılardan biri.

  1. Kısırlık nedir? Kadın ya da erkek olsun bir insanın kısır olup olmadığını nasıl anlıyorsunuz?

Kadın genital organları yumurtalıklar , tüpler, rahim ve vajinadan oluşur. Yumurtalıkların çalışmaması ya da yumurta rezervlerinin sayıca yeterli olmaması, tüplerdeki tıkanıklıklar, rahim şekil anormallikleri, rahim içi yapışıklıklar ve hormonal düzensizlikler kadın kısırlığına sebep olur. Bir kadın bebek istediğinde tüm bu sisteme sağlıklı şekilde sahip olmalıdır. İçlerinden birinde problem olduğunda sistem aksar ve gebe kalabilmede sıkıntılar yaşanır.

Erkek için de benzer şeyler geçerlidir, Testislerden kaynaklanan sorunlar, sperm üretiminde yetersizlik veya anormallikler erkek kısırlığını belirler. Normal cinsel ilişkiyle bebek sahibi olamayacak derecede yetersiz sperm analiziyle karşılaşıldığında yardımcı üreme teknikleri (aşılama ve tüp bebek) devreye girmektedir.

yeşim yerçok kimdir

  1. Bazen anne ya da baba adayının ikisinde de herhangi bir sorun olmadığı belirtilip uzmanlar tarafından “Stresten dolayı çocuğunuz olmuyor” denilebiliyor. Bu normal bir durum mudur? Stresten dolayı eşlerin çocuk sahibi olamaması mümkün müdür?

Gebe kalamayan çiftlerin %20-30’unda görülen bu durum yapılan tüm test sonuçları normal çıktığı halde (sperm analizi, hormon testleri, yumurtalıklar, rahim iç yapısı, fallop tüpleri) gebe kalınamaması halidir, biz buna “nedeni açıklanamayan infertilite (kısırlık)”  diyoruz. Bu tip hastalar belirlendiğinde  3 yıl içinde kendiliğinden gebe kalma şansları %40 iken, 5 yıldan sonra %20’ye düşmektedir. Stres önemli bir faktör ama stres önleyici tedaviler bu sorunu çözmeye yeterli olmaz. Üstelik yıllar geçtikçe de var olan şansları iyice azaldığı için bu çiftlerin en kısa zamanda tedaviye başvurmaları gerekmektedir. Tedavinin amacı zaman kaybetmeden gebe kalabilme şanslarını arttırmaktır.

  1. Tüp bebek uzmanısınız, tüp bebek tedavisi denilen olay nedir?

Tüp Bebek tedavisi yani diğer adıyla IVF (In-Vitro Fertilization), kadından toplanan yumurtaların (oosit) özel bir kültür ortamında  erkek sperm hücresiyle bir araya getirilip döllendirme işlemidir. Tüp bebek tedavisi başarılı döllenme şansını büyük ölçüde arttıran bir yardımcı üreme teknolojisidir. Normalde kadın fizyolojisinde her adet döngüsü sırasında sadece bir yumurta üretilir. Ancak, IVF’de kullanılan gonadotropin iğneler sayesinde birden fazla yumurta üretimi sağlanır. Birden fazla yumurta elde etmek, sağlıklı ve canlı bir embriyo geliştirme şansını arttırır.

yeşim yerçok hakkında

  1. Kısırlık tanısı konulan çiftler için tek çözüm tüp bebek midir?

Tüp bebek tedavisi bebek sahibi olmak isteyen ancak kısırlık tanısı konulmuş üreme kabiliyeti zayıf veya hiç olmayan çiftlere yapılır. Ancak bu tedavi pahalıdır, bu sebeple eğer uygunsa tüp bebek öncesinde daha ucuz yöntemler denenebilir, ilaç tedavisi ile yumurta takibi, aşılama (IUI-inseminasyon) gibi. Aşılama (IUI) prosedüründe yumurta ultrasonla izlenir,  olgunlaşıp çatlaması beklenir ve yumurtanın çatladığı gün yıkanmış spermler özel bir kanülle doğrudan kadının rahminin içine aktarılır. Ucuz ve kolay bir yöntemdir, anestezi gerektirmeyen acısız bir uygulamadır ancak başarı şansı oldukça düşüktür (%13)

  1. Hangi durumda eşler tüp bebek tedavisi için başvurmalıdır?

İlaç tedavisi, yumurta takibi ve 2-3 kez aşılama ile gebelik elde edilemediyse veya kadının yumurta rezervleri son derece azalmış, FSH değeri yükselmiş, AMH (antimüllerian hormon) azalmışsa veya Fallopian tüpler tıkalıysa ya da erkeğin sperm sayısı normal cinsel ilişki veya aşılama tedavisine bile uygun olmayacak şekilde sayıca az, hareketsiz veya şekilsiz ise zaman kaybetmeden tüp bebek yöntemine başvurulmalıdır.

  1. Tüp bebek tedavisinde niçin çoklu doğumlar gerçekleşmektedir?

Hamile kalma şansını arttırmak için kullandığımız ilaç tedavisi ve karından uygulanan gonadotropin iğneler kadında birden fazla yumurtayı uyarır ve biz bu yumurtaları özel bir kanülle tek tek toplarız , toplanmış yumurtalar spermlerle döllendirilir ve bir kaç gün sonra annenin rahmine yerleştirilmek üzere embriolar hazır hale gelir. Bu embriolar içinden en sağlıklı 1 veya 2 tanesini seçme hakkına sahibiz. Kalan diğerleri ise daha sonra kullanılmak üzere dondurulabilir. Annenin yaşı 35’ten fazlaysa 2 tane birden sağlıklı embrio rahim içine yerleştirebiliriz, böylece çoklu gebelik (ikiz bebek) olma şansı artar. Yasal prosedürler 2 den fazla embrio yerleştirilmesine izin vermediği için üçüz bebek olasılığı son derece düşüktür. Ancak kontrolsüz uygulamalar ve tedavilerle üçüz gebeliklere halen rastlıyoruz.

yeşim yerçok röportaj

  1. Tüp bebek tedavisinde başarı oranı nedir?

Tüp bebek tedavisinde başarı şansı kadının yaşına, yumurta rezervlerinin sayısına, yumurtalarının kalitesine, rahim iç yapısına ve sperm sayı ve kalitesine bağlıdır. Bütün bu şartların hepsi uygun olsa dahi tüp bebek tedavisinde başarı şansı ortalama %45’lerdedir. Yaş ilerledikçe rezervler azalır ve yumurta kalitesi düşer.  30 yaşın altındaki hastalar için başarı şansı yüzde 60’a çıkarken, 35 yaş civarında yüzde 40’a, 40’lı yaşlarda ise yüzde 15’e düşer. Deneme sayısı arttıkça başarı şansı bir miktar daha yükselir.

  1. Tüp bebek tedavisi ile hamile kalan anne adaylarının dikkat etmesi gereken durumlar nelerdir?

Pek çok meşakkatli süreçten geçip hazırlanan sağlıklı embriolar annenin rahmine özel kanüllerle yerleştirildikten sonra artık gelecek güzel haberi bekleriz. Bu embiolar annenin rahim iç duvarına tutunup gelişmeye devam ederse artık kadın hamiledir. Bu aşamadan sonra düzenli ultrason kontrollerini aksatmamalı, doktorunun önerilerine harfiyen uymalı ve verilen reçete aksatılmadan uygulanmalıdır.

  1. Günümüzde genital estetik operasyoları da yapılmaktadır. Genital estetik nedir? Ve uygulaması nasıl yapılmaktadır?

Doğum yapmak, yaşın ilerlemesi, menopoza girmek genital bölge cildini, dokusunu ve işlevini etkiler. Doğum kontrol hapları, sentetik iç çamaşırları, genital bölgeye ağda-lazer uygulamaları ve genital enfeksiyonlar  genital bölge cildinde renk kararması yapabilir. Ayrıca genetik ve travmatik faktörlere bağlı olarak genital bölge iç dudaklarda asimetrik büyüme, koyulaşma, sarkma ve dış dudakların içinden taşma oluşabilir. Hamilelik sonrası vajina içinde genişleme, idrar tutma yeteneğinde azalma, doğum dikişlerine bağlı skar
oluşumu, vajina açıklığında artış görülebilir. Menopoz döneminde, idrar kontrolünde azalma, vajinada kuruma, dış dudaklarda bağ ve yağ dokusunun azalması nedeniyle dolgunluğunu kaybetme ve ciltte buruşma oluşabilir. Tüm bu sebeplerden ötürü kişi sosyal ve cinsel yaşamda yaşanabilecek sıkıntı ve özgüven kaybını çözümlemek için genital estetik operasyona ihtiyaç duymaktadır ve ihtiyaca yönelik pek çok genital estetik operasyonlar yapılmaktadır.

