Merhaba Ayşegül Hanım, Kadinja.com olarak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyoruz.
- Ayşegül Hanım sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1987 yılında Ankara’da doğdum. Balıkesir Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünden 2010 yılında mezun oldum. Akabinde 2011 yılında pedagojik formasyon eğitimimi aldım. 2014’te evlendim ve 2016’da Masal gibi bir kızımız oldu, adı da Masal oldu. Aslında bugünler onun dünyaya gelişiyle geldi. Onu daha iyi yetiştirebilmek için önce kendimi yetiştirmeliydim çıkış noktam tam da burası oldu ve her geçen gün daha çok öğrenmek için okudum araştırdım.
- Oyun Terapisi Eğitimi
- NLP Uygulayıcı Eğitimi
- Montessori Eğitmen Eğitimi
- Çocuk Resimleri Analizi Eğitimi
- Disleksi Eğitmen Eğitimi
- Yaratıcı Drama Eğitimi
- Masal Terapisi Eğitimi
- Akıl ve Zeka Oyunları Eğitici Eğitimi
bu alanlarda eğitim aldım. Ve şu an İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişimi bölümünde okuyorum.
- Sosyoloji mezunusunuz. Sosyoloji sizin neyi ifade ediyor?
Sosyoloji toplumumuzda hala tam olarak bilinmeyen bir toplum bilimi. Yani içinde yaşadığımız dünyayı anlamak. Toplumdaki sorunlara çözüm politikaları üretmektir.
- Yazar olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?
Aslında bir kitap yazayım bir eserim olsun yazar olayım diye bir düşünceyle yola çıkmadım. İlham perim kızım Masal oldu. Onun için öğrendiklerimi ürettiklerimi hem ona bir anı kalması hem de birçok anne babaya yardımcı olabilmesi için yazmaya karar verdim.
- Kitap yazma sürecinizde sizi en çok etkileyen olay nedir?
Kitap yazma sürecinde değil de kitap fikrinin oluşmasında bir kaç anneden aldığım mesaj beni çok etkilemişti. 4 aylık bir bebeğim var açık çaya bisküvi koyup yediriyorum doğru mu acaba demişti bir anne defalarca okumuştum bu mesajı gerçek miydi böyle bir şey olabilir miydi? Bir başka mesajda da şöyle diyordu; bebeğim 3 haftalık sütüm yok emziremiyorum inek sütünü sulandırıp versem olur mu?
- “Masal Tadında Bebek Yemekleri” adlı kitabınızdan bahseder misiniz? Burada anne ve babalara neler anlatıyorsunuz?
“Masal Tadında Bebek Yemekleri” tamamen gerçek yaşanmış bir kitap. Yani ben bir anne olarak doğumdan özellikle ilk 2 yılda hangi alanlarda zorlandım hangi bilgileri araştırdım. Büyüme ve gelişim, Ek Gıda ve anne sütü dengesi, bebeklerde ve çocuklarda beslenme sorunları, 3 gün kuralı ne ne zaman, ne kadar ve nasıl verilir? Kitapta yer alan bütün tarifleri kızım için yaptım. Hepsi denenmiş tarifler. Her zaman mükemmel lezzetler çıkmıyordu tabi ve o yüzden tutmayan lezzetli olmayan hiçbir tarifime kitapta yer vermedim. Adı her ne kadar bebek yemekleri olsa da içindeki tarifler ailecek de keyifle yenilebilecek tarifler. Bir de kitabımın son bölümünde bir oyun bölümü hazırladık. Çünkü çocuklarımızı bedenen sağlıklı büyütmek yetmez zihnen de sağlıklı büyümeliler ve bunun için yapılması gereken en güzel şey oyun.
- Size göre çocuk eğitiminde anne ve babaların doğru bilinen yanlışları nelerdir?
Katıldığım her programda ilk önce ve ısrarla söylediğim bir şey var. Hangi anne baba ile görüşsem hep sağlıklı, mutlu, başarılı, akıllı, iyi bir evlat yetiştirmek istiyorlar. Zaten akılsız çocuk yoktur işlenmemiş beyin vardır. Ancak çocuğa hadi oyun oyna hadi kitap oku demekle olmaz anne baba çocuğun aynasıdır sen ne gösterirsen o da onu yapar, bizleri rol model alırlar. Ebeveynler olarak biz kendimizi yetiştirmeliyiz önce biz bilirsek biz öğrenirsek bugünün çocukları daha sağlıklı yetişir.
- Anne ve babalar için çocuklara yönelik olarak aktivite fikirleri sunuyorsunuz. Bunları kendi hayatınızda da uyguluyor musunuz?
Kızım Masalla çocukluğuma geri döndüm. Yaşına uygun etkinlikleri araştırıp birlikte yapıyoruz. Keyif aldığımız faydalı olan etkinlikleri de anne-babalara fikir olması için paylaşıyorum. Çoğu zaman yaparken kısa kısa videolar çekip bir etkinliğin nasıl hazırlanacağını veya hazır bir oyunun nasıl oynanacağını da anlatıyorum.
- Size göre oyunun çocukların gelişimi üzerindeki etkisi nedir?
Oyun biz yetişkinler için bir eğlence gibi algılansa da çocuk gelişiminde yeri çok önemli. Çocuğun en rahat olduğu, kendini en iyi şekilde ifade ettiği an oyun oynadığı zamandır. Oyunla birlikte çocukların yaratıcılıkları gelişir, yeteneklerinin farkına varırlar, problem çözmeyi öğrenirler, ince ve kaba motor becerileri gelişir, büyük-küçük, az-çok gibi kavramları öğrenmelerine destek olur, bir grup eşliğinde oynanan oyunlarda da çocuk bütünün içinde hareket etmeyi, paylaşmayı, ilişki kurmayı öğrenir. Hatta günümüzde artık oyun terapistleri gelişimdeki birçok problemi oyun ile çözüyor. (Kardeş kıskançlığı, yeme bozukluğu, akran zorbalığı, içe kapanıklık, konuşma problemleri vb.)
- Tuvalet eğitimi, bir çocuğun tüm hayatına etki eden bir süreç olduğu için merak ediyoruz. Çocukların tuvalet eğitimi ne zaman başlamalıdır?
Tuvalet eğitimi aslında tuvalet alışkanlığı edinme; uzmanlar genel olarak 24-36 ay tuvalet alışkanlığı kazandırmak için ideal zamandır der evet ancak daha öncesinde veya daha sonrasında da bu süreç gerçekleşebilir. Önemli olan hem çocuğun bakımını üstlenen kişinin (anne-anneanne/babaanne-yardımcı) ve çocuğun hazır oluşudur. Bu süreç ne zaman gerçekleşirse o zaman başlanmalıdır.
- Tuvalet eğitiminde yaşanan zorluklar nelerdir?
Biraz öncede bahsettiğim gibi anne veya çocuk hazır değilse bu noktada tuvalet alışkanlığında bazı sorunlar yaşanır. Şöyle ki; annenin sabırlı olması ve yapıcı olması önemli bir noktadır. Baskıyla, zorlamayla, ceza ile bu alışkanlığı kazandırmaya çalışmak çocuğun tuvaletten veya tuvaletinden korkmasına sebep olur. Süreç uzun ve sancılı bir hal alır. Günlerce tuvaletini yapmak istemeyen çocuklar olabiliyor. Bu hem bedenen hem de psikolojik olarak çocuğu yıpratıyor. Unutmayalım ki her çocuğun gelişimi farklı. “Bak çocuğum bu tuvalet, bundan sonra bezine değil buraya yapacaksın.” evet bezini çıkardı ve artık tuvalete yapıyor. Ütopik değil mi? Doğar doğmaz yürüyen var mı aramızda yürümek için bile bir gelişim süreci aşamaları var. Tuvalet alışkanlığı kazanmada da aceleci olmadan, çocukları korkutmadan, sevecen bir yaklaşımla ilerlenmeli.
- Yeni kitap projeniz var mı?
Evet 2 yeni kitap projem var aslında yeni değil biri ilk kitabımdan önce vardı diğeri de ilk kitabımdan sonra oluştu. Ama biraz daha zamanları var.
- Sosyal medyayı aktif kullanan birisiniz. Sosyal medyanın gücüne inanıyor musunuz?
Sosyal medya sayesinde birçok şey öğrendim, öğrendiklerimi paylaştım. Bu mecra bir derya deniz her türlü bilgi var ama önemli olan gerçekten öğrenen öğrendiğinin doğruluğunu da araştıran ve bunu paylaşan olmak. Diğer pencereden baktığınızda da bir konunun, sorunun kısa sürede daha çok insana yayılmasını istiyorsanız sosyal medya bunun da tam cevabı.
- Hem kendi takipçilerinize hem de Kadinja.com takipçilerine neler söylemek istersiniz?
Belki çok klasik ama çok da doğru. Kimse mükemmel anne-baba mükemmel çocuk değil. Hiç kimse ile kendinizi ve hiçbir çocuk ile çocuğunuzu kıyaslamayın. Zaten her anne-baba elinden geldiği ölçüde evladı için en iyisini yapmaya çalışır. Ve hayatımın her döneminde uygulamaya çalıştığım bir şey “önce ben iyi olmalıyım ben mutlu olmalıyım” çünkü mutlu insan etrafına faydalı olur, etrafındakileri de mutlu edebilir.
- İzin verirseniz birkaç kelimeden oluşan tek cevaplı sorular sormak istiyoruz.
Yazar Olmak: Yaratıcılık.
Masal: Ab-ı hayat.
Anne: Dünya.
Tuvalet Eğitimi: Hazır olmak.
Sosyal Medya: Derya deniz.
Sosyolog ve Yazar Ayşegül Bayındır İletişim Bilgileri