Merhaba Sevtap Hanım, Kadinja.com olarak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.
- Sevtap Hanım sizi tiyatro oyunlarınızdan ve dizilerinizden tanıyoruz; fakat kendi anlatımınızla Sevtap Çapan kimdir?
Öncelikle ben sizlere teşekkür ediyorum. Çok yoğun bir dönemim o yüzden geç buluşma için affediniz.
“Sevtap Çapan kimdir?” sorusuna gelince… Benim de hala cevabını keşfetmeye çalıştığım bir soru. Kabaca ve kısa şunları söyleyebilirim: Hayatın içinde iyi ve iyiden yana olan saftayım. Kendimi orada tutmaya çalışıyorum. Dürüstlük, disiplin, sevgi, saygı, dostluk ve aile benim için önde gelir. Hayvanları severim. Doğanın mucizesine inanırım. Müziğe ve sanatın her koluna hayranım. İnsanları eşit gören biriyim. Statüye göre değerlendirmem. Değer yargım insanlığına dairdir. Sözüyle yaptığı bir olanlara saygım artar. Yaşadığı ülkenin kıymetini bilen bir vatanseverim.
- Eğitim hayatınız nasıldı?
Pek parlak bir öğrenci değildim açıkçası. Hayaller aleminde kendimi eğittim çoğunlukla. Dersler beni çok sıkardı. Ne ders dinlerdim, ne de çalışırdım. Ortaokul ve lisede birkaç kez sınıfta kaldım. Çift dikiş dedikleri aynı sınıfı üst üste tekrar okuma durumunu üç kez yaşadım. O zamanlar öğrenciler sınıfta bırakılırdı. Bence yine bırakılmalı.
- Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
Okul yıllarında dersle ilgisi olmayan biri olmama karşın sanatsal faaliyetlerin hepsinde birinci sıradaydım. Edebiyat öğretmenimiz sayesinde tiyatro ile tanıştım. Bu alandaki başarım sayesinde oyuncu olmaya karar verdim ve bunun için de okulu bitirmem gerekiyordu. Ders dinlemeye ve çalışmaya başladım. Oyunculuk tecrübesi kendimi, yeteneğimi keşfettirdi. Hedefimi belirledi.
- Tiyatronun hayatınızdaki yeri nedir?
Tiyatronun hayatımda bir yeri yok. Hayatım tamamıyla tiyatro. Benim hayatımın tiyatroda bir yeri olur umarım. Çabam bunun için.
- İyi bir oyuncu olmak için neler yapılması gerekir?
Aslında pek bir şey yapmaya gerek yok. Yetenek ya vardır ya yoktur bana göre… Yani ya oyuncusunuzdur ya değil. Oyuncu iseniz iyisinizdir zaten. Kötü oyuncu esasen oyuncu olmayanlar için söylenir.
Yeteneği geliştirmek için yapılacak şey ise çalışmaktan ibaret. Beden, ses kullanımını en üst seviyeye çıkarabilmek, bilgi dağarcığını geliştirmek, eskiyi öğrenip yeniyi takip etmek, göstermek için hissetmek, hissetmek için anlamak, anlamak içinse düşünmek gerekir. İyi bir oyuncu “Oyuncu gibi düşünen”dir. Hissettiğiyle yetinmeyen. Bilimsel ve tarihi bir araştırmaya giren. Metinle bağlantısını sağlam tutan, metne uyumlu dramaturji çalışması ve karaktere uygun jest, mimik, duygu, hareket planı yapabilen. Role dair bulduğu her şeyi seyirciye nasıl aktarabileceğini araştıran ve kodlayan… Yazarın kurduğu, yönetmenin şekillendirip yorumladığı dünyayı iyice kavrayıp role kendi yorumuyla dâhil olan… İşimiz sadece ezber değil, kısacası. Tüm bu saydıklarımla birlikte sahne – kulis adabı ve ahlakı edinmek gerekir.
- Size göre rolün büyüğü ya da küçüğü var mıdır?
Bana göre değil metne göre vardır. Ama yukarıda saydığımız iyi bir oyuncu için rolün büyüğü küçüğü yoktur. Oyuncunun role yaklaşımıyla küçük bir rol bile büyür de büyür. Çünkü oyuncunun kendi büyüktür.
- Eşiniz Murat Bey de sizin gibi bir tiyatro oyuncusu. Tiyatro oyunlarınıza hazırlanırken birbirinize destek oluyor musunuz? Oyunlarınızla ilgili eleştirileriniz oluyor mu?
Elbette… Normal şartlarda çoğu çiftin başaramadığı bir şeyi başarıyoruz birlikte. Bu ikimizin de hazımlı insanlar olmamızdan kaynaklı sanırım. Güven ve iyi niyetin karşılıklı olduğunu bilmemiz de etken tabii ki. Kibarca yapılan, geliştirici bir eleştiriye ikimiz de açığız. Her şey yolunda bu sebeple.
- Eşiniz ile beraber kurduğunuz Tiyatro P.A.S:’ın genel sanat yönetmenisiniz. Buradaki görevinizi kısaca anlatır mısınız?
Tiyatro P.A.S’ın tüm çalışmalarının sanatsal nitelik ve nicelik değerlendirmesini ben üstlenmiş durumdayım. Hatta içerik kısmı da benim görev alanımda… Tüm oyunlardan sorumluyum.
- Yeni sezonda projeleriniz nelerdir? Tiyatro sahnesinde sizi hangi rollerde izleyeceğiz?
Tiyatro P.A.S olarak tiyatro sahnelerinde ilk kez gerçekleşecek “Seri Oyun” yaklaşımını sergiliyoruz. Kurtuluş Savaşının 100. Yılı olma sebebiyle pek uygun düşen aslında üç senedir planladığımız bir proje… İlk serimiz “Ben Serisi – Kurtuluş”tur. Tek kişilik 4 oyundan oluşuyor. Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızın hayatını konu alan oyunlar. “Ben Kara Fatma” “Ben Kazım Karabekir” önümüzdeki günlerde “Ve Perde” diyecek. Hemen ardından da “Ben Hasan Tahsin” ve “Ben Nezahat Onbaşı” geliyor.
Diğer serimiz ise “Ben Serisi – Cumhuriyet” tir. Yine tek kişilik oyunlar. “Ben Nezihe Muhiddin” ve “Ben Celile – Nazım Hikmet’in Annesi”
Benim oynayacağım roller ise Kara Fatma ve mart ayında sahnelemeyi düşündüğümüz “Ben Nezihe Muhiddin “ oyunundaki Nezihe karakteri. Nezihe Muhiddin şu anda Beykoz Şube Başkanlığını yürüttüğüm Türk Kadınlar Birliği’nin kurucusudur. O sebeple de ayrı bir heyecan içindeyim.
Yazarlarımız Mehmet Dağıstanlı, Cüneyt İngiz ve Elçin Gürler’dir. Yönetmenlerimiz ise Caner Bilginer ve Özgür Kaymak.
- Çocuklara yönelik müzikal hazırlığınız olduğunu öğrendik. Bu çalışmalar nasıl gidiyor?
Evet, bir müzikalle İ.B.B. Şehir Tiyatroları’nda, profesyonelliğe ilk adım attığım yuvamdayım. Kendi yazdığım Peri Kız Müzikali adlı çocuk müzikalini yönetiyorum. Bu konuda da çok heyecanlıyım. Dramaturg Özge Ökten ile yedi sene öncesine dayanan bir alışverişimiz var, metinle ilgili. Birlikte verimli bir çalışma içindeyiz. Şarkı sözlerimiz Orçun Tekelioğlu tarafından bestelenmekte. Metinle uyumlu bir müzik ruhu yakaladığımız için memnunum. En temel kısmı buydu. Ayrıca iyi bir kreatif ekibe sahibim. Kostüm, dekor, ışık, efekt tasarımcılarımız ve koreografımızla ortak noktalarda buluşabildik. Oyuncularımız metni sevdiler, var güçleriyle çalışıyorlar. Umut ediyorum yüzümüzün akıyla taze bir soluk olacağız. Yediden yetmişe herkesin seyredebileceği bir müzikalle yeni yılda seyirci huzuruna çıkacağız, hayırlısıyla…
- Seslendirme sanatçılığınız ile birçok karaktere renk kattınız. Seslendirme sanatçılığı ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Benim keyif aldığım bir alan. Nitekim işler eski dönemlerdeki gibi değil. Artık Türk dizileri sesli çekilmeye başlandı. Dolayısıyla yabancı film ve dizilerin dublajı yapılmakta… İş az, parası da daha az eskiye oranla.
- Bu kadar yoğun bir tempoda çalışmanıza rağmen Beykoz Kadınlar Birliği’nin de başkanlığı yapıyorsunuz. Derneğinizin amacından ve yaptığınız etkinliklerden bahseder misiniz?
Derneğimiz kadın haklarının elde edilmesi amacıyla 1924 yılında kurulmuş bir dernektir. Hakların elde edilmesi üzerine bu hakların korunmasına yönelik faaliyetlerine devam etmiştir. Kadınlar, çocuklar ve gençlere faydalı olmak gayesini gütmektedir. Toplumsal, ekonomik, sosyal, eğitimsel, kültürel alanlarda etki göstermektedir. Biz şube olarak kültürel ve sanatsal alanda faaliyetler yapmaktayız. Derneğimiz içinde Kurucumuzun adını taşıyan 55 kişilik Nezihe Muhiddin Sahnesi çok amaçlı salonumuz mevcuttur. Bilinen tiyatroların oyunlarını Beykoz halkıyla buluşturuyoruz. Ünlü simalarla faydalı sohbetler, mini konferanslar, eğitimler gerçekleştiriyoruz. Amacımız çocuk ta okutabilmek. Bunun için umarım bağışçılarımız da olur. Çünkü bir derneğin kendi başına döngüyü sağlaması gerçekten zor…
- İzin verirseniz tek kelimeden oluşan tek kelimelik cevaplı sorular sormak istiyorum.
Tiyatro: İhtiyaç – Anlamlandırma – İfade ediş – Tutku (Tiyatro tek kelime zorladı beni.)
Tiyatro P.A.S: Tarz – Marka
Seslendirme: Keyif
Kadın Olmak: Mucize
Yetenek: Lütuf
Murat Batıkan Avcı: Aşk – Sevgi – Patron
Yayın hayatınızda başarılar dileyerek tekrar teşekkür ediyorum.
Tiyatro, Sinema ve Dizi Oyuncusu Sevtap Çapan İletişim Bilgileri: