Hayatımızda çoğu zaman karar vermek zorunda olduğumuz durumlarla karşı karşıya kalıyoruz. “Yapsam mı, yapmasam mı? Kabul etsem mi, etmesem mi?”. Kimimiz kendisi için en uygun olanı değerlendirip duruma bu şekilde tepki verirken kimimiz de karşısındaki kişiyi kıracağını veya mutsuz edeceğini düşünüp kendi isteklerine değil de karşısındaki kişinin isteklerine göre tepkiler veriyor. Bu iki grubun yanında bir de bazen öyle bazen böyle olanlar var. Peki bunu neden yapıyoruz? Bizler sosyal varlıklarız. Çocukluğumuzda temelleri atılmış olması gereken, toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirmek amacıyla sergilediğimiz bazı davranışlarımız var. İşte bunlara sosyal beceriler diyoruz. Bu sosyal becerilerden biri de “hayır” diyebilmek. Ama bazen bunu yapamıyoruz. Bizi diğer canlılardan ayıran en temel özelliklerimizden biri dilimiz. Bu da iletişimin temelini oluşturuyor. Ancak bazen ağzımızdan çıkacak bir “hayır” kelimesi o kadar zorluyor ki bizi onu geri yutmak zorunda kalıyoruz. Hayır diyebilme iradesini sergileyemiyoruz. Bunun elbette ki birçok nedeni var ve bu nedenler kişiden kişiye değişiklik gösterebiliyor. Asıl olarak kişinin bağımsızlık duygusunun gelişebilmesine olanak veren ebeveynlere sahip olmuş olması çok önemli. Çünkü diğer çoğu şey gibi iradeli olabilmenin de temelleri çocukluk yıllarımızda atılıyor ve bunda ebeveynlerimizin rolü oldukça büyük. Bu nedenle ebeveynlere bir tavsiyem çocuklarının kendi kararlarını verebilmelerine, seçimlerini yapabilmelerine olanak vermeleri ve tüm bu tercihleri saygıyla karşılamaları.

Elbette ki çocukluktan getirdiğimiz şemalarımız mevcut olsa da bunun yanında farklı durumlarda var. En sık yaşanan durumlardan biri karşımızdaki kişiyi memnun etme, mutlu etme, hoşnut tutma arzusu. İçinde bulunulan durum aslında pek hoşumuza gitmese de sırf o dediğimiz kişi memnun olsun diye evet diyoruz çoğu şeye. Hatta bazılarımız karşısındakini kaybetmekten o kadar korkuyor ki her istenilene evet diyerek kendini kaybetme eşiğine gelebiliyor. Bir gruba ait olma, insanları memnun etme, insanları kaybetmekten korkma vb. arzular ve korkularımız bizi istemediğimiz durumlarda “tamam” demeye zorluyor. Ancak “hayır” diyemediğimiz de çok şeyin eksik kaldığı da bir gerçek.

Hayır diyemeyen kişi öncelikle kendi sınırlarını çizemez ve var olan sınırlarını da koruyamaz. Dolayısıyla içten içe özsaygısını yitirmeye başlayabilir. Çünkü kişi özüne bağımsızlık izni vermemektedir. Bunun yanında kişinin özgüveni de zedelenebilir. Özgüveni ve özsaygısı zedelenen kişi kendini mutsuz ve çaresiz hissedebilir. O herkese “evet” derken kendisi diğerlerinden bir şey istediğinde ve karşılığını alamadığını yıkılabilir. Daha da kötüsü bazı insanlar “hayır” demeyi beceremeyen bu tarz kişilikleri sömürürler ve kendi çıkarları için kullanmaya başlarlar. Kişi bunun farkına varamazsa uzun vadede psikolojik sağlamlılığı zedelenebilir. Tüm bunların yanında bazı psikolojik hastalıklara da sebep olabiliyor “hayır” diyememek. Depresyona yol açabiliyor örneğin. Çünkü depresyon yaşayan bireyler kendi insiyatiflerini ve özsaygılarını kaybederler. Özsaygısı zedelenen kişi bağımlı ilişkiler de kurabilir. Dolayısıyla bu da tam anlamıyla bir aşk ilişkisi sayılmaz ve sonu genellikle kötü bitebilir. Ayrıca bu kişiler uzun vadede alkol, uyuşturucu veya herhangi bir maddeye bağımlılık sergileyebilirler.

Peki “Hayır” Diyebilmek İçin Neler Yapabiliriz?

Şüphesiz ki kişi ilk önce kendine vakit ayırmalıdır. Kendiyle baş başa kalacağı, iç sesini, isteklerini, ihtiyaçlarını kısaca dürtülerini dinleyeceği ve bunları ayırt edebileceği bir ortam yaratmalıdır. Kişi duygusal davranmaktan ziyade mantığının kendisine ne söylediğine kulak vermelidir. İçinde bulunduğu durumda vereceği kararın kendisine yönelik etkilerine dair zarar-yarar analizi yapmalıdır. Bu yöntem özellikle daha karmaşık ve zor durumlarda işe yarayabilir. Bunun yanında kişi karar vermek için acelesi yoksa kendine bir süre vermelidir.
Unutmayın ki sizin için en doğru olan kararı yine siz verirsiniz. Kendi sesinize yönelin. Çünkü hayır demeyi evet demeye çevirmek, evet demeyi hayır demeye çevirmekten çok daha kolaydır.

Sağlıklı günlerimize.