Çocuklarda Öfke

0
342
çocuklarda öfke

Son zamanlarda ebeveynlerin çocuklarda öfke duygusuna tahammül edememesi ve bir an önce çocuklarının bu davranışlarından kurtulmak istedikleri durumlarla karşı karşıyayız. Fakat öfke duygusunu hissetmek ve özellikle dışa vurmak son derece sağlıklıdır. Bizim amacımız çocuklarda öfke duygusunu ortadan kaldırmak değil öfkesini sağlıklı bir şekilde dışa vurmasını sağlamak olmalıdır.  Ebeveynler olarak çocuklara sadece doğru ve sağlıklı bir şekilde dışa vurmalarını öğretmek önemli olacaktır. Bunun için öncelikle öfke duygusunun altında yatan sebeplere ve “çocuğumun şuan neye ihtiyacı var?” sorusunu sormak gerekiyor. Öncelikle fiziksel/biyolojik bir problem mi var:

“Mesela uykusu yeterince karşılandı mı?”

“Kan şekeri düşmesi yani açlık kökenli bir sıkıntı mı var, yeterince doydu mu, aç mı?”

“Daha küçükse diş çıkarma ile ilgili bir sıkıntı mı yaşıyor veya herhangi biyolojik kökenli bir ağrısı mı var?”

Buralara bakıp ihtiyaçlarını gidermek gerekiyor.

Fiziksel veya biyolojik bir sıkıntısı yoksa ikinci düşünmemiz gereken; acaba çocuğumuzun özel bir ilgiye mi ihtiyacı var ve bunu nasıl söyleyeceğini bilmiyor, öfke davranışları ile bize bunun sinyalini mi veriyor? Maalesef toplumumuzda “şımartılmış çocuklar” kavramı olduğu için çocuklarına yeterince sevgi vermek istemeyen ebeveynler ile karşı karşıyayız. “Kucağına alma alışır veya yaşadığı problemlerde yanında olma” gibi şeyler duyabiliyoruz.  Ama bunun aksine yeterince sevgi ve ilgi ihtiyacı karşılanmış çocuklar daha fazlasını talep etmezler. Bağ kurmaya hiçbir zaman geç kalmadık. Dolayısıyla öfke problemlerinde bakmamız gerekenlerden biri de bu olmalı. Çocuğumun sevgi haznesi yeterince doldu mu?

Diğer bakmamız gereken şeylerden biri de yine bizim toplumumuzda çocukların ağlamasına ve gerilimlerinin boşaltılmasına izin verilmiyor ve çocuklar bu yüzden çok fazla birikmiş acı ve gerilim ile dolu oluyorlar. Ağlama eylemine karşı ebeveynler tarafından ciddi bir baskılama mevcut. “ağlayacak ne var bunda”, “ağlamazsan sana şeker veririm” veya “git odanda ağla” gibi. Öfke davranışları ve bir dışavurum olan ağlama bastırıldığı zaman çocuk bir şekilde bunu nasıl ifade edeceğini bilemiyor ve çocuğun bedeninde bir şekilde sıkışıyor. Böylece davranış sorunlarıyla ve kontrol edilemez öfke ile dile gelmeye başlıyor. Bırakın çocuğunuz ağlamak istiyorsa ağlasın veya korkuyorsa bunu ifade edebilsin. Ağlamak istiyorsa ellerine tablet vermenize ve bak bakalım burada ne varmış demenize gerek yok. Çocuk duygularını ifade edebildiği ve bunu sağlıklı bir şekilde dışa vurduğu sürece rahatlar. Yeterince ağlayan ve duygularını ifade edebilen bir çocuk alternatif kanallar arama ihtiyacına girmeyecektir. Bu noktada çocuğun duygusunu aynalamak ve yanında bulunmak çok önemli. Ağlayan bir çocuğa sen üzülmüşsün, buradayım yanındayım evet bu durum senin için çok zor olmalı şeklinde yaklaşmak gerekiyor. Öfkelenen bir çocuğa öfkesinin neyden kaynaklandığını ifade etmek ve kabul etmek başlı başına çocuğun kendini anlaşılmış hissetmesine ve duygularını kontrol etmesine imkan sağlayacaktır.

Çocuk öfke davranışları sergilediğinde kabul etmek gerekiyor dedik peki ya şiddet davranışları sergiliyorsa yani tekme atıyor, vurmaya çalışıyorsa? Burada ciddi bir sınır koymak gerekecek, size veya başkasına vurmasına izin vermeden çocuğu beden tetikleyicilerinin farkına vardırabiliriz. Öfkeni ellerinde hissediyorsun yastığa vurabilirsin gibi. Sinir anında ilkel beyin devrede olduğu için konuşmaya çalışmak bir fayda etmeyecek. Bu gibi durumlarda çocuğunuzun sakinleşmesine olanak sağlamak gerekiyor. Sonrasında ne kadar somut hale getirirsek o kadar fayda sağlamış oluruz. O yüzden sakinleştikten sonra demin çok sinirlendin dilersen şimdi konuşabiliriz veya bu kağıda seni öfkelendiren şeyi çizebilirsin gibi destekleyici olmak çok önemli.

Önceki İçerikSeninki Aşk Değil Takıntı
Sonraki İçerikUyumayan Bebeğe Çözüm: Kundak
Fatih Sultan Mehmet Üniversitesinden mezun olduktan sonra İstanbul Esenyurt Üniversitesinde klinik psikoloji yüksek lisansımı tamamladım. Bu süre zarfında bir danışmanlık merkezinde ve çeşitli anaokullarda psikolog olarak çalıştım. Yine bu süreçte Dokuz Eylül Üniversitesinde pedagojik formasyon eğitimimi ve Buca Anadolu lisesinde stajyer öğretmenlik görevimi tamamladım. Eğitim hayatım boyunca çocuk psikolojisi üzerine çeşitli eğitimler, seminerler ve süpervizyon çalışmalarıyla kendimi geliştirme fırsatı buldum. Şuan deneyimsel oyun terapisti ve uzman klinik çocuk psikoloğu olarak tıp merkezinde çalışıyorum ve anaokullarına danışmanlık hizmetleri veriyorum.

CEVAP VER

Yorumunuzu yazınız
Adınızı yazınız