Annelik içgüdüsel bir durum olduğu kadar öğrenilmesi gereken de bir durumdur. Anne bebeğini ilk kez kucağına aldığı zaman hem mutlu olurken hem de “Çocuğa bakabilir miyim?” diye korkular yaşayabilir. Çünkü çok büyük bir sorumluluğu vardır. İlk zamanlar anne ile bebek birlikte çok fazla vakit geçirdiği için aralarında özel bir bağ oluşabilir. Anne ile bebeğin ilk zamanlarında ten temasında bulunmalarıyla bebek duygusal olarak daha rahatlamış olacaktır.

Babalık halk arasında söylendiği gibi “Bebek doğduğu zaman baba olunur.” yargısı yerine baba olacağını öğrendiği andan itibaren kendini hazırlamaya ve alışmaya başlar. Babalık biraz da görülerek öğrenilen bir süreçtir. Baba olacak kişi kendi çocukluğunda nasıl bir baba ile büyümüşse bazen aynı davranış kalıplarını sürdürürken bazen de tam tersi şekilde kendi doğrularına göre davranır. Annenin bu sürece babayı da dahil ederek onun da olayın içinde olmasını sağlaması gerekmektedir. Çünkü bebek doğduktan sonra evin düzeni ve hayatları tamamen değişmiştir. Doğumdan sonraki ilk yıllarda gaz sancıları, uykusuz geceler, ağlama krizleri, sık sık emzirme vb. gibi yaşanan olaylarda babanın da anneye destek ve yardımcı olması gerekmektedir.

Anne hamilelik sürecinde hormonsal, fiziksel ve duygusal değişikler yaşamaktadır. Annenin yaşadığı bu değişim sürecinden babalarda etkilenmektedir. Hamilelik döneminde babalar hem anneye destek olurken hem de kendilerini babalık rolüne hazırlanırlar. Aslında bebekler doğdukları zaman hem anneye hem de babaya ihtiyaç duyarlar. Babaların çocuklarla iletişim kurmak için büyümelerini beklemeleri çok yanlış bir düşüncedir. Bu yüzden anneler babalar ile bebeklerin birlikte zaman geçirmeleri için fırsat tanımaları gerekmektedir. Böylece baba ile bebek arasında bir bağ oluşmaya başlar. Annenin sırtındaki yükler biraz olsun hafifleyerek baba ile paylaşmaya başlar.