Merhaba Derya Hanım, Kadinja.com olarak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.
- Derya Hanım, bize kendinizden bahseder misiniz? Derya Bozkurt kimdir?
1 Ocak 1989 İstanbul doğumluyum. Muğla Üniversitesi Biyoloji bölümünden mezunum. Üniversite de 3 yıl Toplum Gönüllüleri Vakfı Muğla Tog Umut’da gönüllü olarak yer aldım. Eğitimlere katılarak elimden geldiğinde insanlara bir şeyler aktarıp yararım dokunması için uğraştım. Mezuniyetime yakın zamanda İstanbul’da bir tüp bebek merkezinde 6 ay gönüllü staj yaptım. Staj sürecimde biyolojiyi çok sevdiğimi fakat bu alanda çalışmak istemediğimi fark ettim. Zaten çok çalışkan bir öğrenci olduğumda söylenemezdi. Sosyal olmayı çok seviyordum ve daha sosyal olabileceğim bir işte olmalıyım dedim, sahada olmayı seçtim . Ajanslar da supervisor olarak başladım ve bir çok organizasyon gerçekleştirdik. Daha sonra 360 Prodüksiyon şirketinde Proje Sorumlusu olarak çalışmaya başladım. Şimdi ise bir New York firmasında sosyal medya uzmanıyım. Bir yandan da Influencer ve site yazarı olarak hayatıma devam ediyorum.
2. Sosyal medyaya olan merakınız nasıl ve ne zaman başladı?
Yazı yeteneğim hep çok iyiydi. Üniversitede arkadaşlarımın zoruyla kompozisyon yarışmasına katıldım ve başarılı olunca yakın arkadaşlarım ve ailem yazma yeteneğimi değerlendirmem gerektiğini söylediler. 2014 yılında bloglar çok popülerdi , bende bakım ürünlerine çok meraklıydım bu yüzden ilk blog açmayı düşündüm; fakat eniştem teknoloji ve dijital konularda oldukça iyi olduğundan bana profesyonel bir site kurabileceğimizi söyledi. Bu sayede web sitemi kurduk. Sürekli yazılar yazıyordum sitemde ve Instagram , Facebook, Twitter üzerinden paylaşıyordum. İnsanlar paylaştığım konular hakkında bana soru sordukça yazma isteğim arttı. Kullandığım ürünler, deneyimlerim, moda ve konsept ürün çekimleri derken sosyal medyayı daha aktif kullanmaya başladım. Bir de o zamanlar 5 bin takipçili hesapları görüyordum, bana öyle uzak öyle hayal geliyordu ki anlatamam. Paylaşım yapmaya devam ediyordum; fakat bir gariplik vardı kişisel hesabım olan “jelibonnik” web sitemin Instagram hesabından daha hızlı yükseliyordu. İnsanların sadece ürün fotoğrafı görmek istemediklerini, o ürünleri paylaşan kişiyi de merak ettiklerini farkettim. Ben saç boyası paylaşıp saçımın öncesi sonrasını yüzüm çok görünmeden paylaşıyordum sitede; ama onlar nasıl durduğunun tamamını görmek istiyorlar. Aldığın kazağın askıda değilde üzerinde nasıl göründüğünü merak ediyorlar. Bende bunu fark edince kişisel hesabımdan lifestyle influencer olarak devam etmeye karar verdim.
- 2016 yılında Elidor Miss Selfie yarışmasına katılıp finalist oldunuz. Bu yarışmaya katılma düşüncesi nasıl oluştu? Yarışmanın sürecinden ve katıldıktan sonra neler yaşadığınızdan bahseder misiniz?
Facebook da gezinirken Elidor’un yarışma duyurusuna denk geldim. O zamanlar gençlerinde hala kullandığı bir mecraydı. Hatta “Miss Selfie mi o ne saçmalık ya” falan demiştim.4 hafta sürecekti ve platforma yüklenen fotoğraflardan her hafta en çok beğeni alan 3 kişiyi seçeceklerdi.Sonra bir kaç kere daha reklamı görünce, selfie olan bir fotoğrafımı gönderdim. İlk hafta seçilen 3 kişi açıklandığında kendi adımı gördüğümde hem şaşırmış hemde çok mutlu olmuştum. 4 hafta sonunda 50 bin küsür kişi arasından 12 finalist seçilmişti. Ortaköy’de ünlü bir mekanda 1 günlük Elidor kampı organize etmişlerdi. Hepimiz evlerimizden özel araçlarla alınıp mekana götürüldük. Saçlarımız,makyajımız Elidor hairstylist ve makeup artistleri tarafından yapıldı. Tasarımcılar tarafından hazırlanan özel kıyafetleri giyerek bol bol fotoğraf selfie çekildik. Konuk Youtuberlar deneyimlerini aktardı. Bolca aktivite yaptık ve Yarışma birincisi seçildi. Elidor’un dijital yüzleri olarak kaydolduk. Süreç sonrasında bir çok markadan sosyal medya reklam çalışmaları için mesajlar aldım. Sanırım yarışmanın en büyük katkısı, diğer bilindik firmaların da benimle çalışmak istemesi oldu.
4. Aralarında Sharon Stone, Shakira gibi dünyaca ünlü yıldızlar ile çalışan Megahan Fabulous ile gerçekleştirmiş olduğunuz bir çekiminiz var. Bu çekim nasıl gerçekleşti? Böyle bir markanın çekimlerinde bulunmak nasıl bir duyguydu?
Mail kutuma gelen mesajı gördüğümde spam falan sanmıştım. Daha sonra sitelerini inceleyip iletişime geçtim. Dünyaca ünlü kişilerle çalıştığını gördüğümde çok heyecanlandım. Ürünlerin Türkiye’ye gelmesi, çekim ekibi, mekan derken biraz zaman aldı ve her şey tamam olduktan sonra Ümraniye Platoları’nda çekim gerçekleştirdik. Hala hatırladığımda kalbim heyecanla atıyor; çünkü ilk defa yabancı bir marka ile çalışıyordum, ünlü bir tasarımcıydı ve ben influencer olmanın çok başındaydım. Zaten influencer kelimesi de çok yeniydi o zamanlar. Böyle bir çekimde olduğum için aşırı mutlu ve gururluydum. Bir şeyleri doğru yaptığımı devam etmem gerektiğini daha çok hissettirmişti.
- Peki, herhangi bir marka ile çekim yaparken öncelikleriniz nelerdir? Karar vermedeki kriterlerini nelerdir?
Güvenilirlik! Kendim kullanmadığım ve kullanmayacağım şeyleri tanıtmak bana pek etik gelmiyor. Ben nasıl takip ettiğim kişilerden doğru bilgiler almak istiyorsam, benden beklenilenin de bu olduğunu biliyorum. Kitleme hitap etmeyen ürün tanıtım tekliflerini geri çeviriyorum. İşin ucunda para var diye araştırmadan bodoslama dalan biri hiç olmadım. Önce markayı , ürünü mutlaka araştırırım. Biliyorsunuz son zamanlarda korona virüs dolayısıyla önerdikleri bir vitaminden bir çok ünlüye dava açıldı. Bu tarz durumların yaşanmaması ve beni takip eden insanların tanıttığım şeylere
“Derya bu ürünü tanıtıyorsa kesin iyidir” diyebilmesi, bana güvenmesi benim için önemli. Çekimler içinse kendim olabileceğim şeyleri seviyorum. Kısıtlama yapan markalarla çalışmayı pek tercih etmiyorum. Her influencerın kendine özgü bir tarzı var onu yansıtmasından yanayım.
- Tiyatro tutkunu birisiniz. Bu tutkunuz nasıl oluştu? Ailenizde sizden başka tiyatro ile uğraşan birileri var mı?
Ailemde Tiyatroyla ilgilenen birisi yok; ama tiyatro küçüklüğümden beri amatör olarak hep hayatımda. İlkokulda arkadaşlarımızla skeç gibi oyunlar yazar lokal gibi yerlerde oynardık ve çok sevilirdi. Üniversitede Toplum Gönülleri’ndeyken tüm eğitimler oyun formatında gerçekleşirdi. Kadın Hakları üzerine bir oyunu Muğla Sınırsızlık Meydanı’nda TOG Umut ekibimizle gerçekleştirdik. Üniversite bittikten sonra da Sarıyer Halk eğitimde kursa gittim. Ben topluluk önünde çok gerilen bir insandım bunu aşmamda oldukça yararı oldu. Zaten çok eğlenceli bir süreçti. Kesinlikle herkesin deneyimlemesi gereken bir duygu olduğunu düşünüyorum.
7. Sarıyer Tiyatrosu’nda rol aldığınız oyun hakkında neler söylemek istersiniz?
Oyunun adı Japon Kuklası’ydı. İtalyan oyun yazarı Dario Fo’nun yazdığı bir oyun. Oyunda hayatından bezmiş işçilerin ve Armira adlı işçinin amirlerine karşı oluşan olaylar ve yanılgılarının sebep olduğu durumları komik bir şekilde anlatıyor. Bu yüzden hem provalar , hem kulis çok eğlenceli geçmişti. İzleyenlerde çok beğenmişti.
- Beş sene önce 35 kilo verdiniz. Kilo probleminiz ne zaman oluşmuştu? Kilo vermeye nasıl karar verdiniz? Bu süreçte kimlerden nasıl destek aldınız?
Hiç bir zaman insanların “Çok zayıfsın Derya biraz kilo almalısın“ dediği bir kız olmadım. Ya idealdim yada 2-3 kilo fazlam olurdu; ama üniversitenin son yıllarında PKO sonucu insülin direncim aşırı yükselmişti. Bu konu bir çok kadının sorunu olduğu için detaylı anlatmak istiyorum.Bu hastalığı yaşayanlar bilir kısır bir döngüsü vardır. PKO insülin direncini tetikler , insülin kiloyu ve sonra kilo hastalığı daha çok tetikler. Hastalık tetiklendikçe yine kiloyu tetikler derken 1-2 kilo hızla eklene eklene, bir bakıyorsunuz devasal kilolar almışsınız. Ve o kadar kademeli ilerliyor ki aynaya baktığınızda algınız gidiyor, artık kilo aldığınızı bile farketmiyorsunuz. Sürekli bir yeme isteğiniz oluyor, asla doymuyorsunuz.Ben 1-1,5 sene içinde almıştım kilolarımı. PKO olduğumuda bilmiyordum. Öğrendikten sonra doktorumun bana önerdiği şey bir an önce kilo vermemdi; ama üniversitede vizeler finaller varken abur cubur yemeden , geceleri o dolabı açmadan durmanız imkansız. Üniversitenin son senesiydi İstanbul’a döndüğümde bu işi çözeceğim dedim kendime. İstanbul’a geldiğimde tekrar doktora gittim ve öncelikle bana insülin direncimi kıracak bir ilaç ile PKO için bir ilaç daha verdi. Bu arada insülin direncinizin olması şeker hastası olduğunuz anlamına gelmiyor; ama kilo almaya devam ederseniz şeker hastası olma riskine çok yakınsınız demek oluyor :)) PKO en büyük düşmanı kilo olduğu için özel bir diyetisyene gittim . Her hafta listem değişti ve ölçümlerim detaylı yapıldı. Annemle babam bana çok destek oldu eve asla abur cubur almıyorlardı ve hamur işi tatlı gibi zararlı şeyler asla yapılmıyordu. 6 ay gibi bir sürede kilomu verdim ve tüm sorunlarım çözüldü. Hala arada bir kaç kilo alıp hemen veriyorum ama asla geri almadım. Sağlıkla doktor kontrolünde verilen kilolar abartı sağlıksız beslenmedikçe geri alınmıyor.
- Sizi severek takip eden insanlar, sizden Youtube kanalı açmanızı istiyorlar. bu konuyla ilgili herhangi bir projeniz var mı?
Aslında bende bunu bayağıdır istiyorum. Tüm ekipmanlarım da hazır; ama bir türlü o motivasyonu kendimde bulup başlayamadım. Elbette kafamda planladığım şeyler var. Çekmek istediğim içeriklerin listesi bile hazır. Dilerim bir an önce motive olurum ve onlarla daha güzel içeriklerle YouTube’da da buluşuruz.
- Severek takip ettiğiniz bloggerlar var mı? Bu bloggerlar kimlerdir?
Blogger olarak değilde Instagram’da takip ettiğim, tarzını çok beğendiğim influencerlar var. Leonie Hanne, Amberfillerup ve Caro_e_ en sevdiklerim. Türklerde ise Burak Altındağ’ı çok güldürdüğü için, Bir Hayalin Peşinde’yi ise çok güzel yerler gezdiği detayına kadar anlattığı için çok severek takip ediyorum.
11. Enerjik yapılı birisiniz. Bunu dışında karakterinizle ilgili bize neler söyleyebilirsiniz?
Evet çok enerjik biriyimdir. Bunun dışarı odaklı değilde kendim odaklı olmamla alakası olduğunu düşünüyorum. Kimin ne düşündüğünden çok benim ne istediğimle ilgileniyorum
Enerjik kelimesi dışında beni tanımlayan başka bir kelime kesinlikle sabırsız olurdu. Her şey hemen olmalı. Küçükken babam yarın şuraya gideceğiz dese, sabah 8 de ne zaman gideceğiz diye gideceğimiz saate kadar daraltırdım.
- İzninizle tek kelimelik sorularımızı sormak istiyoruz.
Influencer: Popülarite.
Sosyal Medya: Dipsiz kuyu.
Megahan Fabulous: Çok heyecan! Çok mutluluk! Çok gurur!
Tiyatro: Özgürlük.
Influencer Derya Bozkurt İletişim Bilgileri