İnsanlar açlık dışında başka nedenlerden dolayı da yeme davranışında bulunabilirler. Örneğin; öfkeli oldukları zaman, canları sıkkın olduğu zaman veya stresli oldukları zaman yemek yeme ihtiyacı hissederler. Bu durum kişide o an bir haz uyandırır ve kişi sonrasında çok yediği için bundan pişman olabilir. Kişilerin yaşadığı bu durum duygusal açlık olarak bilinir.
Duygusal açlık, aç olunmadığı halde kişide yapay bir açlık hissi uyandıran, gerginlik, can sıkıntısı, stres veya depresyon gibi durumlarda sürekli yeme davranışıyla kendini gösteren bir yeme bozukluğudur. Kişi fiziksel bir açlık yaşamadığı halde sürekli bir şeyler yiyerek bulur kendini. Bunu televizyon karşısında bir şey izlerken de yapar, gece acıkmadığı halde buzdolabına yönelerek de…
Mesela canınız bir şeye sıkkın ve mutfağa gidip bir şeyler yiyorsunuz, doymuyorsunuz. Başka bir şeyi yemeye başlıyorsunuz, o da yetmiyor. Başka bir yiyecek alıyorsunuz ve bunu farkında olmadan altta yatan o olumsuz duyguları bastırmak için yapıyorsunuz. Bilinmesi gerekir ki bazen bizi sevdiğimiz yiyeceklere götüren şey midemiz değil duygularımız oluyor.
Duygusal açlığını yemek yiyerek gidermeye çalışan kişilerin yaşadığı en büyük sorun hızla artan kilolarıdır, farkında olmaları gereken en önemli husus ise orada karnın değil ruhun aç olmasıdır. Karın ne kadar doyarsa doysun ruh aç kaldığı müddetçe yemeye devam eder. Dopamin ve seratonin depolarında bir boşalma gerçekleştiğinde kişi kendini üzgün, stresli ve canı sıkkın hisseder. Vücut da bu kimyasalların boşluğunu daha fazla karbonhidrat ve yağlı yiyeceklere ihtiyaç duyarak gidermeye veya doyurmaya çalışır. Kişi bu esnada fiziksel bir açlık hisseder, bunu da aslında aç olmadığı halde sürekli yeme davranışıyla devam ettirir. Ardından pişmanlık ve suçluluk duygusu yaşar ve bunu bastırmak için kişi tekrar yeme davranışı gösterir. Farkında olmadan böyle bir döngü içerisinde bulur kendini. Beyin bu sefer kişi her üzgün hissettiğinde onun ancak bir şeyler yiyerek mutlu olması gerektiği mesajı verir ve kişi bu gibi durumlarda sürekli bir şeyler yiyerek bulur kendini böylelikle istenmeyen o fazla kilolara maruz kalır. Bunun beraberinde depresyon ve yalnızlık ortaya çıkabilir.
Peki neler yapılmalı? İlk önce bunun bir fiziksel açlık mı yoksa duygusal açlık mı olduğuna karar verilmeli. Fiziksel açlıkta karın guruldama, kan şekeri düşme gibi belirtiler olurken duygusal açlıkta böyle bir belirti olmaz ve aniden başlar. Fiziksel açlık bekleyebilir fakat duygusal açlık hemen o an hazzın giderilmesini ister. Fiziksel açlıkta kişi ufak bir şey atıştırdığında doygunluk hissederken duygusal açlıkta bu doygunluk hissi oluşmaz. O an kendinize şu soruyu sorun “Gerçekten aç mıyım yoksa bu bir duygusal açlık mı?”. Bu soruyu düşünürken 10-15 dakika bekleyin, eğer yaşadığınız duygusal açlık ise genellikle bu his 15 dakika sonra ortadan kalkar. Kişi bunun bilincinde olduktan sonra hangi duygusal eksikliğini yeme davranışıyla bastırmaya çalıştığını anlamaya çalışmalı. Bunun altında yatan sebepler neler bunlar hakkında farkındalık kazanmalı. Bunun altında çok daha derin şeyler yer açılıyor olabilir.