Normal ve anormal kavramları psikolojik açıdan davranışlarla alakalıdır. Kurallara uygunluk anlamına gelen normal kavramı, çoğunluğun benimsediği davranış kalıplarına uyma biçiminde olabildiği gibi istatistiksel ortalamanın içinde yer almak şeklinde de olabilir. Anormallik kavramı ise az görülen değerdir ve normalden istenmeyen olumsuz yönde uzaklaşmayı ifade eder.

Yaşadığımız birçok olaydan, bazı garip duygu ve düşüncelerimizden dolayı kimi zaman normal olup olmadığımıza dair kendimizden kuşkulanırız. Yaşadığımız sıkıntıların hastalık belirtisi olup olmadığını araştırıp dururuz. Hatta bazen çevremizdeki insanlara “Acaba ben de ruhsal hastalık var mıdır?” diye sorarız. Gerçekten de kimin normal olup olmadığını kestirmek sanıldığı kadar kolay değildir. Oysa ki hasta olan insanı tanılamak çok kolaydır çünkü ruhsal hastalıkların belirgin ölçütleri vardır ama normal olmanın belirlenmiş ve standartlaştırılmış ölçütleri yoktur. En sağlıklı insan da bile normal olmayan birkaç özellik bulunabilir. Kısacası normalliği anormallikten ayıran belirgin sınırlar ve kriterler yoktur. İnsanın hayatında kaygı, üzüntü, acı çekme bir psikolojik rahatsızlık olabileceği gibi duruma göre anormal sayılmayacak doğal tepkiler olabilir. Hatta bazı durumlarda üzülmemek, ağlamamak, kaygı duymamak anormal olabilir.

Normalliğin kesin sınırlarının belirlenememesinin bir nedeni de normalliğin rölatif yani göreceli olması, çağdan çağa, kültürden kültüre, toplumdan topluma farklılık göstermesi ve zamanla değişime uğramasıdır.

Aslında önemli olan ne kadar normal olduğumuz değil, ruhsal sorunları ne düzeyde taşıyıp taşıyamadığımız ve yaşadığımız sorunların yaşantımızı ve çevremizle olan uyumumuzu, işlevselliğimizi ne düzeyde etkilediğidir.

Her kişide tutarsız, aşırı, uygunsuz ve yetersiz davranışlar görülebilir. Hasta sayılabilecek kişide bu özelliklerin az çok sürekli, ya da yineleyici olması, bireyin verimli çalışmasını ve kişilerarası ilişkilerini bozması gerekir. Hastalıkları tanıyabilirsek, sağlığın da sınırlarını az çok belirleyebiliriz.

One Reply to “Kim Normal Kim Anormal?”

  • Tolga oral
    Tolga oral
    Reply

    Kim normal kim anormal? sorusu bizde geçmişte hafızamızda yer almış fakat unuttuğumuz bir takım olguyu yeniden hatırlattı. Birincisi İngiltere’de ters yönden araçla giden ve yapılan “dikkat edin ters yönde ilerleyen bir araç var” uyarısına “ne birusu hepisu hespisu” şeklindeki komik cevabı… Bir de bir yığın insanın karşısında tek başına dikilen insan karikatürü… Son olarak “deli” yaftası yaptığımız kişilerin zamanla dahi olmalarını anlamamız… Bir zamanlar bunları anlatan “kim akıllı kim deli?” başlıklı bir blog yazısı yayınlamıştık. Orada da kimin neye göre bu yaftalamayı yaptığını irdelemeye çalışmıştık. Sizin de belirttiğiniz gibi kimin normal ya da anormal olduğu zamana ve çevreye göre değişebiliyor. Bize düşen sanırım acele etmeyip sabır göstermek. Belli mi olur aslında anormal olan bizizdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir