Merhaba Nimet Hanım, Kadinja.com olarak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.

Davetiniz için ben teşekkür ederim.

1. Nimet Hanım kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Doğu kökenli ailenin kızıyıyım. İstanbul’da yaşıyorum. Evli ve İki çocuk annesiyim .İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunuyum.  Aile Danışmanlığı ve Zen Eğitmenliği yapıyorum. Yazar olarak beş kitabım var ve şu an Pozitif Dergisi’nde aktif olarak yazmaktayım. Düşünmeyi, öğrenmeyi, felsefeyi, insan ruhunu anlamayı çok ama çok seviyorum. Hayatımı, anlamlar dünyası üzerine kurguladığımı ve insan olmanın kavramsal değerinin yaşamın içinde tezahür etmesini gönülden dileyen biriyim. Bu amaçla gerekenleri yapmak için kendimi adarcasına gitmekten büyük bir mutluluk duyan biriyim.

2. Yazma fikri ne zaman ve nasıl doğdu?

Ortaokul ve lise yıllarında şiir yazardım ve çok beğenilirdi. Ayrıca kompozisyonlarım da edebiyat hocam tarafından çok beğenilirdi. Elazığ Atatürk Lisesi’nde o dönemlerde edebiyat hocam, bugün Final Dershaneleri’nin kurucularından biri olan değerli Sabri Murat idi. Buna rağmen aslında yazar olmak için yola çıkmadım. Ama içimde öyle bir şey varmış ki, fırsatını bulduğu an ortaya çıktı. Kısaca içimde olan dışıma çıktı ve beni yazarlığa götürdü.

3. Size göre kitap yazarken nelere dikkat edilmesi gerekir?

Çok okumak, iyi bir araştırmacı ve gözlemci olmak. Yaratıcı düşünmek, birikim ve sentez yeteneğine sahip olmak en önemlisi de dile vakıf olmak gerektiğini düşünüyorum.

nimet erenler gülkökü röportaj

4. Hem bir sosyolog hem de bir yazar olarak kitaplarınızda daha çok hangi konulardan bahsediyorsunuz?

Kitaplarımda değindiğim konular; insan, ruh, dinler tarihi, ezoterizm, rüyalar, farkındalık, mistik felsefe, psikoloji ve sosyoloji gibi toplumu yakından ilgilendiren  içeriklerden oluşuyor.

5. Kutsal kitaplar üzerine de kitaplar yazıp yayınladınız. Dinler tarihi ve dinler üzerine kitaplar yazmanın zorlukları nelerdir? Çekinceleriniz oldu mu?

Çok zor olduğunu söylemem hiç abartılı olmayacak. Hele bir de kadınsanız ve konunuz din ise bu zorluk bizim gibi toplumlarda daha da artmaktadır. Dinler tarihi üzerine yapmış olduğum araştırmalarımda Kur’an’ın içerisinde çok önemli ezoterik bilgi olduğunu anlıyordum ve bu beni o kadar çok etkilemişti ki; bu kadar önemli evrensel bir bilginin neredeyse tüm evlerde olmasına rağmen Türkçe olarak anlaşılmaması ve içindeki bilginin aktarılmaması, insanlık için büyük bir eksiklikti. Bu durum, beni harekete geçirmişti. Eskilerin sözleri olan kadim bilgeliğin anlaşılması, kulaktan dolma bilgilerin ötesinde bir bilgiydi. Ve toplumun bu bilgileri bilmesi, aydınlanmaları için çok önemliydi. İşte ilk kitabım olan Kur’an-ı Kerim’in Apocryphası’nı yazmaya karar verdiğimde, konuyu ilk olarak eşimle paylaştım. En başta eşimin desteğini almak benim için çok önemliydi. “Kur’an üzerine bir kitap yazmak istiyorum.  Bu konuda yanımda olur musun? Beni destekler misin?” dediğimde, eşim hiç tereddütsüz “Sen yaz. Ben arkandayım” dedi. Bunu duyduğum an hiç tereddüt etmeden yazmaya başladım. Yaptığım şey, üstü örtülü ayetlerin ne olduğunu ve ne anlattığını kaleme almaktı. Başarılı bir çalışma oldu. Daha sonra Yahudiliğin kutsal kitabı olan beş ciltlik Tora Yazmaları ve Tevrat üzerine “İnsanlığın Apocryphası” adlı ikinci kitabımı yazdım. Üçüncü kitabım “Bilinçteki Sıçramalar.” Bu kitabım, bilinç, bilinçaltı, rüyalar ve arketipler üzerine bir çalışma. Dördüncüsü ise, “Küllerinden Doğmak”. Beşinci kitabım ise, Eylül 2019’da yeni çıkan “Gayanna” dır.

nimet erenler gülkökü kitapları

6. Beşinci kitabınız olan “Gayanna”nın konusu nedir? Neler anlatıyorsunuz?

Kadın bilinci, kadının duygu ve düşünce dünyası. Kadının sezgisel gücü ve bu gücü en iyi şekilde kullanmasının bilgisel yöntemleri. Çünkü ne olursa olsun insan önce kendi doğasını tanımalı, kendini bilmeli. O zaman birçok iyilik beraberinde doğmaya başlıyor. Bu nedenle, kadın çok önemli ve «Kadın ilk eğitmendir.» Kadınlarını anlamayan toplumlar ilerleyemezler. Gayanna’da yalnızca kadını değil, kadının; eşiyle, sevgilisiyle, çocuğuyla, çevresiyle, sistemle, medyayla, tüketimle, eşyayla, dinle, gelenekle, kültürel yapı ve yaşadığı coğrafyayla olan tüm ilişkilerini ve karşılaştığı sorunları ve çözüm önerilerini anlattım.  Sadece bununla sınırlı değil tabi, müthiş cümlelerle farkındalığı arttıracak kelimeleri olayların akışına göre serpiştirdim. Bu mottoların etkisi, bilinç altına atılarak okuyucuyu muazzam bir farkındalığa ve çözüm odaklı düşünmeye sevk etmektedir. Ve GAYANNA,  tüm kadınların ve adamların ruhuna atfettiğim bir kitap olarak raflarda yerini aldı.

7. “Her kadının içinde bir erkek, her erkeğin içinde de bir kadın vardır” diye yazmışsınız. Bunu biraz açar mısınız?

“Her kadının içinde bir erkek her erkeğin içinde bir kadın vardır” ifadesi şu anlama gelir: İster kadın ister erkek olalım, her birimizin içerisinde bir diğerine ait özellikler var. Bu özelliklerin ne olduğunu keşfedip anladığımızda karşımızdaki cinsimizin ne hissettiğini, ne düşündüğünü olayların nasıl değerlendirileceğini anlamış oluruz. Örneğin, bir adamın içindeki kadın duygusaldır. Bir adam, içindeki duygusal kadının ne hissettiğini anlarsa, ona kulak verirse karşısındaki kadının duygularını anlayabilir. Bir erkeğin içindeki kadın, onun genetik özelliklerinde mevcuttur. Annesinden aldığı kodlarla kız kardeşi, eşi, çevresindeki kadınlar, onun içindeki kadındır. Biz insan olarak oluştuğumuzda 23 kromozom anneden, 23 kromozom babadan alırız ve toplamda 46 kromozom bizi oluşturur. Bu oluşum esnasında 23 kromozom çekinik, diğer yarısı baskın olan ise, bizim cinsiyetimizi karakterize eden genlerdir.
Bir kadının içindeki adam; onun akıl, cesaret ve savaşçı yönüdür.
Bir adamın içindeki kadın; onun sezgisel, duygusal, sevecen ve merhametli yanıdır.
Bir kadın ve bir adam bedensel, ruhsal ve sosyal yönden buluştuklarında tam iyilik haline ulaşmış olurlar.

Özetle, her cinsiyet kendi içindeki bütünlüğü keşfetmeli ve daha sonra karşıt cinsiyle bütünlenmelidir.

yazar nimet erenler gülkökü

8. “Her kadın güzeldir. Kendi ile barışık kadın daha da güzeldir.” Çok güzel bir söylem olduğunu belirterek, insanlar kendileri ile barıştıkça gerçekten güzelleşiyorlar mı?

Güzellik; kadının iç dünyasında oluşan duygu ve düşünceleri, bilinci ve farkındalığının dışa yansımasıdır. Gerçek güzellik budur. Eskilerin “İçinin nurunun yüzüne yansıması” dedikleri şey budur. Bir kadının iç dünyası, duyguları, düşünceleri bilinçli ve farkındalıklı olduğu zaman içindeki güzellik; fiziğine, bakışlarına, tenine, formuna yansıyacaktır. Yani kadın her konuda kendini ne kadar iyi yetiştirirse, o ölçüde fiziğine yansıyacaktır.  İşte gerçek güzellik de bunu içselleştirmek ve dışa yansıtmaktır.

9. Siz de bizim gibi kadınların ilk eğitmen olduğunu düşünüyorsunuz. Kadınlarımızın kendilerini geliştirmeleri, içlerindeki cesareti ortaya çıkarmaları ve özgüvenlerini arttırmaları için neler önerirsiniz?

Bilgilenmelerini, birçok konuda araştırma yapmalarını, bol bol kitap okumalarını, kendilerine eleştirel olmalarını. İyi bir gözlemci olmalarını, duygularını iyi tanımalarını, geçmişten getirdikleri tortulardan arınmalarını, aileden getirdikleri yanlışları fark edip bunlardan vazgeçmelerini. Kendilerine en iyi, en ideal kadını örnek almalarını, başkalarına özenmemelerini, kendi içsel güzelliklerini fark etmelerini, dış görünüşten daha çok içsel güzelliğe ilgi duymalarını. Estetik yönlerini geliştirmelerini, kendilerini bir başkasının zevkine emanet etmeyip kendi tarzını oluşturmalarını. Doğayı referans alarak onunla etkileşime girmelerini. Gökyüzündeki yıldızların, güneşin, havanın, suyun, çiçeklerin, toprağın yaşamlarının en önemli kaynağı olduğunu ve günde en az bir kez bunlarla iletişime geçmelerini… Bunlarla birlikte var olduklarını hatırlamalarını öneririm.

İster kadın ister erkek olalım, içimizdeki yetenekleri keşfettiğimizde kendimize güvenimiz artacağı kesindir.

nimet erenler gülkökü kimdir

10. Yeni projeleriniz nelerdir? Altıncı kitabınızla okuyucularınız ne zaman buluşacak?

En büyük projem; GAYANNA isimli kitabımı, aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi olarak da ilerletmektir. Ekibimle birlikte, çeşitli illerde kadınlara yönelik seminerler vererek, söyleşiler, psikolojik farkındalık çalışmaları yaparak, kadının kendisini tanıma yolculuğunda bilimsel ve bilgisel yönden destek vermekteyiz. Her geçen gün destekçilerimizin artması ve bu projeye heyecan duyulması, bizim açımızdan sevindirici bir sonuçtur. Hedefimiz, bir milyon kadına ulaşmak.

Diğer sorunuza gelince; altıncı kitap sanırım epeyce bekleyecek. Önce şu beş kitabım büyüsün ve onlar bana ihtiyaç duymadan kendi işlerini görecek hale gelsinler. Ondan sonra bir roman yazmayı düşünüyorum…

11. İzin verirseniz tek kelimeden oluşan tek kelimelik cevaplı sorular sormak istiyorum.
Gayanna: Dünya anne.
Kadın – Erkek: İnsan.
Apocrypha: Setr.
Dinler Tarihi: Yozlaşma.

nimet erenler gülkökü gayanna

Sayın Nimet Erenler Gülkökü Gayanna kitabı hakkında diyor ki:

Yalnız değilsiniz..

En dibe vurduğunuz anda başlar yükselmek.

Bir topu düşünün. Onu hızlıca yere attığınızda, o güçle havaya fırlar değil mi? İşte yaşam da böyledir? En çok bunaldığınız andır içinizdeki gücün fışkırmasına, size ışık tutup yolu bulmanıza yardımcı olan…

Bazen de okuduğunuz bir cümle içinizdeki ses olur, hayat kurtarır.

İlişkinizde sorun yaşıyor ve karşınızdakinin sizi anlamasını istiyorsanız,
Kıskançlık; sevdiğinize ve size zarar veriyorsa,
Duygularınızı yönetmekte zorlanıyorsanız,
Yaşam gücünüzü kaybettiğinizi hissediyorsanız ve
Hayat üstünüze üstünüze geliyorsa,

Bilin ki yalnız değilsiniz…

Kendi hayatınızın iradesini elinize almak, güne coşkuyla uyanmak, iş hayatınızda ve ilişkilerinizde başarılı olmak, daha da önemlisi hayatınızı aşkla, sevgiyle ve saygıyla renklendirmek istiyorsanız,

Artık gerçek gücünüzle buluşma zamanı!

Kitabı okumaya başladığınızda bilinçaltınız çözümleri keşfedecek ve aslında yaşamın ne kadar da kolay olduğunu göreceksiniz.

Sosyolog, Araştırmacı ve Yazar Nimet Erenler Gülkökü İletişim Bilgileri:

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir