banu taşçı freskonun hayatı arşivleri

Merhaba Banu Hanım, Kadinja.com olarak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz.

Banu Hanım kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

Ben Nöroloji, elektronörofizyoloji ve intraoperatif nöromonitorizasyon uzmanıyım. Beynini Doğru Besle ve Artık ağrımasın kitaplarının yazarıyım. Aynı zaman da yoga eğitmeni ve ressamım.

Bir doktor olarak nöroloji uzmanlığını tercih etme sebebiniz nedir?

Beyin, hem bedenimizin hem de zihnimizin işleyişinde söz sahibi. Pek çok gizemleri olan ve halen üzerinde en çok çalışılan organlardan biri. Bir yapboz gibi beden-beyin ilişkisini ve hastalıkları çözmek çok heyecan verici.

Nöroloji uzmanlarına hangi tür hastalıklar için başvurulmalıdır?

Beyin, merkezi sinir sistemi ve bedendeki sinirleri ilgilendiren tüm hastalıklarda: baş ağrısı, migren, fibromiyalji, beyin damar hastalıkları, epilepsi, hareket bozuklukları, Alzheimer hastalığı, Parkinson hastalığı, polinöropatiler, kas hastalıkları.

Migren ve fibromiyalji nasıl hastalıklardır? Bu hastalıklar için nasıl bir tedavi yöntemi uyguluyorsunuz?

Migren genellikle ailevi alt yapısı olan, tekrarlayan, günlük yaşantıyı/çalışmayı zorlaştıran, ışık ve ses hassasiyeti ve bulantı-kusma ile seyreden zonklayıcı bir baş ağrısıdır.

Fibromiyalji 6 aydan uzun süren yaygın vücut ağrısı ile birlikte uyku bozuklukları, geçmeyen yorgunluk, beyin sisi, mide bağırsak yakınmaları, duygu durum bozuklukları ve mesane bulguları ile seyreden bir hastalıktır.

Her iki hastalıkta da önce hastaları ayrıntılı bir şekilde öykülerini alıp muayene ediyorum, ardından kan tahlilleri ve gerekirse görüntüleme istiyorum. Sonuçlarla birlikte hastalara beslenme, hareket ve stresle baş etme için önerilerde bulunup tedavi düzenliyorum.

Migren ağrısının dayanılmaz olduğu söyleniyor. Işığa, sese dahi tahammül edilemediğinden bahsediliyor. Bu durum doru mudur? Size göre ağrı nedir?

Her zaman olmasa da çoğunlukla doğrudur. Hastalar karanlıkta yatmayı tercih ederler, ve atak geldiğinde çoğunlukla tedavi almazlarsa yakınmaları katlanarak şiddetlenebilir.

Ağrı bedendeki ağrı reseptörlerini etkileyen ve beyin tarafından şiddetli acı ve zarar verici olarak algılanan tüm durumlardır. Her insan ağrıları başka türlü yaşar, ve anlatmak ve tarif etmek her zaman mümkün olmaz.

Ağrılar size bir hal veya durumu haber veren habercilerdir aslında. Yanlış beslendiğinizi, hareket etmediğinizi, geçmişinizle barışamadığınızı, stresle baş etmeyi öğrenemediğinizi…

Migren krizlerinin yaşanmaması için neler yapılmalıdır?

Uyku, beslenme ve hareket etmeye çok önem vermeli, sigara kullanımını sonlandırmalı, kahve içmeyi azaltmalı hastalar. Ayrıca Histamin entoleransı olup olmadığı için değerlendirilmeli, ve histamin entoleransı varsa buna uygun beslenmeliler.

Ağrının beslenme ile ilgisi var mıdır?

Var, neredeyse birebir ilgisi var. Histamin entoleransı olan hastalarda, non çölyak gluten/buğday hassasiyeti olan hastalarda, insülin direnci olan hastalarda özellikle önemli. Besinler artmış bağırsak geçirgenliğine, enflamasyona, insülin direncine, hipotalamusda ödeme neden olarak bire bir ağrıları artırabiliyorlar.

Glutensiz ve doğru beslenme yapıldığı takdirde ağrılarımızdan kurtulabiliyor muyuz?

Glütensiz, inek sütü/ürünsüz ve rafine şekersiz beslendiğimiz zaman ağrılardan kurtulmasak bile çok çok hafiflemelerini sağlayabiliyoruz. Yakınmaları daha kısa zamandan beri var olan ve harekete önem veren, aynı zaman da kaçamak yapmayan genç hastalarda ağrılardan tümüyle kurtulmak mümkün oluyor; orta-ileri yaşlı hanımlarda işimiz biraz daha zor olsa da en azından günlük yaşam kalitesini belirgin bir şekilde artırabiliyoruz.

Ağrılarımız hareket yeteneğimizi nasıl etkiler?

Kireçlenmeye veya iltihaplı romatizmaya bağlı eklem veya omurga tutulumu yoksa, hareket etmek ağrılara çok iyi gelir. Önemli olan hareket düzeyini birdenbire artırıp vücudu zorlamadan küçük küçük başlayıp, güçlendikçe ve beden alıştıkça hareket miktar ve zamanını artırmaktır.

Yaşadığımız ağrılarda düzensiz uykularında etkisi oluyor mu?

Uykusuzluk vücutta enflamasyonu artırarak ve serotonin düzeylerini düşürerek ağrıları artırır; atan ağrılar nedeniyle hastalar uykuya dalmakta ve sürdürmekte güçlük çekerler.

Çocukluk çağı travmaların çok yaşanabildiği bir dönem olarak karşımıza çıkıyor. Çocukluk çağı travmaları nelerdir? Bu dönemdeki travmalar kronikleşen ağrılara neden olabilir mi?

Çocukluk çağı travmaları bir insanının erken bebeklikten yetişkin olmasına kadar geçen sürede maruz kaldığı fiziksel, cinsel ve sözel şiddet, ve duygusal ihmallerdir.

Geçmeyen ve tedaviye yanıt vermeyen migren, fibromiyalji, gerilim tipi baş ağrısı ve irritabl bağırsak sendromu olan hastaların pek çoğunda çocukluk çağı travması mevcuttur.

“Beynini Doğru Besle” ve “Artık Ağrımasın” adlı kitaplarınızda neler anlattınız?

Beynini Doğru Besle kitabımda, migren ve ilişkili durumları anlattıktan sonra, migren ağrılarının sıklık ve şiddetini azaltmak için hastaların yapabilecekleri değişiklikleri, sağlıklı beslenme ve stresle baş etme yollarını anlattım. Artık Ağrımasın’da ise fibromiyalji ve eşlik eden durumları, neden glütensiz beslenilmesi gerektiği, beslenme, hareket ve stresle başa çıka yollarını anlattım. Her iki kitabımın sonunda konula ilgili yoga akışları ve masa başı hareketlerine yer verdim.

Doktor olmanızın yanı sıra bir de resme merakınız var. 8 tane kişisel serginiz olmuş. Nasıl zaman buluyorsunuz?

Ben hiç televizyon seyretmiyorum, çok şükür trafikte de zaman kaybetmiyorum. Resim yapmak bana ruhen de çok iyi geldiği için, elimdeki zamandan mutlaka biraz ayırıyorum.