Merhaba Gökçen Hanım, Kadinja.com olarak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.

  1. Gökçen Hanım bize kendinizi kısaca tanıtır mısınız?

Pozitif, girişimci ruhu yüksek bir anne ile öngörüsü oldukça yüksek ve çok temkinli bir babanın 2. çocuğu olarak 1980 yılında dünyaya geldim.

Matematik Öğretmenliğinden mezun olduktan sonra Eğitim Programları ve Öğretimi ABD’da yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Yüksek lisans döneminde okul öncesi eğitim ile ilgili çalışmalar yaptım. Tez çalışmam ise: Ortaokul Matematik Dersi Öğretiminde Kullanılan Yöntem-Teknik ve Materyaller.

Çalıştığım kurumlarda temiz-sağlıklı okul, insan hakları ve özel gereksinimli çocuklarla ilgili projelere liderlik yaptım.

Farklı dershane ve özel okullarda edindiğim deneyimlerimi mesleğimin tacı olarak nitelendirdiğim öğrenci koçluğu ile kendime ait olan eğitim danışmanlık merkezinde bireysel ve kurumsal eğitimler vererek paylaşmaktayım.

gökçen sağlam kimdir

  1. Matematik dersi, birçok öğrenci için en zor ders olarak kabul ediliyor. Bunun nedeni nedir? Matematiği çocuklarımıza nasıl sevdirebiliriz?

Matematiğin sevilmemesinin ya da zor olduğunun düşünülmesinin iki temel nedeni var. Bunlar: Anlaşılmaması ve birbirine bağlı konuların sayısının çok olması. Burada hem öğretmene hem öğrenciye hem de anne babalara düşen görevler var.

Öğretmene düşen en önemli görev, öğrencinin derse kaygı ve korku ile bakmasını engelleme adına öncelikle öğrenme ortamını stressiz ve öğrencinin rahatlıkla soru sorabileceği bir hale getirmektir. Sonrasında ise öğrencinin derse ilgisini çekmektir. Öğretmenler genel olarak tüm derslerde öğrenmenin ilk ateşi olan ilgi, merak, ihtiyaç ve heyecan duygularını es geçerek sadece soru çözme ve sınav başarısı odaklı ders anlatıyor. Özellikle küçük yaş grubu çocuklarda 5N1K soruları ile o konunun özünü anlatmayı atlıyor. Yani, o konuyu yada kuralı kim bulmuş, neden buna ihtiyaç duyulmuş, süreç nasıl gerçekleşmiş, süreçte karşılaşılan problemler ve yanılgılar neler gibi birçok sorunun cevabını öğretmen öğrencileriyle birlikte bulduğunda konu çok daha ilgi çekici hale gelecek ve öğrencinin derse dahil olması kolaylaşacaktır.

Matematik bütünlüğü çok baskın olan bir derstir. Yani öğrencinin konuları elememesi gerekir. Öğrenci bir konuda öğrendiği bilgiyi farklı bir konuda da kullanacağı için bütüne hakim olması onun başarısını artıracaktır. Öğrenciye de burada düşen görev, öğrenmelerini zamanında ve düzenli olarak yapmasıdır.

Anne babalara düşen görevlere gelince, her şeyden önce onların çocuklarına bu konuda baskı yapmaması ve sadece destek olması gerekmektedir. En önemli destek ise çocuğunun bireysel farklılığını kabul ederek, akademik ve sosyal ilgisini de dikkate alarak gerektiğinde yardımcı olmaktır. Matematiği yapabildiği için “zeki”, yapamadığı için “yetersiz” gibi etiketlerle çocuğunun üzerindeki kaygı ve baskıyı artırmamalıdır.

gökçen sağlam röportaj

  1. Mental aritemetik kavramı son yıllarda hayatımıza girdi. Siz de bildiğimiz kadarı ile mental aritmetik konusunda bilgi sahibi bir öğretmenimizsiniz. Mental aritmetik nedir? Bunun çocuklarımız üzerindeki etkisi nelerdir?

Mental aritmetik eğitmeniyim aynı zamanda. Mental aritmetikte esas olan beynin sağ ve sol lobunun etkin kullanılmasını sağlamaktır. Ancak ülkemizde mental aritmetik, sadece hızlı işlem yapma amacıyla kullanılıyor. Ben matematikte hızlı işlem yapmanın değil, problemi doğru anlayıp çözmenin gerekliliğine ve yeterliliğine inanan bir öğretmenim. Zaten hem PISA-TIMMS sınavlarında hem de son dönemdeki LGS sınavlarında esas olan işlemi hızlı yapmak değil, paragraf sorusu gibi sunulan uzun soruları hızlı okuyarak içindeki bilgileri doğru kullanabilmektir. Ben ebeveynlere çocuklarının akademik başarı ve yaşam becerilerinin desteklenmesi için daha pratik ve çok daha etkili olan kitap okunmasını öneriyorum.

  1. İyi bir öğretim nasıl olmalıdır? Öğretim süreçleri ile ölçme ve değerlendirme süreçleri daha iyi nasıl uygulanabilir?

Öğretimde en önemli şey ihtiyaçtır. Öğrencinin her şeyden önce neden öğrendiğini bilmesi gerekir. Günümüzde artık bilgiye ulaşmak kolay. Tabi, bilgi kirliliği de çok fazla. Bu nedenle bilgiyi hazır sunmak yerine doğru bilgiye ulaşma yöntemleri, araştırma teknikleri, farklı araştırmaları harmanlayabilme becerisi, yabancı kaynaklardan yararlanabilme yetisi gibi birçok beceriyi çocuklara uygulama şansı vermeliyiz. Öğretim sürecinde çocukları hem yaşama hem de seçecekleri mesleğe hazırlama adına çokça atölye çalışmaları yapmalıyız.

Ölçme değerlendirme konusu ise en zor olanı. Ara sınıflarda uygulamalı olarak ölçümler yapılabilir. Yeni eğitim-öğretim sisteminde de hedeflenen bu. Önümüzdeki yıl uygulamaya başlayacak olan sistemde proje ve portfolyoların ağırlıklı olacağı bilgisi de verildi. Ancak hem liselere hem de yüksek öğrenim kurumlarına geçişlerde sınavlar olduğu müddetçe sınavın içeriğine ve türüne uygun çalışmalar yapmak kaçınılmaz.

gökçen sağlam hakkında

  1. Ülkemizdeki eğitim ve öğretim sistemini kısaca değerlendirebilir misiniz?

Eğitim-öğretim sistemimizde eksikler, değiştirilmesi ve geliştirilmesi gereken çok şey var. Ama en önemli eksik, hepimizin sistemi sadece eleştiriyor olması ve çözümü hep başkasında araması. Müfredat ne olursa olsun onu uygulayan öğretmen. Ve öğretmen isterse, içeriği sınıfın seviyesine ve beklentisine göre istediği şekilde uygulayabilir.

Anne babalar, eğitimin yaşam boyu olduğunu ve yaşamın her yerinde olduğunu unutmamalı, çocuklarına bu yönde katkıda bulunmalı. Çocuğuyla sohbet etmek, kitap okuma saatleri yapmak, doğada gezilerle keşifler yapmak, yapılacak gezilerin seçimi, birlikte izlenecek filmler vb. öyle çok şey düşüyor ki ailelere. Tabi biz eğitim deyince de öğretimi anlıyoruz. Bu nedenle sadece akademik başarıya odaklıyız. Aslında aileler çocuklarını yaşama hazırlıyorlar. Bu yönde bir emek vermek yani çocuklarının duygusal ve sosyal becerilerini desteklemek o çocuklar için daha faydalı olacaktır.

  1. Öğrenci koçluğu yapma düşüncesi nasıl oluştu? Öğrenci koçu kime denir? Öğrenci koçları ne iş yapar?

Sınıf ortamında öğretmenin tüm çocuklara ulaşma şansı olmuyor. Belki hepsine bir şekilde dokunuyorsunuz ama her çocuk çok farklı bir dünya ve bazen kapalı bir kutu gibi. Açmayı bilmek lazım ki içerideki zenginliğe ulaşabilelim. Matematik öğretmeni olunca da okul tarafından da, veli tarafından da akademik çalışmaların yapılması daha önemli ve ön planda oluyor. Oysaki çocuğun o başarıyı sağlayabilmesi için öncesinde çözmesi gereken bazı sorunlar var ve bu genellikle atlanıyor. Kimi zaman psikolojik ve sosyal sorunlar kimi zamanda öğrenme yöntem ve teknikleri ile ilgili sorunlar bunlar. Bunun çok önemli bir ihtiyaç olduğu düşüncesiyle öğrenci koçluğu eğitimi aldım. Bir de öğrenci koçluğu, diğer koçluklardan farklı olarak bir öğretmenin alanı diye düşünüyorum. Çünkü ben yönlendirme ve önerilerimde daha önceki okul ve dershane deneyimlerimi sıklıkla kullanıyorum. Okulun atmosferini sadece öğrenci veya veli olarak bilmek, öğrenci koçluğu için yetmez. Olaylara mutlaka öğretmen ve okul yönetimi açısından da bakabilmek gerekiyor ki en doğru çözümler üretilebilsin.

Öğrenci koçu, genel bir ifade ile öğrencinin okul yaşamı ve özel yaşamında yürütmekte zorluk çektiği konularda destek olan kişidir. Aile içi iletişim, arkadaş ilişkileri, akran zorbalığı, akademik başarı, öğrenme yöntem-teknikleri, zaman kullanımı, sınav motivasyonu gibi konularda öğrencinin iç motivasyonunu artırarak kendisinin çözüm bulmasına ve bu çözümü uygulamasına yardımcı olan kişidir.

öğrenci koçu gökçen sağlam

  1. Bir öğrenci koçu olarak çocuklardaki sosyal gelişim hakkında neler söylemek istersiniz?

Çocuklar kendilerini doğru ifade edebilmede çok eksikler. Çünkü genelde çocukların adına hep anne babaları karar veriyor. Hatta çocuğun ihtiyacı olmadan anne ya da babası bir şeyler yapıyor. Çocuk neye ihtiyacı olduğunu bile düşünmüyor. Bir sorun çıktığında ailesi mutlaka bir çözüm üretiyor. Bu nedenle ya çocuklar umursamıyorlar, uğraşmıyorlar ya da bazen bazı sıkıntılarını ailelerinden saklıyorlar. Çocukların biraz özgür bırakılması, kendi hallerinde bırakılması gerekiyor. Hayatları ile ilgili bazı konulara kendilerinin çözüm üretmesi ve karar vermesi gerekiyor.

  1. Önceki yıllarda çalıştığınız kurumlarda önemli sosyal sorumluluk projelerinde görev aldığınızı biliyoruz. Bu konudaki çalışmalarınız hakkında neler söylemek istersiniz?

Okul denilince aklımıza hep akademik çalışmalar geliyor. Aslında hepimizin amacı çocukları hayata hazırlamak. Sosyal sorumluluk projeleri bu anlamda çok önemli. Çalıştığım projelerin arasında beni en çok etkileyeni, otizmli çocuklar için yaşam atölyesi oluşturmuştuk. Öğrencilerimin, özel gereksinimli çocuklarla bir araya gelmesini sağlayan bu proje ile benim öğrencilerim sahip oldukları şeylerin farkına vararak bu şeylerin ne kadar kıymetli olduğunun bilincine ulaştılar. Acımak yerine yardım etmenin ve o çocuklara da katkıda bulunmanın güzelliğini tattılar.

Okuyucularımıza son günlerde gündem olan kaynaştırma eğitimi ve özel gereksinimli çocuklarımızın durumu ile ilgili şunu da önerebilirim: Çocuklarımızı böyle özel gereksinimli diğer çocuklarla bir araya getirmekten korkmamalıyız. Çocuklar birbirini ne kadar çok görürse o kadar normalleştirecek ve kabul edecek. Aslında bu bir bakıma zenginliktir. Farklılıklar ve bu farklılıklara çocuklarımızın tepkisi, yardımı, desteği, üretecekleri çözümler biz izin verdiğimiz imkanlar dahilinde gelişecek. Bu çocuklar büyüdüğünde aynı toplumu paylaşacaklar. Empati duygusunu da erken yaşlardan itibaren destekleyecek bu çalışmaların artması hepsi için iyi olacaktır.

matematik öğretmeni gökçen sağlam

  1. İzin verirseniz tek kelimeden oluşan bir-iki kelimelik cevaplı sorular sormak istiyorum.

SİE: Daim olsun

Öğrenci Koçluğu: Çocukların keşfi

Matematik: Yaşamın kendisi

Çocuk: Hepsi ayrı dünya

Öğrenci Koçu, Matematik Öğretmeni Gökçen Sağlam İletişim Bilgileri: