İSMAİL BIYIKLI: Burcu Hanım merhaba. Öncelikle bizi kırmadığınız ve Uygulamalı Davranış Analizi hakkında sorularımızı yanıtlamayı kabul ettiğiniz için teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Röportaja başlamadan önce sizi tanımaktan mutluluk duyacağımı belirtmek isterim. Kendinizden bahsedebilir misiniz?
BURCU KAYA: Evli ve 2 çocuk annesiyim, 14 yıldır özel eğitim sektörünün içerisindeyim son 5 yıldır eğitim koordinatörü/aba program koordinatörü pozisyonunda çalışmalarımı sürdürmekteyim.
İSMAİL BIYIKLI: Sizinde bir anne olduğunuzu biliyorum. Çocuk konusunda uzman bir anne olmak nasıl bir durum? Bu bilgilerinizi kendi çocuklarınızda uygula biliyor musunuz? Çocuk konusunda uzman olmak size kendi ebeveynlik sürecinizde neler kattı?
BURCU KAYA: Öncelikle şunu söylemeden geçmek istemiyorum. Çok klişe bir söz olacak ama ‘terzi kendi söküğünü dikemiyor’’. İşin içinde annelik duyguları da olduğu için çoğu zaman bildiğim konularda bile doğru davranamadığım zamanlar yaşıyorum. O yüzden velilerime, danışanlarıma ( söylediğimi yapın, yaptığımı yapmayın) derim çoğu zaman.
Tabi ki çocuk gelişimi ile ilgili uzman olmamın çocuklarıma büyük faydası da olduğunu düşünüyorum. Bir kere çocuk gelişimini su gibi biliyorsunuz ve dolayısıyla çocuklarınız, olası bir riske karşı hep bir gelişimsel gözlem – değerlendirme içinde oluyor aslında.
Mesela çocuklarımın gelişimsel testlerini belirli aralıklarla hep ben yaptım. Bir risk görseydim kendim de uzman olmama karşı mutlaka bir destek alırdım tabii ki ama çok şükür ki şu ana kadar her şey yolunda gitti.
Birde çocuklarla oyun oynamayı onların dünyasına girmeyi sanırım çok iyi başarıyorum.
İki kızımda da bunun çok büyük faydasını gördüm. Oyunlarla çocuklarımı tanıdım, anladım ve bazı sorunlarına yine oyunlarla, masallarla faydalı olabildim.
Masallarında bu doğrultuda en az oyunlar kadar önemli olduğunu düşünüyorum.
Aslında işin özü çocuğa, onun için özel zaman ayırmak, oynarken yada kitap okurken bölünmemek, tüm ilginin çocukta olması. Çocuklar bunu çok iyi anlıyor ve davranışlarını buna göre şekillendiriyorlar. Hatta benlik algısı üzerinde de dolaylı bir etkisi olduğunu düşünüyorum.
İSMAİL BIYIKLI: Güzel cevaplarınız için tekrar teşekkür ediyorum ve konumuza başlamak istiyorum. Uygulamalı Davranış Analizi(UDA) ya da diğer adıyla ABA Terapi Nedir?
BURCU KAYA: Uygulamalı davranış analizi (UDA) sosyal açıdan önemli olan davranışları kazandırmayı ve olumsuz davranışları ortadan kaldırmayı amaçlayan davranışçı psikolojinin öne sürdüğü temel prensipleri kullanan bir bilim dalıdır. Uygulamalı davranış analizinde bireye kazandırılmak istenen ya da azaltılmak istenen davranışlar sistemli bir değerlendirme, gözlem ve kayıt tutmayla belirlenir. Daha sonra tutulan kayıtlar analiz edilerek bir müdahale programı oluşturulur. Ve süreç içerisinde müdahalenin etkililiği değerlendirilir. Oldukça sistemli ve titiz yürütülen bir çalışmadır.
İSMAİL BIYIKLI: Uygulamalı Davranış Analizi(UDA) için bir yaş kriteri var mıdır? Kimlere uygulanabilir? Neden?
BURCU KAYA: Uygulamalı davranış analizinin bir yaş kriteri yoktur. Her yaştan bireye uygulanabilir.
İşimiz davranış olduğu için her yaşta olumsuz davranışlarla karşılaşabiliriz yada olumlu davranışlarımızı arttırmak isteyebiliriz. Dolayısıyla uygulama alanı oldukça geniş bir bilimdir.
İSMAİL BIYIKLI: Neden Uygulamalı Davranış Analizi(UDA)? Diğer çalışmalardan ayıran en büyük farkı nedir?
BURCU KAYA: En önemli fark bilimsel dayanaklı olması bence, bilim uygulamalı davranış analizinin etkisini kanıtlayan pek çok araştırmalarda bulunmuş ve ben bizzat bu yaklaşımı uzun yıllardır uygulayan biri olarak içtenlikle söyleyebilirim ki uda gerçekten etkili bir yöntem, günümüzde yaygın olarak otizmli çocukların eğitiminde kullanılsa da aslında farklı tanıları olan yada herhangi bir tanısı olmayan ama sosyal ve davranışsal açıdan desteğe ihtiyaç duyan çocuklarda uygulanabilir.
İSMAİL BIYIKLI: Uygulamalı Davranış Analizi(UDA)’nın başarı oranı nedir? Gelişimsel farklılık gösteren çocuklarda belirtilerin hepsini ortadan kaldırabilir mi?
BURCU KAYA: Şöyle ki başarı oranından önce şunu söylemek istiyorum. Çünkü aşağıda sıralayacağım kriterler başarı oranını direk etkiliyor.
- Çocuğun yaşı
- Uda eğitimine ne zaman başladığı (erken tanı ve eğitim)
- Ve aldığı eğitimin yoğunluğu (haftada 10-20-30-40) vs.
Erken tanı ve yoğun eğitimle uda alabilen çocuklarda yaklaşık olarak %50 oranında otizm belirtileri kontrol altına alınabilmekte ve büyük ilerlemeler kaydedilmektedir. Hatta bazı otizmli çocukların ergenlik yaşına geldiğinde normal gelişim gösteren akranlarından önemli ölçüde bir farkı kalmayabilir.
İSMAİL BIYIKLI: Bir çocuk farklı gelişim sergilemiyor. Fakat oldukça yoğun davranış problemleri gözlemliyoruz. Bu durumda Uygulamalı Davranış Analizi(UDA) devreye girebilir mi?
Tabi ki son derece fayda sağlayacaktır. Bu şekilde çalışmış olduğum ve çok fayda sağladığım öğrencilerim olmuştu.
Bu durumla karşı karşıya kalan ve kendini çaresiz hisseden ebeveynlerimiz varsa hiç vakit kaybetmesinler ve UDA’ yı bir araştırsınlar derim.
İSMAİL BIYIKLI: Ebeveynler Uygulamalı Davranış Analizi(UDA)’yı evde uygulayabilir mi?
BURCU KAYA: Uygulamalı davranış analizi çocuğun uyanık olduğu her an devam etmesi gereken bir yaklaşım.
Dolaysıyla biz bu eğitim şeklini ailelerimize öğretiyoruz, ailelerimiz her daim işin içinde olmalı
Her zaman ailelerime söylediğim bir cümle vardır. “Biz sizinle bir ekibiz, eğer ekibin bir halkası olmazsa bir yerler eksik kalmış olur”. Dolaysıyla ekipteki tüm üyeler üzerine düşeni yapmalı…
Aile uygulama eğitimlerimizde ailelerimiz önce seansları oda içerisinde izliyor yavaş yavaş uygulamaya geçiyor. Ailelerimizi çocukları ile birlikte çalışabilecekleri duruma getirmeyi hedefliyoruz. Bunu yapmak çocuğun eğitiminin sürekliliği açısından son derece önemli
Şahsen böyle bir uygulama yaptığımız için çocuklarımız ve ailelerimiz adına içim çok rahat.
İSMAİL BIYIKLI: Uygulamalı Davranış Analizi(ABA)’da pekiştireçler önemli yer alıyor. Pekiştireç nedir? Pekiştireçlerin türleri var mıdır? Varsa bu türleri açıklayabilir misiniz?
BURCU KAYA: Farklı gelişim gösteren çocuklarımızın bir çoğunun öğrenmeye karşı motivasyon eksikliği olabiliyor. Motivasyonu sağlamadan öğrenmenin gerçekleşmesi oldukça zor.
Dolayısıyla çocuklarımızın motivasyonlarını arttırıcı pekiştireçler kullanıyoruz. Bu pekiştireçler kurumumuzda uyguladığımız bazı ölçek ve formlarla tespit ediliyor ve çocuk için ne değerli ise, ne ile meşgul olunca kendini iyi hissediyor ve mutlu oluyorsa onu öğretim sırasında sistematik bir şekilde kullanıyoruz.
Çocuklarımızın kurumumuza mutlu gelmeleri, bizler için son derece önemli. Mutlu çocuk öğrenen çocuktur. Pekiştireç türlerine değinecek olursak;
- Yiyecek pekiştireçleri
- Etkinlik pekiştireçleri
- Sözel pekiştireçler
- Sembol pekiştireçler
- Nesne pekiştireçleri gibi bir sıralama yapabiliriz.
Bunları birincil ve ikincil pekiştireçler olarak da ayırabiliriz.
Birincil pekiştireçler; Zorunlu ihtiyaçlarımızı birincil pekiştireç olarak adlandırıyoruz. Beslenme, hava, sıcaklık-soğukluk gibi uyaranlar birincil pekiştireçtir. Bu pekiştireçlerin çok zorunlu olmadıkça kullanılmaması gerekir. Birincil pekiştireç olarak çikolata, şeker, fıstık, meyve suyu gibi tamamen çocuğun tercih ettiği ve onun motivasyonunu arttıran besin maddeleri kullanılabilir. Fakat bu besinlerin dikkatli bir biçimde kullanılması gerekir.
İkincil pekiştireçler ise; Fizyolojik ihtiyacı karşılanmadığı halde yine de organizmanın sahip olmak istediği pekiştireçlerdir.
Kendi içinde sosyal, nesnel, etkinlik ve sembol pekiştireçler olmak üzere dörde ayrılır.
İSMAİL BIYIKLI: Pekiştireç ile ödül arasında nasıl bir fark vardır?
BURCU KAYA: Kısaca söylemek gerekirse pekiştireç motive eder, olumlu davranış ve becerilerin daha sık ortaya çıkması ve kullanılması için teşvik edici bir uyarandır.
Ödül ise kazanılır. Bir yarışma düşünün sonunda araba kazanıyorsunuz gibi.
Bizim aba terapi sırasında sıklıkla yaptığımız uygulama pekiştirmedir.
İSMAİL BIYIKLI: Bir beceriyi sürekli tekrarlamak, çocukları robotlaştırır mı?
BURCU KAYA: Bir beceri öğretimi tamamlandıysa ve genelleme çalışmaları da yapıldıysa artık sürekli değil belirli periyotlarda ara sıra tekrarlanması gerekir. Mesela bizler aba terapi uygulamaları sırasında biten becerilerin kontrolünü üç ayda bir alıyoruz ve çocuğumuz beceriyi unutmuş mu? Kullanıyor mu? diye kontrol ediyoruz. Doğru yapılan hiçbir uygulamanın olumsuz sonuç doğuracağını düşünmüyorum. Doğru yapılmadığı takdirde evet robotlaşma söz konusu olabilir.
İSMAİL BIYIKLI: Çocuklarımızın değerlendirmeleri sırasında ihtiyaçlarının tümünü Uygulamalı Davranış Analizi karşılar mı? Ek bir uygulamaya, eğitime, terapiye gerek var mı?
BURCU KAYA: Profesyonel bir gözle bizler bu durumu değerlendirip tespitlerde bulunuyoruz. Bunun için çocuğumuzla bir süre vakit geçirmemiz ve onu tanımamız gerekiyor.
Örneğin; Çocuğumuzun aba terapi dışında duyu bütünleme ihtiyacı olabilir, fizyoterapi, dil konuşma terapisi vs gibi ihtiyaçları için yönlendirmeler yapıyoruz.
İSMAİL BIYIKLI: Son olarak ebeveynlerin hayatına çok sevdiğiniz bir sözle dokunacak olsanız. Bu hangi söz olurdu?
BURCU KAYA: Bir değil çok sevdiğim ve sık sık dile getirdiğim iki sözü paylaşmak isterim.
Çocuklar donmamış beton gibidir, üzerine ne düşerse iz bırakır. (H.Jinott)
Çocukların sizi asla dinlemediğinden endişe etmeyin, sizi her zaman izlediklerinden endişelenin. (R.Fulghum)
İSMAİL BIYIKLI: Bu harika bilgiler için tekrar teşekkürlerimi sunuyorum. Bu röportajdan sonra Uygulamalı Davranış Analizi(ABA) uygulamasına dahil olmak isteyen ebeveynlerimiz size nasıl ulaşabilir?
BURCU KAYA: Rica ederim, ben teşekkür ederim.
Eğitim Bilimleri Uzmanı, Özel Eğitimci, Çocuk Gelişimi Uzmanı ve ABA Program Koordinatörü Burcu Kaya İletişim Bilgileri