Merhaba Çağrı Bey öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ediyoruz.
- Çağrı Bey kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Tabi. Aslında İngilizce öğretmeniyim. Yaklaşık 10 yıl boyunca farklı şehir ve kurumlarda her kademede çalıştım. Daha sonra yine İngilizce öğreten bir mobil uygulama şirketinde çalıştım. Onun dışında 5 yıldır internet üzerinden İngilizce öğrenmek isteyenler için ücretsiz içerikler hazırlıyorum.
- Sizin için öğretmenlik ne anlama gelmektedir? Öğretmen olmak sizin için çocukluk hayali miydi?
Evet, hatta tam olarak İngilizce öğretmeni olmak çocukluk hayalimdi. 6. sınıftayken karar verdim. Öğretmenlik, karşılık beklemeden insanlara faydalı olabileceğin ve etkisi çok büyük olan, yetiştirdiğin öğrencilerle çok büyük değişimler başarabileceğin bir meslek. Öğretmenlik deyince aklıma hep köyde öğretmenlik yapan öğretmenler gelirdi.
- Neden İngilizce öğretmenliğini tercih ettiniz?
İngilizce benim için farklı dünyalara, kültürlere ve insanlara açılan kapıydı. Çocukken izlediğim filmlerden etkilenmişimdir belki ama yapacağım iş mutlaka İngilizce ile alakalı olmalıydı.
- Öğrencilere İngilizceyi sevdirmek için neler yapılabilir?
Bunun birçok yolu var. Aslında diğer derslerde de olduğu gibi her öğrencinin farklı eğilimi, yeteneği ve ilgi alanı olduğunu kabul etmek lazım. Öğrencilerimizi iyi tanırsak, onları doğru bir şekilde yönlendirebiliriz. Kimi filmlerle, kimi şarkılarla, kimi kitaplarla İngilizceye maruz kalır. Zaten okuldaki 2-3 saatlik bir dersle İngilizce öğrenilmez. Hayatımızın bir parçası haline getirmeli ve her gün bir şekilde muhatap olmalıyız.
- Ülkemizde yıllarca süren bir İngilizce eğitimi olmasına rağmen neden çocuklarımız kendini tanıtabilecek ya da derdini anlatabilecek düzeyde İngilizce konuşamıyorlar?
Aslında bu konu sürekli tartışılıyor. Ben takip ettiğim ve gözlemlediğim kadarıyla şuna vardım: bizim öğrenciler İngilizceyi biliyorlar, gramerleri iyi ama dediğiniz gibi konuşma sorunları var. Yapılan araştırmalarda Ortadoğu ve Asya kültürlerinde bunun ortak bir sorun olduğu ortaya çıkmış, çünkü çekiniyoruz. Okulda hiç konuşmadan çok rahat mezun olabilirsiniz. Kullanılmayan bir yetenek de doğal olarak gelişmiyor. Bir de İngilizcenin günlük hayatta direk karşılığı olduğu için, bu derse daha fazla yüklendiklerini düşünüyorum. 12 yıl İngilizce görüyoruz ama konuşamıyoruz diyorlar, 12 yıl matematik görüp çarpım tablosunu bilmeyen de var, Türkçeyi imla kurallarına uygun yazamayan da.
- Öğretmenlere gereken değer veriliyor mu?
Eskisi kadar verilmiyor tabi ki, bunu kimse inkâr edemez. Ama nedenini tam olarak bilmiyorum. Sağlık Bakanlığı geçmiş yıllarda güzel çalışmalar yaptı sağlık sektörü çalışanları için. Onları bir nevi manevi güvence altına aldılar. Polis memurlarının maaşlarında önemli iyileştirmeler yapıldı ve maddi güvence sağlandı. Milli Eğitim Bakanlığı’ndansa öğretmeni hep zora sokacak çalışmalar geldi. Ücretli öğretmenlik bunlardan biri, asgari ücretin altında maaş alan öğretmen mi olur?