Genital bölge iç dudaklardaki şekilsizliği ve dış dudaklar içinden taşmayı düzeltmek için “Labioplasti (İç dudak Estetiği)”, vajinanın genişliğini azaltmak ve vajina içini daraltmak için “Vajinoplasti”, Genital bölgedeki renk koyulaşması için “Genital Beyazlatma (Genital Bleaching)”, dış dudaklara dolgunluk vermek için hyaluronik asit dolgu uygulamaları yapılabilir. Ayrıca ameliyatsız çözümlerden biri olan lazerle vajinayı sıkılaştırma, vajinal kuruluk ve idrar kaçırmayı önlemek için Lazerle inkontinans tedavisini de sayabiliriz. Tüm bu  uygulamalar kişinin ihtiyacına göre tek tek veya hepsi birlikte yapılabilir.

Genital estetik uygulamalarındaki amaç genital bölgenin dış görünümünü güzelleştirmek, hem psikolojik hem de işlevsel olarak iyileşmeyi sağlamak ve ayrıca cinsel uyarım ve memnuniyeti arttırmak için tasarlanmıştır.

kadın hastalıkları uzmanı yeşim yerçok

  1. Ülkemizde ayrıca çiftler arasında büyük bir sorun olarak karşımıza vajinismus sorunu çıkmaktadır. Vajinismus nedir? Tedavisi var mıdır?

Vajinanın girişindeki kasların istem dışı kasılarak cinsel birleşmenin acılı ve imkansız olarak algılanmasına “vajinismus” denir. Genellikle müslüman toplumlarda ilk gece korkusu ile oluşmaktadır, ilk cinsel beraberlikte meydana gelecek kızlık zarının yırtılması, parçalanması, çok kan gelmesi endişesi, henüz cinsel ilişkiye beyinsel olarak hazır olmama ile oluşan gerginlik vajinismusa zemin hazırlamaktadır. Kliniğimize başvuran hanımların hemen hepsi evli olduğu halde henüz cinsel ilişkiye girememiş ve halen bakire bayanlardır. Ancak sonradan da vajinismus gelişebilir; zorlu doğumlar, travmatik jinekolojik muayeneler, cinsel taciz, saldırı gibi durumlar sonrasında da vajinismus gelişebilir. Yapılan araştırmalar Türkiye’de her 10 evli çiftten birinin “vajinismus” problemi yaşadığını göstermiştir.

Vajinismus tedavi edilebilir bir hastalıktır. Psikosomatik bir rahatsızlık olduğu için tedavisinde hastaya cinsel eğitim vermenin yanı sıra “bilişsel yapılandırma” ve “sistematik duyarsızlaştırma” teknikleri uygulanır, zihin-bilinçaltı ve beden birlikteliği uyumlu hale getirilir. Yani kişi zihinsel olarak cinsel ilişkiye girmeye hazır olduğu halde bilinçaltı korkuları ve yaşadığı panik atak sebebiyle bunu bir türlü gerçekleştiremediği için hastaya bedenini, pelvik taban kaslarını ve bilinçaltını kontrollü yönetebilme yeteneği kazandırılır. Seanslar sırasında uygulanan egzersizle ve olumlamalar sayesinde kişi kendi bedenine hakim olur, korkularıyla yüzleşir ve cesaret kazanır. Önceki cinsel ilişki denemelerinde bilinçaltında yerleşik korkuları nedeniyle hakim olamadığı  vajina kaslarını ve bedenini kontrol edebilmeyi ve duvar gibi hissettiği vajina girişini rahatlatıp açabilmeyi öğrenir. Seanslar sonunda tüm hastalarımız hem bedensel hemde beyinsel olarak kendilerini cinsel ilişkiye hazır hissetmektedir.

  1. İzin verirseniz tek kelimeden oluşan tek kelimelik cevaplı sorular sormak istiyorum:

Jinekolog: Mesleğim

Kısırlık:  Endişe

Tüp Bebek: Mucize

Vajinismus: Toplumsal yara

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Jinekolog Op. Dr. Yeşim Yerçok İletişim Bilgileri:

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir