Covid-19 Sürecinde Artan Kaygı ve Korkularımız

0
211
covid-19 sürecinde artan kaygı

Yaklaşık 1 yıldır içerisinde bulunduğumuz ve hayatımızdaki alışkanlıkları oldukça değiştiren corona virüsü, aslında en çok da psikolojimizi etkiliyor. Virüsün kişiden kişiye değişen kaygılar ve korkular yarattığı artık bilinen bir gerçek. Bu zorlu süreçle birlikte ölümden, virüse yakalanmaktan ve virüsü diğerlerine bulaştırmaktan korkuyor; hayatlarımızın kısıtlanması ve hatta çoğu günlük rutinimizin değişmesine dair kaygılar duyuyoruz. Tüm bunların yanında virüsle birlikte ekonominin zorlanması, sosyalliğin ve işlevselliğin düşüşü gibi faktörler de bizde yoğun kaygılar yaratıyor.

Kaygı bu anlamda kendimizi bu olaylar karşısında yetersiz ve eksik hissetmemiz ile orantılı bir şekilde gelişirken; korku da yüzleşmekten kaçındığımız bazı durumlarla (örneğin; ölüm) yüzleşmeye yaklaştıkça ortaya çıkıyor. Tüm bunlar psikolojik sağlamlığımızı olumsuz yönde etkileyebiliyor ve bazı psikolojik bozuklukları beraberinde getirebiliyor. Bu süreçte yaygın anksiyete bozukluğu, hastalık kaygısı bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk ve depresyon gibi çeşitli psikolojik bozuklukların oluşma riski artmış durumda. Peki bizler bu kaygı ve korkularımızla nasıl baş edeceğiz?

Öncelikle söylemek istediğim şey duyguları paylaşmanın önemi üzerine olacaktır. Olumlu ve güzel varsaydığımız duyguları ve durumları başkalarıyla paylaştıkça çoğalırlar ve kişiyi daha iyi hissettirirler. Bunun yanında yine kişiyi daha iyi hissettirecek bir şey vardır ki oda olumsuz duygu ve durumları başkalarıyla paylaşmaktır. Kişi olumsuz duygularını ve düşüncelerini veya yaşadığı olumsuz olayı diğerleriyle paylaştıkça rahatlar. Dolayısıyla kaygı, korku, üzüntü, öfke, bunaltı gibi olumsuz olarak varsaydığımız her türlü duyguyu içimize atıp bastırmak yerine paylaşmalı ve uygun bir şekilde dışarı yansıtmalıyız. İçe atılan her olumsuz duygu, düşünce veya durum kişinin ileride psikolojik bozukluklar geliştirme riskini arttırmaktadır ve kişilerarası ilişkileri oldukça bozmaktadır. Bastırma ve içe atmanın yanı sıra kaygı ve korkuyu yok saymakta doğru bir davranış değildir. Farkında olmalı, kabullenmeli ve nasıl baş etmemiz gerektiğini öğrenmeliyiz.

Bu sürecin bizlere kattığı güzel şeyler olabileceğini düşündünüz mü hiç? Belki de çoğumuz hiç olmadığımız kadar ailemizle birlikte vakit geçiriyor, yeni hobiler keşfediyor, sabırlı olmayı öğreniyor ve sevdiklerimizin kıymetini anlıyoruz. Sizden istediğim bu sürecin sizin hayatınıza kattığı ama az ama çok güzel şeyleri düşünmeniz ve fark etmeniz.

Bunun yanında kaygı ve korkularımızla baş ederken işi zorlaştıran durumlardan biraz olsun kaçınmalıyız. Örneğin sürekli olarak haberleri izlemek, sosyal medyada gezmek baş etmeyi zorlaştıran etmenler arasında. Dolayısıyla haber okumak için kendinize günlük bir sınır koyun.

Başka bir baş etme yöntemi ise düşünceler ve duygularımız üzerine yoğunlaşmaktır. Düşündüklerinizi abartıyor olabilir misiniz? Dünya’nın gördüğü ilk salgın bu değil, her yıl tütün kullanımı yüzünden ölenlerin sayısı corona virüsünden ölenlerin sayısından çok daha fazla, bu yüzyılda teknolojinin gelişmesi sayesinde ne kadar uzak kalırsak kalalım birbirimizle iletişim kurabiliyoruz. Bardağın hem boş hem de dolu tarafı vardır. Bakmayı istediğiniz taraf sizin düşüncelerinizi, düşünceleriniz ise duygularınızı belirler. “Ya virüse yakalanırsam ve anneme babama geçirirsem!” diye sürekli düşündüğünüzde devamlı artan bir kaygınız olur. Ancak “Kurallara uyup kendimi korursam virüse yakalanmam, böylece ailemi, kendimi ve toplumu korumuş olurum.” tarzındaki düşünceler rahatlamanızı ve kaygınızın yatışmasını sağlayacaktır. Bunun yanında elimizde olan ve olmayan bazı durumlar mevcut. Bizler kendi adımıza elimizden geleni yapıyor olsak dahi virüsün yayılma hızını kontrol edemeyiz. Sürekli vaka sayılarına odaklanmak ve bunlar üzerine düşünmek kaygılarımızı daha çok arttıracaktır. Bunun yerine elimizde olan ve kontrol edebileceğimiz durumlara odaklanmak bizi rahatlatır. Örneğin; öğrenciysek derslerimize çalışmak, ev işlerini yönetmek, gün içinde neler yapabileceğimize dair düşünmek gibi.

Bu salgın süreci boyunca psikolojinizin etkilenebileceğini ve bunu korumanın sizin elinizde olduğunu unutmayın. Kendinizi çok çaresiz ve içinden çıkılmaz bir durumda hissediyorsanız bir uzmandan destek almaktan da çekinmeyin.

Sağlıklı, kaygısız ve korkusuz günlerimize…

CEVAP VER

Yorumunuzu yazınız
Adınızı yazınız