- Öğretmen olmak isteyenlere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Haddime değil ama verebileceğim tek ve en önemli tavsiye bu işi gerçekten seviyorlarsa tercih etsinler. Maaş, tatil, devlet güvencesi gibi rahatlıklarını değil de zorluklarını göz önüne alsınlar. Böylece hayal kırıklığı yaşamazlar.
- İngilizce öğretmenliği yanında Youtuberlık da yapıyorsunuz. Youtuber ne demektir?
Ben aslında YouTube’da da öğretmenlik yapıyorum. 🙂 YouTuber basit tabirle YouTube üzerinden düzenli olarak video içerik gönderen yayıncılara verilen isim.
- Youtuber olma fikri nasıl ve ne zaman oluştu?
YouTuber olma fikriyle yola çıkmadım tabi ki. 2012’de kanalımı açtığımda YouTuber’lık diye bir kavram dolaşmıyordu ortalıkta. Türkiye’de reklam yayınlayamıyordunuz, dolayısıyla düzenli içerikler yayınlayan, özgün kanallar da pek bulunmuyordu. Ben belediyenin kurslarında yetişkinlere ders verirken, ders kaçıranlara kolaylık olsun diye evde videolar hazırlayıp bunları CD’lere bastım. Daha sonra Vimeo’ya yükledim ve en son YouTube’a yükleyip öğrencilerime linkler vermeye başladım. Sonradan fark ettim ki hiç tanımadığım insanlar da bu videoları izliyorlar ve yorum yapıyorlar. Ben de onların yönlendirmeleriyle devam ettim.
- Youtube’ta kanal açarak maddi kazanç elde edilebilir mi?
Mümkün tabi ama medyanın gazına gelmemek lazım. YouTuber’lık yattığın yerden, eğlenerek para kazanma işi değil. Bunu bilmek gerekiyor. 10 dakikalık videoları hazırlamanın bazen 1 günü aldığını, bazen çok uğraştığınız bir içeriğin belki de tutmayacağına hazır olmak gerekiyor. Ya da kısaca şöyle düşünmeli, şarkı söyleyerek de maddi kazanç elde edilebilir ama bir Tarkan, Sezen Aksu olmak öyle kolay değil.
- Youtube üzerinde başka projeleriniz de var mı?
Şu an yok ama geçmişte denediğim başarısız projeler oldu. Dediğim gibi çok emek istiyor çünkü ve enerjinizi, vaktinizi yeterince yönlendiremediğinizde projeler başarısız oluyor.
- İngilizce ile ilgili kitap yazdığınızı da biliyoruz. Kitabınızdan da kısaca bahseder misiniz?
Tabi. Şu an satışta olan ilk kitabım Kickstart Your English. Bu kitap daha çok sıfırdan, kendi kendine İngilizce öğrenmek isteyen yetişkinler için hazırlandı. Kitapta konu anlatımının yanı sıra alıştırmalar da mevcut ve her konu için yerleştirilmiş QR kodlarla o konunun YouTube’daki videosuna gidebiliyorsunuz. Bunun için bir akıllı telefona sahip olmanız yeterli.
Bunun dışında eğitim kurumlarına özel hazırladığımız 3 kitabımız daha var fakat bunların dışarı satışı yapılmıyor.
- Youtuber olmak isteyenlere ne gibi önerilerde bulunursunuz?
Burada da anahtar nokta sevdiğiniz konu üzerine videolar çekmeniz. Bazıları, çok takipçisi olan kanallara bakıp aynısını yapmaya çalışıyor ve başarısız oluyor. Oyun kanalları vs gibi. Ama sevdiğiniz konu hakkında video çekerseniz, hem uzun vadede sıkılmadan çalışabilirsiniz hem de enerjiniz videonuza yansır. İlgi alanınız çok dar bir kitleye hitap ediyor olabilir, bunu kim izler ki demeyin, mutlaka her konunun bir alıcısı vardır.
İngilizce Öğretmeni ve Youtuber Çağrı Menteş İletişim Bilgileri:
