Merhaba Bora Bey, Kadinja.com olarak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.
- Bora Bey sizi 90’lı yıllarda “Öptüm Seni Şeker” şarkı adlı şarkınız ile tüm Türkiye tanıdı. Biz sizi kendi anlatımınızla tanımak istiyoruz. Bora Gencer kimdir?
Bora Gencer Nejla ve İlham Gencer’in 1965 yılında dünyaya getirdikleri, doğa ve hayvansever, hümanist, çalışkan ve pratik zekalı, müzik başta olmak üzere, sanatın tiyatro, sinema gibi diğer dallarıyla da ilgili, hayatını bu alanda kazanan ve şekillendiren, gülmeyi ve güldürmeyi seven, enerjik yapıda bir kişiliktir…
- Müzisyen bir aileden geliyorsunuz. Böyle bir ailenin çocuğu olmak nasıl bir duygu? Nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Üzerinizde müzik anlamında bir baskı oluşturdu mu?
Çocukluğumda üzerimde tatlı bir baskı oldu tabi ki. Rahmetli anneciğim ve tabi ki babam beni konservatuara yazdırmak istediler. Ben de 200 üzerinden 193 puanla dönemin en yüksek puanıyla konservatuara girdim ve 7 yıl keman eğitimi aldım.
- 90’lı yıllara dönersek o yıllar sizin için nasıldı?
90lı yıllar benim için tabi ki oldukça enteresan zamanlardı. İlk ünlendiğimde kendimi Michael Jackson gibi hissediyordum, öyle bir ilgi ve sevgi yumağı vardı ki üstümde size anlatamam. Hatta bir Bodrum konserine giderken canım acayip kuru fasulye çekmişti ve sonunda bir yer bulduk ve durduk. Tam kaşığımı doldurmuş ağzıma doğru götürürken 1 otobüs dolusu kadın tesadüfen aynı restorana girdiler, imza atmaya başladım ve o kurufasulyeyi yiyemedim… Çok değişik duygulardı…İnsanların 90lı yıllara ve müziklere büyük bir özlemi var bunu hissediyorum ve görüyorum ama kendimi 90lı yılların var ettiği bir popüler kültür mirası olarak görsem de 90larda kalmadığımı da özellikle belirtmek isterim. Evet 90larda çıktım ama 90larda kalmadım. Ben kendimi şu an daha verimli ve başarılı buluyorum.
- Müziğe ilk başlarken ki hayallerinizin hepsini gerçekleştirdiniz mi?
Müzikle ilgili hayallerimi gerçekleştirmiş olsam bu heyecan ve enerjimi içimde hala barındıramazdım sanırım, Mesela en önemlisi babama unutulmaz bir sanat gecesi yapmak istedim ve yaptım bu önemliydi ama tabi ki müzik ve sanat sırf bundan ibaret değil. Üretkenliğim devam ettikçe hayal kurmayı da bırakmayacağım.
- Babanız İlham Gencer ile beraber sahnede birlikte oldunuz. Usta bir sanatçı olan babanız ile beraber sahne almak sizin için ne ifade ediyor?
Babam 60lı yıllarda Ajda Pekkan başta olmak üzere bir çok sanatçıya önderlik etmiş, onları müzik camiasına, Türkiye’ye kazandırmış bir duayen. Onunla sahne almak bir rüya gibi, küçükken fırça yediğim, bazen bir şey öğretirken sabrını zorladığım bir insan, ondan çıkmışım ve onunla insanların duygularına hitap ediyoruz, bu müthiş bir şey, son projemiz olan Gotfather şarkısının benim yazdığım Türkçe sözleriyle yaptığımız düette insanlar ağladı.
- Rahmetli Cem Karaca’nın sizinle ilgili bir vasiyeti olduğunu öğrendik. Nedir bu vasiyet?
Cem abi Bora Gencer benim şarkılarımdan istediğini söyleyebilir demiş, bunu da vasiyet etmiş, bu benim için çok büyük bir onurdur. Ben de 2008 albümümde Islak Islak şarkısını çok farklı bir ritm ile yorumladım. Yeni çalışmalarımda da Cem abiden bir şarkı düşünüyorum.
- Dizi ve filmlerde de rol aldınız. Şarkı söylemek mi yoksa oyunculuk mu sizi daha çok keyiflendiriyor?
İkisinin de farklı heyecanları var, çok ayrı duygular. Sahnede hesabı o an görüyorsun oyunculukta ise sonradan geliyor tüm yorumlar. Hepsi ama duygulara hitap ediyor. Ben sanatın her dalından çok farkı hazlar aldım.
- Sosyal sorumluluk projelerinde adınızı oldukça sık duymamızın sebebi nedir?
Sosyal sorumluluk projelerine gelince; özellikle 1999 depreminden sonra ülkem için bir şeyler yapmam gerektiği konusunda iyice bilinçlendim sanırım. İnsanlara bir nebze olsun yardımcı olabilmek ve onların yüzlerinde tebessüm yaratmaktan daha naif daha güzel daha kaliteli ve besleyici bir duygu olmadığını düşünüyorum. Özellikle 2019 ve 2020 yıllarında sosyal sorumluluk projelerine çok daha fazla yer verdim ve veriyorum.
- Gelecek ile ilgili projeleriniz nelerdir?
Gelecek ile ilgili projelerim arasında Elvedasız Şarkılar volüm 2. Piyano ile yapacağım stand up gibi çalışmalarım var. Söylemek isteyip söylemediklerim de sürpriz olsun.
- Müzik piyasasının günümüzde içinde bulunduğu durum ile ilgili neler anlatmak istersiniz?
Dünyanın en kolay hırsızlığı bizim meslekte yapılıyor. Bir eser meydana çıkıncaya kadar bir sürü acılı süreçten geçiyor. Besteyi ve güfteyi yapanların psikolojileri, yaşadıkları derken onun aranje mix ve mastering denen evreleri geçirmesi meydana çıkması ve tutulması oldukça zor bir süreç ama bir tuşa basarak onu dinleme özgürlüğünüz var. Yani telif haklarından bahsediyorum. Daha hala tam oturmayan bir sistem var. Ben en çok burasıyla ilgileniyorum, müziğin kalitesi zaman zaman değişebilir. Bazen eskiye göre daha iyi olur bazen daha kötü ama emek hırsızlığının muhakkak önüne geçilmesi gerekir.
- İzin verirseniz tek kelimeden oluşan tek kelimelik cevaplı sorular sormak istiyoruz.
İlham Gencer: Gidilecek yön.
Elvedasız Şarkılar: Vefa.
Kerim Tekin: Tarifsiz acı.
Aşk Başa Gelince: Onurlanma.